Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın ABD’de tutuklanmasına yol açan soruşturma kapsamında FBI tarafından hazırlanan 40 sayfalık rapor ortaya çıktı. Atilla’nın, geçen yıldan bu yana tutuklu bulunan İran asıllı iş adamı Reza Zarrab ile birlikte ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını ihlal ettiği iddia edilen raporda, Atilla ve Zarrab, yüz milyonlarca dolar tutarında yasa dışı işlem yapmakla suçlandı. FBI'nın raporunda Atilla ve Zarrab'ın telefon görüşmeleri de yer aldı.
Odatv'de yer alan habere göre, dinlemeye takılan telefon Atilla ve Zarrab arasında gerçekleşen Nisan 2013 tarihli bir görüşmenin içeriğinde "Zarrab'ın İran'a gıda sevkiyatı konusunda üstlendiği rol"ün detayları kayıtlara geçmiş. Rapora göre, bu konuşma esnasında Zarrab, Atilla'ya İran'da bulunan müşterisinden alacağı ödemeyi Dubai üzerinden gerçekleştireceklerine dair bilgi veriyor ve şu sözleri dile getiriyor: ''Satışı gerçekleştirdik... dolar üzerinden, ... Ödemeyi ortaya, şirkete göndereceğiz.'' İddiaya göre Zarrab, aynı görüşme esnasında Atilla ve diğerlerinin önceden düzenlemiş oldukları ve İran'ın menfaatleri için mevcut doların altına dönüştürülmesi işlemlerinin geçmişte olduğu şekilde ele alınacağını da söylemiş.
Kamu bankası olan Halkbank, ilk kez resmi olarak ABD hukuk sisteminde Sarraf davasıyla bağdaştırılmış oldu. Raporda Atilla ile Sarraf arasındaki yapılan ve FBI tarafından kayıt edilen telefon görüşmelerine de yer verildi. Buna göre ABD, 17- 25 Aralık yolsuzluk soruşturması öncesinde, Ocak 2013’te Atatürk Havalimanı’nda ele geçirilen ve Sarraf’a ait olduğu iddia edilen 1.5 tonluk altın operasyonun hemen ardından telefon dinlemelerine başlamış. FBI ajanı Jennifer A. McReynolds’ın imzasını taşıyan rapora göre Atilla ve Sarraf ile “birinci şüpheli” ve Atilla’nın şefi olan “ikinci şüpheli” adı verilen isimler arasında şu diyaloglar yaşanmış:
26 Mart 2013: Birinci Şüpheli: (İkinci şüpheli) sürekli yiyecekleri hazırla diyor, ben iki üç ay uzatacağım ama o yiyecekleri hazırla demeyi sürdürüyor. Sarraf: O (ikinci şüpheli), onların İran’dan Dubai’ye gönderilmesini istiyor... Nereden olursa olsun evrakları halletmemizi istiyor, dediğini yap.
Nisan 2013: Sarraf, Atilla’ya İran’da bulunan müşterisinden alacağı ödemeyi Dubai üzerinden gerçekleştireceklerine dair bilgi verip, şunu söylüyor: ‘Satışı gerçekleştirdik... dolar üzerinden ... ödemeyi şirkete göndereceğiz.’’
2 Temmuz 2013: Sarraf, Atilla’ya Dubai ve İran arasında nakliyat için küçük, 5 tonluk ahşap gemiler kullandığını ve bu yüzden bahsedilen evrakları gönderemeyeceğini belirtiyor. Sarraf: “Bu konşimentolar hükümet tarafından hazırlanıyor. Dubai Gümrüğü hangi gemide ne kadar mal olduğuna ve ne taşındığına hepsine bakıyor. Ayrıca üzerinde Dubai mührü de var.” Atilla: “Sen bu belgeleri alabilir misin? Belgeleri bize ulaştırırsan daha sonra incelerim” Sarraf: “Hakan, biz bir hata yaptık burada. Bunları daha ufak çapta göndermeliydik. Şimdi 5 milyon göndermeliyiz”
"Rica ediyorum..."
