Amerikan Antropoloji Derneği İnsan Hakları Komitesi (CfHR) üyeleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan, Türkiye’nin, demokratik toplumların vazgeçilmez parçası olan akademik özgürlük de dahil olmak üzere yasal olarak bağlı olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine uygun davranmasını talep etti.
CfHR üyeleri, Başbakan Davutoğlu’na gönderdikleri mektupta, hükümetin Barış İçin Akademisyenler inisiyatifine yönelttiği eleştirilerin yol açtığı siyasi ve mesleki baskılardan dolayı duydukları derin kaygıyı dile getirdiler.
Mektupta yazılanlar şöyle:
“Kürtlere karşı uygulanan devlet şiddetinin sona ermesi ve barış görüşmelerine geri dönülmesi için imza atan, birçok antropoloğun da aralarında olduğu akademisyenlerin Türk Yüksek Öğretim Kurulu ve savcılar tarafından terörizmi desteklemekle suçlandığını, haklarında soruşturmaların başladığını görüyoruz.
Bu mektup yazılırken 27 akademisyen gözaltına alınmış durumdaydı. Bazı üniversitelerin, imza atan akademisyenlere karşı işten çıkarmak da dahil olmak üzere cezai işlemler başlattığını ve akademisyenlere yönelik gözdağı ve tehditlerin yayıldığını, bazı kesimler tarafından açıktan şiddet çağrısı yapıldığını görüyoruz.
Yaşananlar temel insan haklarının ve akademik özgürlüğün ihlali anlamına geliyor. Bu durum akademisyenlerin araştırmalarının ve üniversite çalışmalarının önünde engel oluşturuyor. En önemlisi, bu durum Türkiye’nin de taraf olduğu Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin özellikle düşünce ve ifade özgürlüğüyle ilgili maddelerinin ihlali anlamına geliyor.
Derneğimiz, meslektaşlarımız da dahil olmak üzere dünyanın her köşesindeki insan hakları ihlalleriyle uzun zamandır mücadele etmektedir. Akademik özgürlüğe saygı, temel insan haklarını koruma, destekleme sorumluluğundan ayrı tutulamaz. Akademisyenlere yapılan baskılar, Türk bilim insanları ile ABD ve Avrupa kurumları arasındaki uluslararası işbirliğini olumsuz etkileyerek Türk sosyal bilim araştırmalarının dünyadan izole edilmesine yol açacaktır.
Hükümetinizin Barış Dilekçe’sini imzalayanlara karşı attığı cezalandırma amaçlı tüm adımları geri çekmesini ve Türkiye’nin, demokratik toplumların vazgeçilmez parçası olan akademik özgürlük de dahil olmak üzere yasal olarak bağlı olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine uygun davranmasını talep ediyoruz.”