Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında davaya ilişkin “Bu süreçte dostluklarını esirgemeyen kardeşlerime, STK’larımıza, Platform üyelerine ve avukat arkadaşlara teşekkür ediyorum. Biliyorsunuz, bu konuda hakkımda bir de Halkın Kurtuluş Partisi kadın kolları birçok ilde hakkımda suç duyurusunda bulunmuşlardı. Onlar hakkında takipsizlik kararı verildi. HKP, İstanbul Sözleşmesini savunan bütün kadınlara ‘Fahişe’ dediğimi iddia ediyordu. AK Partililer ve KADEM kendilerine hakaret ettiğimi iddia ediyordu. Oysa ne dediğim ortada. Arzu eden www.dilipak.com’a girer bakar. Orada suçlama da var, iddianame de, benim cevabım da, yazının aslı da var. Orada duruyor. “AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin Papatyaları” cümlesinden nasıl bir anlam çıkar, herkes evdeki ilkokul son sınıftaki çocuğuna sorsun. Çocuğunuzun zekasını ölçün ve memleketin haline karar verin" dedi.
Ne olmuştu?
Dilipak, söz konusu yazısında şunları kaydetmişti: "AK Parti içindeki AKP’liler, FETÖ’nün zihniyet ikizi gibi davranıyorlar. Hem uluslararası fonlarla destekleniyorlar hem de kamu fonlarını kullanıyorlar. Malum 'Yeşil Sermaye' de bunlara sponsor olabiliyor. Koç kadar, Sabancı kadar, Eczacıbaşı kadar bizim 'Yeşil sermaye' davasına sadakat gösterip, bu fahişelere ve onların türevlerine karşı seslerini yükseltebilecekler mi? Konfeksiyoncu, gıda zinciri, finans kuruluşu, ses ver Türkiye! Ne bekliyorsunuz!"