Atilla: “Belgelerde buğdayın menşei Dubai .. Bu imkansız.” Sarraf aynı gün “birinci şüpheli” ile konuşuyor ve taşınan mal çay olabilir mi? diye soruyor. Fakat karşıdaki kişi Dubai’de çayın da yetişmediğini söylüyor. “İkinci şüpheli” ile görüşen Atilla’nın “150 bin tondan bahsediyorsunuz. Bunu öyle taşıyamazsınız” sözleri üzerine karşısındaki kişi gülüyor ve “Sayı bana da büyük geldi, her parti için 5 ila 6 milyon yeterli’’ diyor.
9 Temmuz 2013: Sarraf, “birinci şüpheliye “Henüz bir şey gönderme, Hakan Atilla’nın aramasını bekleyelim ki bu şekilde içeriden haber geldiğini anlayacaklar’’ diyor. Atilla, Sarraf’a “Rica ediyorum. Gemilerin tonajlarını dikkat edin” diyor. Ardından Sarraf, “birinci şüpheli”yi arayarak, şunları söylüyor: “Adamlar 13 bin tonluk gemiye 20 bin tonluk yüklemeyi yaptı. Dikkat edeceğini söyledi. Adam, ‘açıkça gözünüz arkada kalmasın’ dedi.” Bunun üzerine birinci şüpheli: “Teşekkür ederim. Allah yardımcısı olsun. Başka ne diyebilirim” diyor.
2 suçlama
İddianamede Atilla’nın Zarrab’ın bir ortağı olarak görev yaptığı vurgulandı. Atilla’nın ayrıca bir üssünün bulunduğu, ve bu üssü ile İran ambargoları delme işlemlerini konuştuğu da 12 sayfa içinde iddia edildi. İddinamede "Uluslararası acil ekonomik güçler anlaşmasını ihlali" ve "Banka dolandırıcılığı" suçlamaları yapıldı.
Bozdağ "ABD'deki dava hukuksuz; yargılanan Zarrab mı, Erdoğan mı belli değil" demişti
İşte FBI raporu
Washington Hattı'nın çevirisi şöyle:
YAKALAMA KARARI
ABD vs Mehmet Hakan Atilla, Davalı
Yargıç James C. Francis
Jennifer A. Mcreynolds, usulüne uygun olarak yemin ederek, kendisinin Federal Araştırma Bürosu (FBI)’da ozel ajan olduğunu belirtip, aşağıdaki suçlamalarda bulundu.
Suç bir
Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Anlaşmasını İhlal
New York, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer bölgelerdeki yaklaşık olarak 2010 ve 2015 yılı dahil olmak üzere New York bölgesi civarı, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer bölgelerde, Mehmet Hakan Atilla ile birlikte bilinen veya bilinmeyen diğer kişiler bilerek ve isteyerek ortaklaşa, gizli anlaşma yapma, birlikte hareket etme, yasalari ihlal etme dava konusudur. (Uluslararası Ekonomik Güç Yasası, Başlık 50, Amerika Birleşik Devletleri Kodları, Bölüm 1701 ila 1707, Kısım 560 Başlık 31, Federal Düzenlemeler Kodu ve kısmen 561 geregince uyulmasi gereken emirler, düzenlemeler ve haklara aykırı hareket etmek, verilen emir, yönetmelik ve kararlarin ihlal edilmesine neden oldugu, Başlık 31, Federal Düzenlemeler Yasası.)
