Gündem

"Acılar bir kez daha tazelendi; Sur musalla taşında, buyurun cenaze namazına"

Veysi Polat: Trafoda ölmüş bir kedi, kapıları havaya uçurulmuş binalar, iç tarafa gittikçe keskin ceset kokusu…

22 Mayıs 2016 15:35
Veysi Polat

*Veysi Polat

Diyarbakır’da hendekler, çatışmalar, ölümler ve göçlerle anılan tarihi Sur ilçesinin 3 mahallesinde 2 Aralık 2015 tarihinden beri uygulanan sokağa çıkma yasağı bu sabah itibariyle kısmen kaldırıldı. Valiliğin dün akşam yasağın kaldırılacağına dair açıklamasından sonra 6 aydır evlerine gidemeyen Sur sakinleri, sabahın erken saatlerinden itibaren Dabanoğlu, Savaş ve Fatihpaşa Mahallesi’ne doğru yola koyuldu.

Adımlar hızlıca… Üç çocuğunun elinden tutan bir anne, elinde bastonuyla zar zor adım atan yaşlı amca “Belki yıkım bize uğramamıştır” diye ümit ediyor. Az ötede Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin katledildiği Dört Ayaklı Minare beliriyor. Brandalar kalkmamış, polis barikatı duruyor. “Yasak var” denince Yoğurt Pazarı’ndan çatışmaların yoğun olarak yaşandığı Hasırlı ve Savaş Mahallesi’nin kesiştiği noktaya geçiyoruz. Sağlı sollu dükkânlar harabe halde, kapağı açık bir trafoda ölmüş bir kedi, kapıları havaya uçurulmuş binalar ve iç tarafa gittikçe keskin ceset kokusu…

Çok kalabalık… Evinden sağlam eşyaları çıkaran, birbirine sarılıp ağlayan, “eşyalarımızı çalmışlar” diye isyan eden kadınlar, sağlam halıları rulo halinde sırtlayan çocuklar… Mehmet Çağlar, 6 ay sonra evine giren Savaş Mahallesi sakinlerinden. Tarihi Diyarbakır Evi’nin bulunduğu sokaktaki avlulu, iki katlı evinin kapısı kırık. Eşyalar yerli yerinde ancak keskin ceset kokusu her yere sinmiş. Gözleri doluyor, “Ne desem kardeş. Aylardır feryadımız yeri göğü yardı… Allah hakkımızı bırakmasın!” diyor sadece…

Mehmet Çağlar’ın evinin önünden öteye gidemiyoruz. Polis barikatlarındaki görevliler, “yasak” diyerek çeviriyor bizi.

Az ötedeki bir binaya çıkıyoruz. 7 katlı binadaki tüm ev kapıları kırık, eşyalar orta yere saçılmış. Merdiven boşluğundaki kan izleri duruyor. Ev sahibi “Bir kadın, bir erkek burada vurulmuş” diyor. Binanın üstünde gazeteci ordusu, Sur’u bir de buradan seyre gelen mağdurlar topluluğu var… Onca kalabalık da çıt yok! Karşımızda Kobanê manzarası… Eller belde kenetlenmiş, sessizce yanaklardan süzülen gözyaşları ve kaçak sigara kutusunu enkazın olduğu bölgeye fırlatan yaşlı bir amca… Sessizliği bu amcanın 3’er kez tekrarladığı şu sözler bozuyor: “Allah bin kez belanızı versin. Allah hakkımızı yanınıza bırakmasın.”

O binadan inip Fatihpaşa ve Dabanoğlu Mahallesi’ndeki sokakları geziyoruz. Manzara aynı. Sağlam eşyasını sırtlayıp “Bir daha buraya gelmeyiz” diyenler de var, “İnadına buradan gitmeyeceğiz” diyenler de.

Acılar bugün bir kez daha tazelendi Sur’da. Tarihi kent harabe… Sur musalla taşında. Buyurun cenaze namazına!

 

Sokağa çıkma yasağı aylar sonra 3 mahallede kaldırıldı; işte Sur'dan geriye kalan!

5 ayın ağır tahribatı; Tahir Elçi'nin 'korunsun' dediği Dört Ayaklı Minare bu hale geldi!

Af Örgütü: Sur bombalanmış, dümdüz edilmiş!