Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, son günlerde ibadete açılması tartışılan Ayasofya'ya ilişkin, "Tekrar ibadete açılmasının hukuki bir gereklilik olduğuna inanıyorum" dedi.
TRT Haber'e konuk olan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Baro başkanlarının ve muhalefetin tepkisini çeken 'çoklu baro' düzenlemesine ilişkin de konuşan Gül, "Barolarla ilgili tüm süreçte bakanlık olarak Türkiye Barolar Birliği Başkanımız Metin Feyzioğlu ve tüm baro başkanı arkadaşlarımızla diyalog içerisindeyiz" dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün açıklamalarından satır başları şöyle:
"Barolarla diyalog kapısı hep açıktı"
"Yargı reformu strateji belgesini hazırlarken de tüm barolarla bu meseleyi beraber konuştuk sözü olan avukatlık mesleğinin daha güçlü olması savunmanın daha güçlü olması için ne söyleyecekseniz gelin beraber konuşalım diyalog kapısı her zaman açık diye diyalog çerçevesinde sürdürdük. Bu süreçte kanun hazırlanırken barolar birliği başkanımız ve 40'a yakın meslektaşımız ile 4 saatlik toplantıda görüşlerini aldık. Bu önerileri grup başkanvekillerimize ilettik bu kapsamda diyalog kapısı hep açıktı ve önerileri almaya çalıştık.
"Türkiye'de 1969'dan beri yürürlükte olan ve zaman zaman değişmiş bir avukatlık kanununa ilişkin düzenleme söz konusu. Avukatlık mesleğinin güçlendirilmesine yönelik, savunmanın güçlendirilmesine yönelik her zaman çalışmalar yapılmıştır. Baroların yine bu anlamda teşekkülü ile ilgili de her platformda her avukat tarafından, barolar ve STK'lar tarafından dile getirilmiştir. Bu süreçte de yine yargı reformu sürecinde ve Meclis aşamasında AK Parti ve MHP olarak bu teklifi veren partiler olarak da toplumun her kesiminin önerileri alınmış ve süreç yürütülmeye çalışılmıştır.
"Yargının üç ayağı var iddia, savunma ve yargılama, savunma avukatların güçlü bir şekilde mesleği ifa etmesi bu üç ayaktan birisi. Savunmanın güçlendirilmesi her zaman bizim çalışmalarımızın başında yer almıştır. AK Parti döneminde avukatlık mesleğinin güçlendirilmesine yönelik bir takım hakların verilmesi için reformlar yapıldı. Temel meselemiz avukatların gündemi ne ise bizim meselemiz de odur. Görüyoruz ki avukatların gündemi ile bazı baroların gündemi avukatlarınkinden farklı.
"Bir yerde avukat, savcı ve hakim ne kadar güçlü olursa vatandaşlarımızın yargıya güveni artacaktır. Dolayısıyla mesleğimizi daha fazla nasıl güçlendiririz çalışmalarından öte ideolojik, meslek örgütlenmesinden ziyade ideolojik bir örgütlenmeye yönelik çok eskiden beri gelen mesleğin karşı karşıya kaldığı zorluklar söz konusuydu. Somut meselede de bu konu hep değerlendirildi. Farklı modellerin hepsi değerlendirildi. Bizler de bakanlık olarak teklifi her türlü değerlendirmeyi yapmış olduk. Sonuçta da TBMM ortaya bir irade koyuyor ve bu irade milletin lehine bir irade bu şekilde tercih edilmiştir. Dolayısıyla yasama kanun koyandır ve kanun koyma iradesine saygı duymak gerekir.
"Ayasofya'nın ibadete açılması hukuki gerekliliktir"
"Ayasofya ile ilgili yürüyen dava ile ilgili görüş sarfetme imkanımız yok. Karar açıklandığında herkesle birlikte biz de öğreneceğiz. Yürüyen davanın dışında ben Ayasofya'nın tekrar ibadete açılmasının hukuki bir gereklilik olduğuna inanıyorum. Ayasofya bir vakıftır. Cami olarak vakfedilen Ayasofya'nın asli amacına göre tekrar ibadete açılması hukuki gerekliliktir.
"Burada Ayasofya'da tüm kültürel bağlamda değerler tabiki korunacak. Tarihi dokusu korunacaktır fakat asli amacı ibadete çevrilmesi tüm toplumun beklentisidir.
"Türkiye bir hukuk devleti tüm süreç yargıda. Duruşma günü oldu ve karar aşamasına gelen bir süreç. Yargının vereceği bir karar, Cumhurbaşkanımızın vereceği bir karar bu nedenle milletimizin talepleri doğrultusunda bir karar olacağına inanıyorum."