Sanık Mehmet Hakan Atilla ile birlikte bilinen veya bilinmeyen anlaşmanın (sahtecilik) bir gereği ve parçası olarak doğrudan veya dolaylı olarak Amerika’nın hizmetlerinden yararlanarak ithalat, ihracat yapılmış ve Hazine Bakanlığı bünyesindeki Yabancı Varlıklar kontrol bürosunun gerekli onayı alınmadan, İran ve İran Hükümeti ile uluslararası finansal işlemler yapılmış. Ihlal edilen ABD yasası, Başlık 50, 1701 ila 1707 nolu bölümleri ile Başlık 31, Federal Düzenlemeler Kodu, Kısım 506.204.
Davalı Mehmet Hakan Atilla ile birlikte bilinen ve bilinmeyen diğer kişiler, kaçınılması ve yapılmaması gereken bir işlem yapmaya kalkıştı ve bu kaçınılması ve yapılmaması gereken davranışın, kuralları ihlal edilmesine, ihlale sebep olmasına, bu ihlallerin bir veya birkaçını ihlal etmeye kalkışması nedeniyle ihlal edilen yasa: Amerika Birleşik Devletleri yasası,Başlık 50, 1701 ile 1707 nolu bölümler Başlık 31, Federal Düzenlemeler Kodu, Kısım 506.204 başlıkları 31 nolu Federal Düzenlemeler Kodu, bölüm 560.
(Başlık 50, Amerika Birleşik Devletleri yasası, sections 1705; Title 31, Federal Düzenlemeler Kodu, Section 560.203, 560.204, 560.205, 561.202, 561.205)
Suç iki
Banka dolandırıcılığı yapmak için düzen oluşturma
4. New York, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer bölgelerdeki yaklaşık olarak 2015 yılı dahil olmak üzere en azından 2010 yılından itibaren New York bölgesi civarı, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer bölgelerde, Mehmet Hakan Atilla ile birlikte bilinen veya bilinmeyen diğer kişiler banka dolardırmak için bilerek ve isteyerek, ortaklaşa, gizli anlaşma yaparak, birlikte hareket ettiler. Başlık 18, Amerika Birleşik Devletleri yasası, bölüm 1344
5. Sanık Mehmet Hakan Atilla ile birlikte bilinen veya bilinmeyen kişilerle Mali Kurumu dolandırmak amacıyla anlaştılar ve bir planı uyguladılar, ayrıca mali bir kurumun kontrolündeki paraları, fonları, kredileri, malları ve diğer kıymetlileri sahte bahane, söz ve temsiliyetlerle ele geçirdiler. Amerika Birleşik Devletleri yasası, Başlık 18, Bölüm 1344.
Bilgim dahilinde soruşturma konusu olan suçlamalar:
(FBI Ajanı Jennifer A. Mcreynolds soruşturmayı yemin altında anlatıyor)
6. Halen FBI’da karşi istihbarat bölümünde özel ajan olarak görev yapıyorum. İlişikteki yeminli ifade soruşturmaya kendi katkım, kendi soruşturmalarım ve diğer kolluk kuvvetler ile olan iletişimlerimden ibarettir. Bu yeminli ifade geçerli neden kanıtlamak amacıyla olduğundan soruşturmamda öğrendiğim her şeyi içermemektedir. İfademdeki herşey tersi belirtilmediği sürece esas olarak ve kısmendir.
Geri Plan
7. Mart 23 2017’de halka açık LinkedIn ve kendi kartviziti de dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan ABD gümrüğündeki kişinin Mehmet Hakan Atilla olduğunu doğruladım. Atilla’nın İstanbul Türkiye merkezli uluslararası bir bankada genel müdür yardımcısı olduğunu saptadım. Atilla 11 Kasım 2011’den bu yana bu bankada aynı pozisyonda çalıştığını doğruladım.
