Abdullah Cömert'in Hatay'daki Gezi Parkı protestoları sırasında başına atılan gaz fişeğiyle öldürülmesine ilişkin davada, ailenin avukatı, sanık polisin tutuklanmasını talep etti. Jandarma Kriminal Laboratuvarı'ndan gelen ses kaydındaki küfürlerin, "görevlilerin demokratik tepkilerini dile getiren kalabalığa karşı hasmane, düşmanca bakışını da gösterdiğini" belirten Avukat Hatice Can, "Bu küfürler olası kastı da aşıyor ve kasten öldürmeye işaret ediyor. Sanık polisin bu nedenle tutuklanmasını talep ediyoruz" dedi. Cömert ailesi ile avukatlarının sanığın tutuklanması talebini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı 20 Kasım'a erteledi.
Sanık polisin tutuklanması talep edildi
Duruşmanın başında talimatla alınan bazı tanık ifadeleri okundu. Tanıklardan Meryem Portakal'ın, "Abdullah Cömert'in gaz fişeğiyle vurulduğunu gördüm, ama atanları görmedim" dediği belirtildi. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Kemal Yılmaz, Jandarma Kriminal Laboratuvarı'ndan gelen ve gaz fişeğinin atıldığı araçtaki konuşmaların bir bölümünü okudu. Yılmaz, birçok küfrün olduğu iki sayfalık metni sansürlü okurken; CD'lerden birinin de çizik nedeniyle çözümlenemediğini açıkladı.
Cömert ailesinin avukatı Hatice Can, "Jandarma Kriminal Laboratuvarı'ndan gelen ses kaydının çözümü dikkat çekicidir. Mahkeme başkanı bile küfürleri okuyamadı. Bant çözümündeki sinkaflı küfürler oradaki görevlilerin demokratik tepkilerini dile getiren kalabalığa karşı hasmane, düşmanca bakışını da gösteriyor. Bu küfürler olası kastı da aşıyor ve kasten öldürmeye işaret ediyor. Sanık polisin bu nedenle tutuklanmasını talep ediyoruz" dedi.
Abdullah Cömert'in ağabeyi Adnan Cömert de araç içinde görev yaparken, sürekli küfreden polisler hakkında kamu davası açılmasını istedi. Baba Edip Cömert, olayın üzerinden 2 yıl 4 ay geçtiğini belirtirken, "Her şey ortada, polis oğlumu kasten öldürmüştür. Ama hala serbestçe dolaşıyor" dedi. Anne Hatice Cömert ise "Benim oğlum geri gelmeyecek ama o katilin cezalandırılmasını istiyorum, adalet istiyorum" diye konuştu.
Sanık avukatı: Zor şartlar altında, uzun mesai saatleri sonrası kamu görevlileri gergin olabilir
Sanık vekili avukat İbrahim Uzun, olayın ardından herhangi bir gaz fişeğinin bulunmadığını ayrıca gaz fişeğinin beyaz renkli Akrep'ten atıldığına ilişkin bir tanık ifadesi ya da kanıt olmadığını savundu. Jandarma Kriminal Laboratuvarı'ndan gelen bant çözümüne dikkat çeken Uzun, seslerin ve konuşmaların araç içindeki görevli personele ait olmadığını iddia etti. Uzun, Akrep'teki sistemle araç içindeki değil, araç dışındaki seslerin kaydedildiğini öne sürdü. Bu konunun Emniyet Genel Müdürlüğü'ne de sorulabileceğini söyleyen Uzun, "Zor şartlar altında, uzun mesai saatleri sonrası kamu görevlileri gergin olabilir. Bu kasıtla ilgili değil, insanlıkla ilgili bir olaydır. Ancak bu seslerin müvekkilimize ait olup olmadığı incelenebilir. Sonuçta suç türü değişmemiştir. Ortada kasıt yoktur" dedi.
Müvekkilinin tüm duruşmalara katıldığını, delillerin toplandığını ve kamu görevini sürdürdüğünü anımsatan Uzun, tutuklanma isteğine de itiraz etti. Sanık A.K. ise yine Mersin'den SEGBİS yöntemiyle katıldığı duruşmada fazla konuşmadı ve avukatının açıklamalarına katıldığını söylemekle yetindi.
Mahkeme heyeti, Cömert ailesi ile avukatlarının sanığın tutuklanması talebini ve sanık vekilinin, akrep polis aracı içindeki konuşmaların A.K'ye ait olup olmadığının belirlenmesi yönündeki isteğini reddetti. Mahkeme heyeti, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan, gaz fişeği ve fişeğin atıldığı araçla ilgili raporun istenmesine, çizik ve kırıklar nedeniyle incelenemeyen CD'nin çoğaltılarak çözümü için Jandarma Kriminal Laboratuvarı'na gönderilmesine karar verdi. Mahkeme heyeti, duruşmayı 20 Kasım'a erteledi.
"Kinle hareket eden polisin tutuklu yargılanması gerekir"
Duruşma sonrası açıklama yapan Avukat Tacettin Çolak, "Bugünkü duruşmada araç içindeki polislerin galiz küfürleri ortaya çıktı. Bunlar aslında devletin bir memuru değil, üzerlerine resmi elbise giydirilmiş ve karşısındakini de yok edilmesi gereken düşman olarak gören militanlardır. Göz göre göre Abdocan'ı katletmişlerdir. Kinle hareket eden polisin tutuklu yargılanması gerekir. Maalesef mahkeme ısrarlı taleplerimize rağmen tutuklama kararı vermiyor, sanığı buraya getirmiyor, sanki yargılanan aileymiş gibi yorucu duruşma maratonlarında Cömert ailesine ikinci bir işkence yapılıyor. Bunu da kınıyoruz" dedi.
Avukat Hatice Can da polislerin beyaz akrep aracındaki 'O.. çocuğu, ananızı..." şeklindeki küfürlerinin ortaya çıktığını belirtirken, "Bu küfürler kastın yoğunluğunu da gösteriyor" dedi.
Baba Edip Cömert, "Polisin üzerindeki kan lekesini temizlenmelidir. Bu polis, adilce yargılanmalı ve ceza almalıdır" derken; anne Hatice Cömert kendilerini yalnız bırakmayanlara teşekkür etti. 15 saatlik yolculuk yapıp, adalet için Balıkesir'e geldiklerini söyleyen Hatice Cömert, "Ancak ne kanun ne adalet var. Bizi Hatay'dan buraya sürüklediler. Hastayım, ayağım ağrıyor. Benim oğlum Balıkesir'de değil, Hatay'da öldü. Bu mahkeme neden Hatay'da yapılmıyor" diye sordu. Ağabey Adnan Cömert de muhalefetin ve basının seslerini duyurmasını isterken, "Elinizi vicdanınıza koyun ve bize yapılan haksızlığı görün. Görmezseniz bir gün sizde bizim gibi mağdur edilirsiniz" dedi.
Cömert ailesine destek vermek için adliye önünde bekleyen vatandaşlar, "Abdullah Cömert ölümsüzdür" ve "Abdocan'ın hesabı sorulacak" diye bağırdı.