Dünya

ABD'deki Yahudi lobisine sıcak mesaj

Washington'un Tan'ı hızla benimsemesi ve "Türkiye dış politikasında eksen kayması yaşadı" tartışmasının zayıflaması bekleniyor.

24 Aralık 2009 02:00
Yıldız Yazıcıoğlu / T24-Washington


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun girememesi üzerine çıkan krizin ardından Washington Büyükelçiliği görevini bırakan Nabi Şensoy’un yerine Namık Tan’ın atanması, Amerika’da da ilgiyle karşılanacak görünüyor.


Namık Tan Washington Büyükelçiliği'ne atandı



Washington’un Namık Tan'ı hızla benimsemesi ve “Türkiye’nin dış politikasında doğuya doğru eksen kayması yaşadığı” yönündeki tartışmayı zayıflatması bekleniyor.

Nabi Şensoy’un istifa kararında, “ciddi bir mesai gerektiren Türkiye ile Amerika’daki Yahudi lobisi arasındaki ilişkiler konusunda Ankara’dan beklediği desteği görememesinin de” etkili olduğu konuşulmuştu. Özellikle Erdoğan’ın, Beyaz Saray ve Kongre’ye birkaç cadde mesafede yaptığı konuşmalarda, İsrail’i “dost acı söyler” yaklaşımıyla eleştirmesinin, Şensoy’un “one minute” olayından beri Yahudi lobisini Türkiye’ye yakın tutma konusundaki çabalarını zayıflattığı gündeme gelmişti. Gelinen noktada, Aralık 2006’da Türkiye’nin İsrail Büyükelçiliği görevine getirildikten sonra Ekim 2009’a kadar Tel Aviv’de görev yapan Namık Tan'ın Washington’a atanmasının, ilişkilerde daha iyi bir dalga boyu yaratabileceği belirtiliyor.


Gül-Perez-Abbas buluşmasındaki Büyükelçi

Amerika’daki Yahudi lobisince Namık Tan isminden memnuniyet duyulacağına dair ipuçları, Türkiye–İsrail ilişkilerinde başarılı görülen diplomatik çabalarına dayanıyor.

“Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü” sıfatıyla yakın mesai yaptığı Abdullah Gül’ün düşüncelerine önem verdiği diplomatlardan biri olarak kaydedilen Namık Tan, Gül’ün ev sahipliğinde 13 Kasım 2007’de Çankaya Köşkü’nde gerçekleşen İsrail Başbakanı Şimon Perez ile Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas buluşmasında da önemli bir rol oynamıştı.

ABD başta olmak üzere uluslararası kamuoyunca Ortadoğu barış süreci açısından dikkatle izlenen bu buluşmadan birkaç ay önce, 28 Ağustos 2007’de Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Gül'ün, Aralık 2006’dan beri İsrail’de olan Namık Tan’ı Köşk ekibine dahil etmesi beklenmişti. Buna karşın İsrail’in “Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği’nde değişiklik yapmamasını” dilediği kulislere yansımıştı. İsrail, henüz Tel Aviz görevine başlayalı 1 yıl dahi olmayan büyükelçiyi Namık Tan’ın çalışmalarından memnundu. Nitekim Tan, Tel Aviv’deki görevine devam ederken, Kasım 2007’de Ankara’da gerçekleşen üçlü buluşmanın mimarlarından biri olmuştu. O buluşmada Çankaya Köşkü’nde basın mensuplarıyla sohbet eden Tan, Türkiye’nin İsrail ile Filistin arasındaki barış sürecine katkı sağlayacak önemli ülkelerden birisi olduğuna samimiyetle inandığını belli etmişti. Ankara kulislerinde, Tan’ın Tel Aviv'deki büyükelçilik mesaisinin İsrail tarafında Türkiye’ye güven tesisinde önemli rol oynadığı görüşü dile getiriliyordu.

Başbakan Erdoğan'ın, Davos'ta yapılan toplantı sırasında Gazze saldırıları nedeniyle İsrail Cumhurbaşkanı Perez’e yaptığı “one minute” müdahalesi iki ülke arasındaki atmosferi değiştirdi. Erdoğan’ın sert çıkışlarını sürdürdüğü bu süreçte İran’ın nükleer çalışmalarıyla ilgili tartışmalar da ön plana çıktı. İkili ilişkilerdeki bu tablo Tan'a Tel Aviv’de ciddi bir fazla mesai yaptırdı. Washington’da da Nabi Şensoy, özellikle Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin tasarı gündeme getirildiğinde Türkiye’ye destek veren Amerika’daki Yahudi lobisi ile yürüttüğü görüşmelerde zorlandı.

Gazeteci Cengiz Çandar’ın Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada “Washington’da, Washington’un hiç de alışık olmadığı tarzda” sözleriyle nitelediği Erdoğan’ın İsrail eleştirileri, Yahudi lobisince kayda geçirildi.

Sonuç olarak Namık Tan’ın Washington’a atanması, Erdoğan ve Gül'ün, sadece Obama yönetimiyle değil, Amerika’daki Yahudi lobisiyle de ilişkileri sıcak tutabilecek bir isim seçtiği biçimde yorumlanabilir.

Büyükelçi Tan'ı, bugünlerde Christmas ve sağlık reformu nedeniyle kendi dünyasına dönük olan Washington’da zorlu bir mesai süreci bekliyor.