8. Başka şeylerin yanısıra halka açık finansal bilgilerden de doğrulanabilecek şekilde sanığın çalıştığı bankanın New York Güney bölgesindeki farklı bankalarda karşılık hesapları olduğunu saptadım. Bu hesaplardan Türk Bankasının müşterileri adına Amerikan doları transfer edebildiğini öğrendim. Deneyim ve altyapıma dayanarak, bu transfer işleminin şu şekilde yapıldığını saptadım: Türk Bankasının Türkiye’deki bir müşterisi üçüncü bir ülkeye ABD doları ile ödeme yapmak istediğinde, Türk Bankası kendi müşterisinin hesabına yatırılan parayı muhabir bankaya yatırıyor, muhabir banka ise Türk Bankası nezdinde açılmış hesaba bu miktarı borç olarak geçirip üçüncü ülkeye dolar karşılığını gönderiyor.
9. Çeşitli soruşturmalarda yaptığım araştırmalardan aralarında İran İşlemleri ve Ambargo yasası, İran Finansal Ambargo Yasası ve Kite İmha Silahları yasası, yasal kısıtlama bulunan Devrim Muhafızları da olmak üzere İran Hükümeti ile bağlı kurumlarının ABD finansal sistemine illegal olarak ulaşmak için çeşitli yöntemleri kullandığını belirledim. Bu operasyon Türk-İran çifte vatandaşlığı bulunan Rıza Zarrab tarafından organize edildi.
a- Zarrab’ın kurduğu sistem İran hükümeti ve ambargo uygulanan kurumların ABD finansal sistemine Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerdeki tabela şirketleri kullanarak erişimini sağlamaktaydı. Bunu sahte dokümanlar ve eksik havale bilgisi ile yapıyorlardı. Bu yöntemleri kullanarak Zarrab ve ortakları Türk ve BAE adına yapılmış gibi göstererek aslında İran ve diğer ambargolu kurumlar adına işlemler yapıyorlardı. Zarrab ve ortakları ABD fınansal kurumlarının bilgileri dışında finansal işlemler ve ihracat işlemleri yaparak ambargoyu delmelerine yol açtılar. İşbirlikçiler, ABD bankalarını birçok işlemi New York Güney Bölgesi muhatap bankalarına ABD doları ile yaptırttılar.
b- Reza Zarrab (Rıza Sarraf, Muahmmed Zarrab, Can Sarraf, Kartalmsd) Camelia Jamshidy (Kamelia Jamshidy) ve Hossein Najafzadeh s215 867 sayılı dosya numarası ile cezai tatbikat altındadır.
10. Mehmet Hakan Atilla aleyhine suçlamalar yukarıda açıklanan Zarrab fesat karıştırma planına katılması ile ilgilidir. Ve özellikle de Atilla, Zarrab’ın ambargo yasalarında belirlenen ABD ve uluslararası finansal networklere erişimini, yasaklı kişilere, İran devletine, İran kurumlarına ulaşım sağlamasına imkan vermesini sağlamış ve onu korumuştur. Bunu, yaptıkları diğer şeylerin yanısıra Türk Bankasını (Halkbank, WH) Amerikan ambargolarını ihlal edecek işlemleri yapmakta kullandılar. Bu işlemleri özellikle de Türk bankasının (Halkbank, WH) ambargo altında olmamasından faydalanarak Zarrab’ın Iran hükümetine, kurumlarına ve yasaklı kişilere ABD doları ve altın sağlamasına kolaylık sağlayarak yaptılar. Aşağıda daha detaylı açıklayacağımız sekilde bu amaçla belgelerde sahtecilik yaparak İran için yasaklanmış işlemleri, bu işlemler sanki yiyecek için yapılıyormuş gibi, yani ambargodan istisna edilmiş insani yardım çerçevesine koyarak yaptılar.
Yasal arkaplan
11. ABD yasaları Acil Uluslararası Ekonomik Yaptırım Kararı uyarınca ABD’nin dış politikası ve ulusal güvenliğine olağanüsti ve anormal tehditlere karşı koymak için ABD Başkanına güç vermektedir.
12. 14 Kasım 1979’da ABD Başkanı tarafından KHK 12170 uyarınca ABD güvenliğine tehdit oluşturduğu gerekçesi ile İran’a karşı ambargo kararı vermiştir.
