Dünya

AB'den Türkiye'ye basın özgürlüğü uyarısı

AB Komisyonu Başkanı Barroso, basın özgürlüğü konusunda Türkiye'de sıkıntı olduğunu söyledi

26 Mart 2009 02:00
Cumhurbaşkanı Gül ve AB Komisyonu Başkanı Barroso'nun ortak toplantısında Barroso, basın özgürlüğü konusunda Türkiye'de sıkıntı olduğunu söyledi

Brüksel’de Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile görüşen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin AB yolunda reformlara devam edeceğini belirtirken; Barroso, basın özgürlüğüne vurgu yaptı.

Belçika'nın başkenti Brüksel'de gerçekleştirdiği temasları çerçevesinde AB Komisyonu Başkanı Barroso ile görüşen Cumhurbaşkanı Gül, görüşmenin ardından Barroso ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn de hazır bulundu.

Toplantıda ilk olarak söz alan Barroso, Türkiye ile AB'nin ortak çıkarları olan bazı konuları ve AB-Türkiye ilişkilerini ele aldıklarını belirterek, ``Uzun vadeli stratejik çıkarlarımızı gözetmek durumundayız'' dedi.

``Müzakere süreci devam ediyor. Şu anda 10 başlık açılmış durumda'' diyen Barroso, ``Katılım sürecinin itici gücüne baktığımızda, siyasi ve teknik reformların bunun arkasında olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin özellikle temel özgürlükler konusunda reformlara devam etmesini bekliyoruz'' ifadelerini kullandı.

Barroso, ulusal programın imzalanması, Kürtçe bir kanalın yayına başlaması, Bağış'ın başmüzakereci olarak atanmış olmasının olumlu gelişmeler arasında yer aldığını vurguladı.

Türkiye'nin bazı siyasi reformlar konusunda adım atmasını teşvik ettiklerini kaydeden Barroso, bu konuların, cinsiyet eşitliği ve siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin yasaları, din ve ifade özgürlüğünü ve özellikle de basın özgürlüğünden oluştuğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül'ün Ermenistan'a gerçekleştirdiği tarihi ziyarete de değinen Barroso, Cumhurbaşkanı Gül'ü bu jestinden dolayı tebrik etti.

Enerji konusundaki işbirliğinin de karşılıklı olarak çıkarlara dayandığını kaydeden Barroso, Nabucco projesi konusunda mutabık olduklarını, bazı önemli engelleri de aştıklarını kaydetti.

Barroso'nun ardından konuşan Cumhurbaşkanı Gül, ``AB Komisyonu Başkanı sayın Barroso ile geniş kapsamlı bir görüşme yaptık. Bu ziyaret, Türkiye'den AB'ye Cumhurbaşkanlığı seviyesinde yapılan ilk ziyaret. Bir sure önce de Ana Muhalefet Başkanımız Sayın Deniz Baykal ziyaret etmişti, bildiğim kadarıyla o da bir ilk ziyaretti. Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan da gelmişti ondan önce. Bütün bunları şunun için söylüyorum. Türkiye-AB arasındaki müzakere süreci, tam üyelik hedefine yönelik çalışmalar sıkı ve ciddi bir şekilde devam etmektedir. Şüphesiz yapacak çok iş vardır. En önemli olan şey ise üye ülkelerin bütün organlarıyla bu sürece bağlı olmalarıdır. Bu anlamda da yaptığımız görüşme çok faydalı olmuştur. Türkiye bu anlamda ulusal programını ilan etmiştir, başmüzakerecisini ilan etmiştir. 30'un üzerinde çok önemli kanun çıkarılmıştır, önemli reform süreçleri yaşanmıştır. Türkiye, AB süreci içerisine daima güçlenerek çıkmaktadır. Hem demokrasisi giderek derinleşmiştir hem de ekonomisi güçlenmiştir. Bu süreç Türkiye'nin standartlarının AB standartlarına uyumu sürecidir o bakımdan Türkiye'de herkes kararlıdır, bizler için stratejik bir süreçtir ve bu sürece Türk halkı da sahip çıkmaktadır. Bu, bu şekilde devam edecektir, bundan hiç kimsenin şüphesinin de olmaması gerekir. Ümit ediyorum ki benim bu ziyaretim hem Türkiye'de seçim sonrası AB sürecinde yeni ivmenin kazanılmasına yol açacaktır hem de AB içerisinde bütün ülkelerin hepsine yeni bir ivme sebebi olacaktır. Bu vesileyle, komisyon çalışmalarımızdan memnun olduğumuzu da söylemek istiyorum'' ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

