11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Necmettin Erbakan döneminden kalma ‘Kayıp trilyon’ davası için önümüzdeki haftalarda savcılığa giderek ifade verecek.
Gül çevresine, eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’yi örnek göstererek, “Hukuk devleti budur, kimse imtiyazlı değildir, herkes gider ifade verir, suç var mı, yok mu diye karar verme yetkisi yargıya aittir” diye konuşuyor.
Gül’ün cumhurbaşkanlığı devam ederken, Refah Partisi’yle ilgili ‘Kayıp trilyon’ davası gündeme geldi.
Partiye yapılan hazine yardımı, partinin kapatılması üzerine soruşturma konusu olmuştu. Savcılık, olayla ilgili olmadığı için Abdullah Gül hakkında takipsiz kararı vermiş, Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den tam 5 defa ‘Şüpheli Abdullah Gül’ diye bahseden kararında, takipsizliği kaldırmıştı.
İfadesi engellendi
Taha Akyol’un Hürriyet’teki haberine göre, konunun bu şekilde gündeme gelmesi üzerine Cumhurbaşkanı Gül, Nisan 2009’da Ankara Savcılığı’na Çankaya Köşkü’nden bir yetkiliyi göndererek söz konusu dava için ifade vereceğini, bunun için kendisine gün bildirilmesini istedi. Fakat hem savcılık hem Köşk hukukçuları, bunun ‘Cumhurbaşkanı’ için uygun olmayacağını bildirdiler.
Cumhurbaşkanlarının devletin başı olduğu gibi, dokunulmazlıktan öteye sorumsuzluğa da sahip olduğunu hatırlattılar. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın Ankara Savcılığı’nda ifade vermeye gitmesi halinde, devlet hayatında olmaması gereken protokol sorunlarının ortaya çıkacağını anlattılar. Savcı da, Gül’ün ifadeye gelmesinin uygun olmayacağını bildirdi. Bunun üzerine Gül, görevi devam ettiği müddetçe ifadeye gitmekten vazgeçti.
Gül, geçtiğimiz hafta kendisini ziyarete gelen konuklarına anılarını anlatırken, bu olaydan da bahsederek şunları söyledi:
“Artık görevim bitiyor. Uygun bir zamanda avukatlarımı savcılığa göndereceğim, ifade vermek üzere gitmek için gün belirlenmesini isteyeceğim. Hukuk devleti budur, kimse imtiyazlı değildir, herkes gider ifade verir, suç var mı, yok mu diye karar verme yetkisi yargıya aittir.”
Gül konuşmasında, ‘Kayıp trilyon’ davasına bakan Ağır Ceza Mahkemesi’nin, kendisi gibi ilgisiz bütün parti yetkilileri hakkında ve özellikle de Refah Partisi’nin bu konularla ilgili Genel Muhasibi hakkında bile beraat kararı verdiğini hatırlattı.
Erbakan ve 68 RP yöneticisi ceza aldı
1998 yılında Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi (RP) hakkında verdiği kapatma kararı kararının ardından, yöneticilerden ellerindeki Hazine yardımını devlete iade etmelerini istedi. Ancak RP, paranın örgütlere gönderilerek harcandığını ileri sürdü ve söz konusu Hazine yardımını iade etmedi.
Müfettişlerin incelemelerinde paranın, sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği tespit edildi. Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aralarında RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın da bulunduğu parti yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da dava açtı.
Davada Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Erbakan hakkında özel belgede sahtecilik suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezası verirken 68 RP yöneticisi 1 yıl ile 1 yıl 2 ay arası hapis cezası aldı. Yargıtay, bu kişiler hakkındaki kararı onadı. O dönem Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül’ün dosyası ise ayrıldı. Gül hakkındaki evrak tefrik edilip, dokunulmazlığı bulunduğu için işleme konulmadı. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ise hakkındaki dosyanın akıbeti tartışıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Gül hakkında gönderilen bu dosyayla ilgili takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararına Cahit Nalbantoğlu isimli vatandaş itiraz etti. İtirazı Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi karara bağladı ve Gül hakkındaki takipsizlik kararını kaldırdı. İtiraz üzerine verilen kararlar kesin nitelik taşıdığı için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sincan Mahkemesi’nin kararının ‘kanun yararına bozulması’ istemiyle Yargıtay’a götürülmesi için Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlık, istemi yerinde görerek söz konusu kararı ‘kanun yararına bozulması’ istemiyle Yargıtay’a götürdü. Başvuruyu değerlendiren Yargıtay 11’inci Ceza Dairesi de Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını kanun yararına bozdu. Daire, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararına itiraz eden Cahit Nalbantoğlu’nun itiraz hakkı bulunmadığına da hükmederek Sincan Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanı Gül’ün yargılanmasına yönelik verdiği kararı kaldırdı.