Sayfa-6
6 Mayıs 1995’te, Başkan 12170 sayılı kararnameyi kabul ederek devam ettiren ve bu arada ABD’den veya bir Amerikan vatandaşı tarafından herhangi bir ürün, teknoloji ve hizmetin İran’a direkt veya dolaylı olarak ihraç edilmesini, yeniden ihraç edilmesini, satışını ve sağlanmasını yasaklayan 12959 sayılı kararnameyi yayınladı. Bu kararnameler, kararnamelerin uygulanması için gerekli kuralların ve düzenlemelerinin belirlenmesi için ABD Hazine Bakanlığını yetkilendirmiştir. Bu otoriteye istinaden, Hazine Bakanlığı kararnameler tarafından dikte edilen yaptırımları uygulamak maksadıyla İran Muamele Düzenlemelerini (2013’te ismi İran Muamele ve Yaptırım Düzenlemeleri (ITSR) olarak değiştirilmiştir) yayınlamıştır.
ITSR’nın 31. Başlığı, Federal Düzenleme Kanununun Bölüm 560.204’ü, ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Mal Kontrol Ofisinden (Office of Foreign Assets Control, OFAC) lisans almadan İran ve İran Hükümeti için mal, teknoloji ve hizmet ayırdığı bilinen üçüncü devletlere bir ürün, teknoloji ve hizmetin ihraç edilmesini, yeniden ihraç edilmesini, satışını ve sağlanmasını da dahil olmak üzere, ABD’den veya bir Amerikan vatandaşı tarafından herhangi bir ürün, teknoloji ve hizmetin İran’a yada İran Hükümetine direkt veya dolaylı olarak ihraç edilmesini, yeniden ihraç edilmesini, satışını ve sağlanmasını yasaklamaktadır.
ITSR, ITSR’nın 31. Başlığı ve Federal Düzenleme Kanununun Bölüm 560.204’ünden sakınan ve kaçınan, sakınma ve kaçınma amacı olan, bunların çiğnenmesine neden olan ve çiğnenmesine teşebbüs eden davranışları yasaklamaktadır.
ITSR, ABD vatandaşlarının OFAC’tan özel izin almak için başvurmasına gerek kalmadan yapacağı davranışlara ilişkin belirli genel izinleri içermektedir. Örneğin, ITSR İran ve İranda bulunan kişilere mal ve hizmet sağlanmasının yasaklanmasına ilişkin olarak ABD vatandaşlarının insani yardım amacıyla yiyecek ve ilaç gibi belirli malzemeleri bağışlamasına izin veren bir istisnayı içermektedir. Benzer olarak, bu arada ITSR yabancı finans kuruluşlarının İran’a gıda satışı için işlem yapmasına ve işlemleri kolaylaştırmasına izin vermektedir. Federal Düzenleme Kanununun Bölüm 561.203 “İran’a ait fonlar, hangi ülkeden alındığına ve hangi ülke kaynaklı olduğuna bakılmaksızın tarım mallarının, yiyecek, ilaç ve tıbbi cihazların aşınması ve ihraç edilmesi için kullanılabilir. Benzer mallar için fonlardan yapılacak ödemeler fonları elinde tutan yabancı finans kuruluşları üzerinde yargılama gücü olan ülkeden ziyade yabancı ülkelerdeki ihracatçılara yapılabilir.” demektedir.
