Gündem

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster: Trump, Kudüs kararını barış için kullanmayı umuyor

Türkiye hakkında önce "radikal ideolojilerin yeni sponsoru" diyen, sonra "Türkiye ile güçlü ittifaka sağlam şekilde inanıyorum" ifadelerini kullanan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı BBC'ye konuştu. Herbert Raymon McMaster, Başkan Trump'ın Kudüs kararını barı

29 Nisan 2018 20:30

Geçen hafta Türkiye hakkında önce "radikal ideolojilerin yeni sponsoru", sonra "Türkiye ile güçlü ittifaka sağlam şekilde inanıyorum" diyen ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymon McMaster BBC'ye konuştu.

Herbert Raymon McMaster, Başkan Trump'ın Kudüs kararını barış için kullanmayı umduğunu söyledi.

McMaster, BBC'den Yalda Hakim'in sorularını yanıtladı:

Evet, biz her zaman tavsiye veririz. Başkana seçenekler sunarız, bütün birimimiz bunun için çalışır.

Seçeneklerin avantajları ve dezavantajlarını vurgularız, başkan da bunlara bakarak karar verir. Biz de kararı uygularız.

Bu önemli bir karardı çünkü bu karar Kudüs'ü İsrail hükümetinin fiili merkezi olarak tanıdı. Başbakan orada yaşıyor, Cumhurbaşkanı orada yaşıyor, Parlamento orada.

Başkanın yaptığı şey bu.

Önemli olan, herkesin başkanın konuşmasına geri gidip bunun sınırları değiştirmediğini, Kudüs'teki sınırlara dair bir önyargı taşımadığını anlamasıdır.

Konuşmasında söylediği ve herkesin gözden kaçırdığı bir diğer şey ise, iki tarafın anlaşması durumunda başkanın iki devletli bir çözümü destekleyeceğiydi.

Başkan kalıcı bir barış getirecek barış sürecine kendini adamış durumda.

Öyle olmadığını umalım. ABD'nin Kudüs'ü başkent olarak tanımadığı eski koşullar altında kalıcı bir barış bugüne kadar mümkün olmadı. Bu yeni koşullar altında nasıl bir momentum yaratabileceğimize bakalım.

Bunu zaman gösterecek.

Öyle değil.

Başkanın söylediği şey bu kararın bir önyargı taşımadığı, sınırlara dair önyargısı olmadığı, iki tarafın varacağı anlaşmaya dair bir önyargı taşımadığı.

Bu yüzden söylediğiniz şey yanlış.

ABD tarafsız bir arabulucudur. ABD'nin daha çok istediği başka bir şey yok. Ama ABD bunu iki taraftan daha fazla isteyemez. Yapmak istediğimiz şey iki tarafın anlaşması için yapıcı bir rol oynayarak kalıcı bir çözüme ulaşmak.

Başkan aldığı kararın ABD çıkarlarıyla uyumlu olduğunu düşünüyor. Bu kararı İsrail halkı için de Filistin halkı için de çözüm üretmeyen bu süreç için bir momentum olarak kullanmayı umuyor.

Herbert Raymon McMaster geçen hafta "Radikal İslamcı ideoloji açık bir şekilde tüm medeni insanlara yönelik büyük bir tehdit" demiş, Suudi Arabistan'ın yıllar önce "bazı terör örgutlerini desteklediğine" referans verse de, günümüz için ana destekçilerin Katar ve Türkiye olduğunu iddia etmişti.

McMaster, "(Destek) Şu anda çoğunlukla Katar'dan ve Türkiye'den geliyor" demişti.

Dışişleri Bakanlığı bunun üzerine şu açıklamayı yapmıştı:

"Ülkemizin terörizm ve radikalizmin her boyutuyla nasıl bir mücadele verdiğini en iyi bilmesi gereken bir makamda bulunan Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster'ın gerçeklikle bağlantısı olmayan iddiaları hayret verici, temelsiz ve kabul edilemez niteliktedir."

Daha sonra Anadolu Ajansı'na konuşan McMaster "Dinsiz bir ideoloji temelinde nefret ve şiddeti teşvik eden kişilerin finansmanını kesmek için ABD ile Türkiye'nin birlikte daha fazlasını yapabileceğini vurguluyordum. Başkan Donald Trump gibi ben de Türkiye ile ABD arasındaki güçlü ittifaka sağlam bir şekilde inananlardanım" ifadelerini kullanmıştı.

Kesinlikle evet. Rusya'nın gerçekte ne yaptığına bakmamız lazım. Demokratik dünyada, açık ve özgür toplumlarda karmaşık propaganda ve dezenformasyonla istikrarsızlık yaratıyor. Özgürlük ve açıklığı bu ülkelere karşı kullanıyorlar.

Zamanımızın daraldığını kastediyorum.

Kendimizi bir çözüme adadık. Bunun barışçıl olmasını istiyoruz ama başkanın söylediği gibi bütün seçenekler masada. Gerekirse Kuzey Kore'yi nükleer silahlardan, rejimle işbirliğine gitmeden arındırmaya hazır olmalıyız.