Gazeteci ve yazar Abdulkadir Selvi, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünün kaza değil suikast olduğu iddiasında bulundu. Selvi, "Yazıcıoğlu'nun arkasından 'Alperen' diye mütevazi bir kitap yazmıştım. O kitabı yazarken yaptığım araştırmalara göre de Muhsin Yazıcıoğlu bir suikast sonucu ortadan kaldırıldı" dedi.
Abdulkadir Selvi, Sivas Kitap Günleri kapsamında yapılan “Siyasetin Gelecek Vizyonu” isimli söyleşiye katıldı. Darbe girişiminin başarısız olmasını “milletin devlete ve rejime format atması” olarak değerlendiren Selvi, şunları söyledi:
“15 Temmuz sadece bir darbeye karşı direniş değil, milletin devlete ve rejime yeni bir format atması oldu. Artık bundan sonra kim cumhurbaşkanı olacak, hatta kim birileri darbe yapmaya çalışacak, hatta kim Türkiye’yi yönetmeye soyunacak demokratik yönden ya da demokratik olmayan yönden bir şeyi hesap edecek: Bu millet ne der, ne yapar? Bizim geleneğimiz hep darbe olur, milletin eli sandığa değdiğinde bunun hesabını sorulurdu ama bu kez farklı bir şey oldu. Dünya demokrasi tarihine de bu millet kendisine yakışan bir kazanım hediye etmiş oldu.”
“Radar izleri uzun süre verilmedi”
Eski BBP Genel Başkanı ve kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün suikast sonucu olduğunu iddia eden Selvi, “Merhum hemşerim Yazıcıoğlu’nun arkasından ‘Alperen’ diye mütevazi bir kitap yazmıştım. O kitabı yazarken yaptığım araştırmalara göre de Muhsin Yazıcıoğlu bir suikast sonucu ortadan kaldırıldı” dedi.
Helikopterin düştüğü noktanın tam tersi yönde aramalar yapıldığını söyleyen Abdulkadir Selvi, şöyle devam etti:
“Hiç helikoptere binmeyen birisinin helikoptere binmesi, o ağır kış şartlarında oraya gitmesi, orada eğitim uçuşu yapan uçaklarla ilgili radar izlerinin uzun süre verilmemesi. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düştüğünde, düştüğü yerin değil de tam tersi yerin aranması ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterine ve naaşına ulaşıldığının açıklanmasından bir gün önce oraya giden bir askeri keşif heyetinin orayı bulması. Orada helikopter içerisinde kayıtları yapan teknik cihazların teknisyenler tarafından ustalıkla sökülmesi, bir gün sonra bulunduğunun açıklanması. Tabi İsmail Güneş’in o çabalarına rağmen ısrarla nokta tespiti yapılmak yerine başka yerlerin aranmasının hepsi kuşkulu noktalar.” (DHA)