Bununla birlikte, İran’a ve İranlı varlıklara altın ihracı ve sağlanması yabancı finans kuruluşlarını ABD bankalarında hesap sahibi olunmasının engellenmesi dahil olmak üzere ABD yaptırımlarına tabi tutmaktadır. Bu arada, 30 Temmuz 2012’de Başkan, İran Hükümeti tarafından hassas metallerin ve ABD parasının alınmasına ve elde edilmesine materyal olarak yardım eden, destekleyen veya finansal, malzeme ve teknolojik destek sağlayan kişilere yaptırım uygulanması konusunda Hazine Bakanlığını yetkilendirdi (13622 sayılı kararname, 30 Temmuz 2012 tarihli federal düzenleme 45897). 2 Haziran 2013’te, İran Özgürlük ve Silahların Yayılması Karşıtı Kanun (İranian Freedom and Counterproliferation Act (IFCA)) yasalaştı. Buna göre direkt veya dolaylı olarak kasten İran’a veya İran’dan hassas metal satan, sağlayan veya transfer eden kişilere yaptırım uygulanması gerekmektedir. Bu arada Başkan, 2 Haziran 2013’te İran adına hassas metallere ilişkin görüşmelerin yapılmasına dair IFCA’nin yasaklarını uygulamaya koydu (13645 sayılı kararname, 3 Haziran 2013 tarihli 33945 sayılı federal düzenleme).
Türk Bankaları Vasıtasıyla İran İçin Finansal İşlem Yapılması için Hileli Yiyecek İhracatı
Soruşturmaya iştirakim, soruşturmaya iştirak eden diğer yasa uygulayıcı ajanslarla ve diğerleri ile yapılan görüşmeler, soruşturma sırasında elde edilen materyaller (görüşme kayıtları ve kayıtların transkriptleri dahil) hakkındaki görüşlerime dayalı olarak, bu arada öğrendiğim şey:…..
a. 26 Mart 2013 tarihinde Zarrab ve davanın şüphelilerinden biri (burdan sonra kendisinden birinci şüpheli diye bahsedilecektir) telefonda konuştu. Bu konuşma esnasında Zarrab ve birinci şüpheli; ismi belirtilmeyen ve Mehmet Hakan Atilla’nın şefi olduğu belirtilen bir diğer isimle (buradan sonra kendisinden ikinci şüpheli olarak bahsedilecektir) olan bazı konuşmalar hakkında fikir alışverişinde bulundular. Birinci şüpheli, ikinci şüphelinin “sürekli yiyecekleri hazırla diyor, ben iki üç ay uzatacağım ama o yiyecekleri hazırla demeyi sürdürüyor” dediğini belirtirken Zarrab araya giriyor ve “O, onların İran’dan Dubai’ye gönderilmesini istiyor” diyor. Devamında ” Nereden olursa olsun evrakları halletmemizi istiyor, dediğini yap” diye konuşuyor. Bu davayla ilgili daha önce yaptığım çalışmalardan edindiğim izlenimlerle geçmiş tecrübelerimi birleştirdiğimde bu konuşmadan anladığım şu ki, Zarrab’ın ve az önce bahsi geçen diğer iki şüphelinin yaptığı şey Amerika’nın İran’a karşı uyguladığı yaptırımların aşılması için İran hükümetine ve bazı İranlılara altın sağlamaktır. Bu konuşma İran’a uygulanan yaptırımın aşılması için yapılan işlemlere dair ipuçları veriyor. Kendilerini gizlemek için konuşmayı yiyecek alımıyla ilgili gibi yansıtmak istemişler ve bununla ilgili evraklar hazırlatmışlar.
b. Nisan 2013’te Atilla ve Zarrab telefonda konuştu. Bu konuşma da kayda alındı. Sözde yiyecek ticaretinin İran için faydalarından bahsedilen bu konuşmada Zarrab Atilla’ya İranlı müşterilerinden aldığı altını Dubaili şirkete dolar olarak ileteceğini izah ediyor. Bu açıklama esnasında Zarrab ” biz onları sattık, dolar olarak, ücreti şirkete göndereceğiz” gşbş şfadeler kullanıyorç Ek olarak Zarrab, bu mevzunun da altının dolara çevrilmesi gibi ele alınma ihtimali bulunduğunu Atilla’ya belirtiyor.