``Biz bu görüşmeler sırasında sayın Barroso ile önemli konuları görüşürken Başmüzakerecimiz sayın Egemen Bağış ve Dışişleri Bakanımız sayın Ali Babacan da yine kendi muhataplarıyla, sayın Olli Rehn ile görüşmelerde bulunmuştur. Bunların hepsi çok değerli görüşmeler olmuştur. Sadece AB ile gelinen durum ele alınmamıştır aynı zamanda daha geniş, stratejik konulara da değinilmiştir. Ortadoğu ve Irak'la ilgili konular, Afganistan meselesi, Doğu'daki bütün Kafkaslar konuları. Türkiye, bu konulardaki çalışmaları, AB ile bir bütün olarak yapmaktadır. Çünkü bizim dış politikamız ve güvenlik politikamız AB ile uyum içerisindedir. O bakımdan, bizim yaptığımız bütün faaliyetler, AB'nin de hanesine yazılması gereken faaliyetlerdir.''

‘Basın özgürlüğü konusunda Türkiye’de sıkıntı var’

İkili, konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Barosso, Türkiye'deki son gelişmelerin, basın özgürlüğü üzerindeki etkisi konusundaki fikirlerinin sorulması üzerine şöyle dedi:

``Tabii ki bizim için basın özgürlüğüne saygı çok önemli bir değerdir ve tabii ki bu temel hakka saygının tam olması da çok önemlidir. Eğer spesifik bir konuya atfen soruyorsanız bu soruyu, biliyoruz şu sıralar tartışmalar konu olan bir vergi meselesi var. Tabii ki analizler çerçevesinde alınmış olan bu karara saygı duymak gerekir ama aynı zamanda sayın Cumhurbaşkanı Gül'e, çoğulculuğun uygulanması konusundaki şüphelerle ilgili olarak da endişelerimizi dile getirdik. Demokrasiye bağlılık ve tam bağımsız basın gibi konulardaki hassasiyetimizi dile getirdik. Bizim değerlerimizin kilit noktalarından biri basın özgürlüğüdür.''

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ni onaylayıp onaylamayacağıyla ilgili sorusu üzerine, ``Bildiğim kadarıyla daha resmi bir adaylık söz konusu değil. Olunca şüphesiz ki Türkiye değerlendirecektir'' yanıtını verdi.

Danimarka basınından bir gazetecinin, NATO'nun gelecek olan Genel Sekreteri'nin, Müslümanlarca saygı duyulan ve iyi geçinen bir kişi olmasının ne kadar önemli olduğuyla ilgili sorusu üzerine Gül, gülümseyerek şu cevabı verdi:

``Bununla ilgili benim bir yorum yapmama gerek yok ki. Şüphesiz ki en iyi şekilde görevini yapabilecek kişiler seçilecektir, değerlendirilecektir. Önemli olan, NATO'nun başarılı bir şekilde görevlerini yapabilmesi, bütün ülkelerin birbirine danışarak en doğrusunu yapacakları kanaatindeyim.''

‘Çok kültürlülüğü barındırmak güzel’

TRT-6 açılımı konusundaki bir soru üzerine Barrosso, ``Bence TRT-6, büyük bir açılımdır. 24 saat yayın yapan bu kanal, Türkiye'nin bu konudaki girişimleri konusunda ciddi bir işaret. Aslında bu konuda da görüştük. Kültürel diyalog, çeşitlilik, bu çerçevede çok büyük bir gelişme olduğu fikrindeyiz. Kültürler değerler ve kültürler arasındaki çeşitliliğin farkında olunması büyük önem taşımaktadır. Bu gelişmeden dolayı çok memnunuz. Bunun, herhangi bir ülkemizde başarılmasının mümkün olduğu da inancındayız. Bu bakımdan gerçekten çok güzel bir örnek teşkil ediyor'' dedi.

‘Kıbrıs, spesifik bir problem’

Kıbrıs konusundaki bir soru üzerine Barosso şöyle dedi:

``Kıbrıs meselesine gelince, bu konu için özel bir bölüm açılması gerektiğini düşünmüyorum. Bu, uzun dönemde, Türkiye, AB ve tabii ki Kıbrıs yararına bir çözüm bulunmasını gerektiriyor. Bunun için de topyekün bir işbirliği gerekiyor. Bu sıralardaki durum, geçmişte olduğunda daha elverişli bunu gerçekleştirmek için. Sürekli varolagelmiş bir mesele. Her iki tarafın da dahil olmasını gerektiriyor çözüm. Bu konuda en iyi çözümü bulmaya çalışıyoruz. Ama şu an için, Türkiye'nin AB üyeliği müzakereleri aşamasında spesifik bir problem olduğunu düşünmüyorum.''