Gündem

Avrupa basını: AB'nin değerleri Akdeniz'de battı

Le Republicain Lorrrain: Kabul edilmesi mümkün olmayan Türkiye'nin tutumu değil, son değerlerini de Akdeniz'de batıran Avrupa'nın davranış şeklidir

18 Mart 2016 13:37

Brüksel’deki AB-Türkiye 3. Mülteci Zirvesi’nde önemli konularda mutabakata varıldığı belirtildi. Zirvede varılan mutabakatı Kıbrıs Rum Kesimi’nin de kabul ettiği belirtildi. AB kaynaklarına göre Türkiye sığınmacıları 4 Nisan'da geri almaya başlayacak. Bölgesel Fransız gazetesi ‘Le Republicain Lorrrain', anlaşmayla ilgili haberinde, "Bu ürkütücü pazarlıkta kabul edilmesi mümkün olmayan Türkiye'nin tutumu değil, son değerlerini de Akdeniz'de batıran Avrupa'nın davranış şeklidir” ifadelerine yer verildi.

AB-Türkiye zirvesi ve mülteci pazarlığı Avrupa basınında da geniş yer aldı:

 

Muhafazakâr Norveç gazetesi ‘Aftenposten'

 

“Şimdiye kadar, Türkiye ile kapsamlı anlaşmayı konu alan zirve
gibi birbiriyle çelişen çıkarların çarpıştığı başka Bir AB
zirvesi olmamıştı. Avrupa, Türkiye söz konusu olduğunda
iletişimin iki anlamlaştığının farkına varmalı. Türkiye bir
yanda Batılı destekçi ve İslam dünyasına açılan yararlı bir kapı
sayılıyor. Diğer yanda ise Bizansvari ve hesaplanamaz olduğu
söylenip, ‘en iyisi onu dışarıda bırakmak' deniliyor. AB
zirvesindeki hukuki ve pratikle ilgili sorular uzayıp gidiyor.
Ama hiçbiri siyasi iradeyle çözüme kavuşturulamayacak cinsten
değil.”

 

Bölgesel Fransız gazetesi 
‘Le Republicain Lorrrain'

 

“28 AB ülkesinden, rahatını bozmamak ve radikallerin
renklendirdiği seçmen kitlesini darıltmamak için Türk
padişahının metotlarına göz yumması isteniyor. Bedel yüksek, ama
bu ücreti Avrupa'nın kapısındaki bekçisi istiyor.
Bu ürkütücü
pazarlıkta kabul edilmesi mümkün olmayan Türkiye'nin tutumu
değil, son değerlerini de Akdeniz'de batıran Avrupa'nın davranış
şeklidir.”

 

‘De Morgen' adlı Belçika gazetesi

 

“Brüksel'de mültecilerin geri gönderilmesiyle ilgili temel
anlaşmanın AB ile Türkiye arasındaki pazarlık sürerken,
Türkiye'nin sığınmacı merkezleri çoktan hazırdı. Çünkü anlaşma
yeni sayılmaz. 2013 Aralığında AB Komisyon üyesi Cecilia
Malmström ile zamanın Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
arasında mülteci hareketleriyle ilgili mutabakat sağlanmıştı.
Türkiye, topraklarından AB'ye geçen kaçak mültecileri geri
almayı taahhüt etmişti. Karşılığında Türk vatandaşları AB
ülkelerine vizesiz seyahat edebileceklerdi. Şimdi pazarlığı
yapılan mutabakat bu uzlaşmayı temel alıyor. Tabii
mali desteğin
tutarı oldukça arttı. Vize serbestisinin başlayacağı tarih de
öne alındı. AB aynı zamanda, Türkiye'ye gönderilecek her bir
sığınmacı karşılığında Türkiye'den bir Suriyeli mülteciyi almayı
da kabul etti.”

 

Alman ‘Bild' gazetesi:

 

Angela Merkel ısrarla ‘Avrupa bünyesindeki çözüme'
Türkiye'yi de
dahil etmek istiyor. Bu ahlâki bakımdan temiz bir uzlaşma
olamaz: Cumhurbaşkanı Erdoğan demokratik özgürlükleri ayaklar
altına alıp halkının bir kısmıyla savaşıyor. Otokratlaşmak
istediği anlaşılıyor. Aynı zamanda mülteci krizindeki kilit
konumundan da sonuna kadar yararlanmaya çalışıyor. Eleştiriler
ne kadar haklı da olsa, horlamak ve görüşmeleri kesmek
olmaz.
Türkiye, başka devletleri de derinden sarsacak boyuttaki terörle
mücadele ediyor. AB üyesi olan münferit Doğu Avrupa ülkelerinin
hükümetleri de demokrasilerine kendilerine göre yeniden şekil
vermeye uğraşıyorlar. Haklı nedenlerle Doğu Ukrayna'nın barışa
kavuşturulması için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile
masaya oturulmasını doğru bulan, Türkiye ile anlaşmaya
varılmasına itiraz etmemelidir. Türkiye, sadece mülteci kriziyle
sınırlamaksızın, AB'nin ortağı olarak
kalmalıdır.”