Dünkü yazısında “Abdülhamid’i Erdoğan’la özdeşleştiren tehlikeli bir benzetme yapıyorlar” diyen Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, bugün de Osmanlı padişahı Abdülhamid ile ilgili değerlendirmelerini sürdürdü.
Dilipak, "Tarih tekerrür etmesin diye" başlıklı bugünkü yazısında “Abdülhamid dönemini anlamadan Osmanlının yıkılışı, cumhuriyetin kuruluşunu anlamak mümkün değil” dedi. Dilipak, Abdülhamid döneminde yapılan anlaşmaları hatırlatarak o döneminde yaşananlardan ders alınması gerektiğini yazdı. Dilipak, “Bakın birileri gitti ya da geldi diye biz kurtulacak ya da helak olacak değiliz. Kim ne yaptı ise karşılığını göreceğiz. Bütün dünya batsa biz 40 kişi isek yine kurtulacağız” dedi.
Dilipak özetle yazısına şöyle devam etti:
"Din büyüklerine olduğu gibi devlet büyüklerine itaat konusunda haddi aşanlar onu İlahlık ve Rablik makamına yükseltirler. Bir devlet büyüğünün gelmesi ya da gitmesi üzerine kendi kaderlerinde değişiklik beklentisi de salim bir aklın ürünü değildir.
‘İçlerinden bir önder’ bekliyor olacaklarsa, önce kendi haklarındaki hükmü değiştirmek için kendilerini değiştirmeleri gerekir.
Ya da, daha kötüsüne karşı birine razı olacaksanız, bu kötülerden daha az kötüyü seçmek anlamına gelir ki, bu da gönülden bir destek değil, ‘Kerhen’ destek anlamına gelecektir. Bunu kabul etmek ise zillettir. Müslüman bir toplumda, ehliyet ve liyakat noktasında seçim, kabilecilik ya da dünya menfaatini esas alan bir taraftarlık yapmadan, daha doğrusu HAK’tan yana taraf olarak, iyilerden en iyisini seçmektir.
Din, seremoniden, ritüellerden, üretilen ikonolardan ibaret değildir. Hayatın her anında yapılan her işi kapsar. Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. Bazı şeyler Allah’ın gücüne gider. Gazab sebebi olur. Hayat içinde üstlendiğimiz ya da şahit olduğumuz izler toplumsal hafıza, bir şuuraltı oluşturur. Onun için yapılan her işe, söylenen her söze dikkat etmemiz gerekir. Her işe başlarken Euzü besmele çekmemizdeki hikmet ve sebep burada gizlidir.
Bilmem derdimi anlatabildim mi! Boşuna 'kaçtığımızı sandığımız şeye doğru koşuyoruz' demiyorum. "
Yazının tamamını okumak için tıklayın