HÜLYA KARABAĞLI / Ankara
KCK ve PKK’lı tutuklu ve mahkûmların 50’nci günü aşan açlık grevinde yetersiz beslenmeye bağlı olarak; mide bulantısı veya midenin kasılması, ağızdan, idrar yollarından veya makattan kan, baş dönmesi, baş ağrısı, göz kararması veya iyi görememe, bedenin çeşitli bölgelerinde uyuşma veya titreme, halsizlik ve uyku bozuklukları, boğazda ve solunum yollarında yanma, yürüme ve konuşmada zorluk, duyu organlarında hassasiyet, sıvı alma ve hap yutmada zorlanma ortaya çıktı.
Kandıra 1 ve 2 No’lu F Tipi Cezaevleri ile Bolu F Tipi Cezaevinde açlık grevi eylemindeki tutuklu ve hükümlüleri ziyaret eden CHP heyeti bugün düzenledikleri basın toplantısında, “Açlık grevi eylemcilerinin ‘yiyip içtikleri’ yönünde bir bulguya rastlanmamıştır” dedi.
Eylemcilerin, kamuoyuna yansıyan talepleri dışında herhangi bir talepleri olmadığına dikkat çeken CHP’liler, “Eylemcilerden hiçbiri kendisinin açlık grevine zorlandığını veya bunun için tehdit edildiğini söylememiştir” dedi. CHP'li Veli Ağbaba, açlık grevinde tutuklu ve mahkûmlar hakkında soruşturma açıldığını söyledi.
CHP’den Aytuğ Atıcı, Melda Onur, Nurettin Demir, Veli Ağbaba Bolu ve Kandıra cezaevlerinde açlık grevindeki eylemcilerle görüştü. TBMM’de düzenlenen basın toplantısında verilen ayrıntılı bilgiler şöyle:
Açlık grevinin 51. Günü
51. gününde olan eylemleri biz de başından beri takip ediyoruz ve bu amaçla 6 farklı hapishanede 50’den fazla eylemciyle görüştük. İlk ziyaretimizi, 19 Ekim 2012 tarihinde, Sincan 1 ve 2 No’lu F tipi Cezaevleri ile Sincan Kadın Kapalı Cezaevine gerçekleştirdik. Son olarak da 31 Ekim 2012 tarihinde Kandıra 1 ve 2 No’lu F Tipi Cezaevleri ile Bolu F Tipi Cezaevinde açlık grevi eylemini sürdüren mahpuslarla görüştük.
Hükümet açlık grevleri karşısında ‘deve kuşu’ pozisyonunda
Bir yanda insan hayatının söz konusu olduğu bir durum var, diğer yanda siyasi taleplerle yola çıkılmış bir eylem ve bu eylemle alakalı yoğun bir bilgi kirliliği var. En büyük bilgi kirliği kaynağı da başta başbakan olmak üzere hükümet üyeleridir. Başbakanın yalnızca 1 kişinin ölüm orucunda olduğu yönündeki beyanları da gerçeği yansıtmamaktadır. Hükümet açlık grevi eylemleri karşısında “deve kuşu pozisyonu” almıştır. Bu yanlıştır. Bu yanlışın bedeli genç hayatlar olmamalıdır.
Yeni bir 19 Aralık yaşanmamalı
Bu sorunun çözülmesi için atılacak ilk adım ise gerçekçi olmak ve kirli bilgiden kurtulmaktır. Burada başta medya ve yetkili kurum ve kişiler olmak üzere herkese büyük görev düşmektedir. Bu ülkeye 100’den fazla ölüyü, 600’den fazla engelliyi geride bırakan bir “19 Aralık” daha yaşamamalıdır. İnsan canı ve bedeni hiçbir pazarlığın konusu edilemez. Biz CHP olarak adı, sıfatı, cezası ne olursa olsun herkese hukukun eşit şekilde uygulanmasını savunuyoruz.
Eylemcilerin iaşe bedeli kesildi
58 farklı cezaevinde 658 tutuklu ve hükümlü açlık grevi eylemini sürdürmektedir. Görüştüğümüz mahpuslarlasın iddiasına göre: Bazı basın-yayın organlarında açlık grevinin bırakıldığı yönünde yer alan haberler, destek amaçlı açlık grevine katılanlardan ibarettir. Eylemcilerim iaşe bedeli bakanlık tarafından kesilmiştir ve açlık grevi sürecinde eylemcilere hiçbir şey verilmemektedir.
Bolu F Tipi Cezaevinde açlık grevinin 50. gününde 10, 17. gününde ise 9 kişi mevcuttur. Kandıra 1 No’lu F tipi Cezaevinde 50. günde 11, 17. günde ise 4 kişi ve Kandıra 2 Nolu Cezaevinde 9 kişi 50. günde, 5 kişi ise 17. Günde açlık grevi eylemini sürdürmektedir.
Görüşülen 28 kişiden 11’i tutuklu, 17 ise hükümlüdür. 20 ila 47 yaş arasında bulunan 28 kişinin yaş ortalaması 33’tür. En fazla kilo kaybı 18 kilogram, en az kilo kaybı 6 kilogram ve ortalama kilo kaybı 10 kilogramdır.
Dikkat çeken unsur sadece kilo kaybı değildir; pek çok eylemcide çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkmaya başlamıştır.
‘Yiyip içtiklerine’ ilişkin bulguya rastlanmadı’
Heyetimiz tarafından yapılan inceleme ve görüşmeler sonucunda ziyaret edilen açlık grevi eylemcilerinin “yiyip içtikleri” yönünde bir bulguya rastlanmamıştır. Eylemciler, kamuoyuna yansıyan talepleri dışında herhangi bir talepten bahsetmemiştir. Görüşülen eylemcilerden hiçbiri kendisinin açlık grevine zorlandığını veya bunun için tehdit edildiğini söylememiştir.
Özelikle bazı eylemcilerin aşırı kilo kaybetmeleri ve bazı rahatsızlıkların baş göstermesi eylemciler açısından kritik günlere işaret etmektedir. Can kayıplarının muhtemel olduğu günlere doğru ilerken, yetersiz beslenmeden dolayı kalıcı hastalıklar da ortaya çıkabilir. Bu açıdan eyleme ciddiyet ve sorumluluk bilinciyle yaklaşılması, olayın insani boyutunun göz ardı edilmemesi gerekmektedir.