c. Nisan 2013’te Zarrab ikinci şüpheli ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiriyor. Dinlenilmiş olan bu konuşmada İran hükümetinden Zarrab’ın şirketlerinin Türkiye’de yiyecek sektöründe faaliyet gösteren İran hükümetiyle alakası bulunan tek şirket olduğuna dair bir belge istenilmesi üzerine tartışılıyor.
d. 2 Temmuz 2013 tarihibde Zarrab birinci şüpheli ile telefonda görüştü. Dinlenilmiş olan bu konuşmada Zarrab ve şüpheli; bir Türk bankasının Zarrab’dan sözde yiyecek ticaretiyle ilgili olan konşimentolara dair istedikleri evraklarla ilgili müzakerede bulunuyorlar. Zarrab bu konuyu Hakan Atilla ile konuşarak halledeceğini belirtiyor.
e. Yukardaki (18 d) maddede bahsedilen konuşmanın hemen sonrasında, 2 Temmuz 2013’de, Zarrab ile Atilla telefonda görüşüyor. Dinlemeye takılan bu konuşmada Zarrab önce yönetici asistanı ile görüşüyor ve Atilla’ya ulaşmak istediğini belirtiyor. Sonrasında Zarrab ve Atilla Türk bankasının istediği konşimentolar, gemiye teslim edilen yükün alındı belgesi, hakkında konuşuyor. Zarrab, Dubai ve İran arasında nakliyat için küçük, 5 tonluk ahşap gemiler kullandığını ve bu yüzden bahsedilen evrakları gönderemeyeceğini belirtiyor. Atilla, bu konudaki endişelerini bahsi geçen gemilerle böyle bir ticaretin yapılmasının fiziksel olarak mümkn olmayacağını belirterek ifade ediyor. Bunun üzerine Zarrab açıklama yapmaya devam ediyor: ” Bu konşimentolar hükümet tarafından hazırlanıyor. Dubai Gümrüğü hangi gemide ne kadar mal olduğuna ve ne taşındığına hepsine bakıyor. Ayrıca üzerinde Dubai mührü de var.” Bunun üzerine Atilla: ” Sen o dökümanları alamaz mısın, sonra da bize iletirsin ve biz konşimentoya sonradan bakarız?” diyor. Zarrab transferi büyük tutmakla bir hata yaptığını kabul ediyor ve: “Hakan, biz bir hata yaptık bırada. Bunları daha ufak çapta göndermeliydik.” Bu fikir alışverişinden sonra Zarrab konşimentoları göndermeye ikna oluyor.
2 Temmuz 2013 tarihinde Atilla ve Zarrab telefonla tekrar görüşüyor…
Birkaç örnek daha veriliyor..
Temmuz 2, 2013 tarihinde yapılan bir başka telefonda Zarrab, şüpheliye ‘’ortalığı karıştıran ne biliyor musun? O dökümanda Dubai’yi buğdayın orijinalini yazdın ya. Halbuki buğday Dubai’de yetişmiyor be adamım.’’
G’den sonra h, i, j, k, l, ve m maddelerin de Zarrab’ın Dubai’ye nasıl da altın kaçakçılığını yaptığını, yine Zarrab’ın Atilla ve başka şüpheliler ile yaptığı telefon görüşmelerinden ortaya dökmekted
n. Buna göre, benim bu soruşturmaya katılmama göre, Zarrab planı iştirakçileri, Atilla da dahil omak üzere, ve diğer bilinen ve bilinmeyenler, ABD bankalarında, Türk Bankasının (Halkbank) ABD’deki karşılık bankası da kullanılmak üzere, işlemleri yapabilmek için dökümanlarda sahtecilik yaptılar. Bu tür işlemleri yasaklayan Amerikan ambargoları delmek için Iran’ın adına İran hükümeti insani gıda alıyor gibi gösterdiler.
Bütün bunlardan dolayı saygıyla davalı Mehmet Hakan Atilla’nın yakalanması için ”tutuklama kararı” çıkarılmasını talep etmektedir.