AB Komisyonu'nun “Türkiye’ye üyelik dışında bir perspektif bulunmalı” mesajı verdiği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sık sık “Üye yapacaksanız yapın, yoksa biz yolumuza bakarız” çıkışlarında bulunduğu bir dönemde Ankara’da Türkiye-AB yüksek düzeyli siyasi diyalog toplantısı yapılacak.
Ankara’da 22 Kasım’da gerçekleştirilecek toplantıya AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn katılacak. Ankara’daki toplantıya katılacak Türk heyetine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başkanlık edecek.
Türk heyetinin toplantıda mevcut durumda AB tarafından dondurulmuş olan üyelik müzakere sürecine ivme kazandırılmasını isteyeceği, AB’li yetkililerin ise Türkiye’deki demokratik reform sürecindeki sıkıntıları yeniden gündeme getireceği belirtiliyor. AB’li yetkililerin Osman Kavala soruşturması kapsamında akademisyenlere dönük gerçekleştirilen gözaltılardan duydukları rahatsızlığı da doğrudan iletmesi bekleniyor.
AB, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana Türkiye’nin demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında gerilediği görüşünde. Bu söylem Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn tarafından birçok kez dile getirildi. Başta Berlin ve Paris olmak üzere AB başkentleri de bu görüşü paylaşıyor.
AB'nin önceliği demokratik reformlar
Bu yüzden AB için Ankara’nın demokratik reform sürecine geri dönmesi üyelik müzakerelerinin canlanmasına dönük temel önceliği oluşturuyor. Bu amaçla Türkiye’ye, üyesi olduğu Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi’ni adres gösteriyor.
Türkiye 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL uygulaması, binlerce kamu çalışanının işine son verilmesi, basın özgürlüğü konusundaki eksikler ve seçilmiş vekillerin tutuklanması gibi uygulamalar nedeniyle Nisan 2017’de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından “denetim” sürecine alınmıştı. AKPM denetim sürecine alınmak siyasi planda Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmemek anlamına geliyor. İşte bu yüzden Ankara’nın AB ile siyasi planda yeniden normalleşme için öncelikle bu süreçten çıkması gerekiyor.
AKPM, Nisan 2017’de Türkiye’yi denetim sürecine aldığı kararında, bu sürecin nasıl sonlanabileceği konusunda bir de yol haritası sunmuştu. Mutlaka ve öncelikli yapılması gerekenler listesi şeklinde hazırlanan yol haritasında OHAL’in kaldırılması, hukukun üstünlüğünün sağlanması, basın ve ifade özgürlüğünün korunması istenmişti.
OHAL’in kalktığı ancak OHAL uygulamalarının sürdüğünü düşünen AB’li yetkililer bu yüzden Türk heyetine “Demokratik reformlar nerede? Neden akademisyenleri gözaltına almayı sürdürüyorsunuz? Neden toplumun farklı kesimlerini bir arada tutamıyor, ayrıştırıyorsunuz?” sorularını yöneltmeyi planlıyor.
"Önemli olan diyaloğun sürmesi"
AB Delegasyonu Türkiye Temsilcisi Christian Berger, AB’nin Türkiye’ye bu soruları yöneltmesinin doğal karşılanmasını istiyor. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını istediği raporunun da Ankara-AB hattında gerilim yarattığının farkında olduklarını anlatan Berger, raporun tartışılacağına dikkat çekiyor. “Önemli olan, her türlü gerilime rağmen diyaloğun korunması” diyen Berger, yüksek düzeyli siyasi diyalog toplantısında tarafların birbirlerine görüşlerini açıkça söyleyeceğine vurgu yapıyor.
Ankara’daki hükümet çevreleri de “Önemli olan AB ile diyaloğun sürüyor olması. Her iki taraf da zor günlerden geçiyor. AB’nin Türkiye’ye kapıları kapatacağını düşünmüyoruz. Türkiye-AB ilişkisinin hep krizli ama hep canlı olduğu unutulmasın” mesajı veriyor.
"Vize serbestliğinde ilerleme yok"
Ankara’nın uzun süredir ısrar ettiği konuların başında gelen vize serbestliği konusu ile Türkiye’deki Suriyelilerin durumu da 22 Kasım’daki toplantının gündem maddeleri arasında.
Christian Berger “Vize serbestliği konusunda teknik görüşmeler sürüyor ancak henüz bir ilerleme yok” derken Türkiye’deki Suriyeliler için kullanılmak üzere AB’nin önümüzdeki günlerde 3 milyar euro göndereceğini belirtiyor. “Türkiye’ye bu konuda verdiğimiz taahhütleri yerine getireceğiz” diyen Berger, Türkiye ile AB’nin önümüzdeki dönemde Suriyeli çocukların eğitimine ve meslek edindirme projelerine odaklanacağını söylüyor.
Hilal Köylü / Kayhan Karaca
© Deutsche Welle Türkçe