T24 - ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye hükümetinin protestoculara uyguladığı baskıyı kınamayı amaçlayan BM karar tasarısının Çin ve Rusya tarafından veto edilişini sert dilde eleştirdi.
Vetoyu gülünç diye niteleyen ve adalet anlayışını ayaklar altına aldığını söyleyen Clinton, Birleşmiş Milletler çatısı dışında Suriye halkına yardım çabalarının iki kat artırılması çağrısını yaptı.
Yorumcular Clinton'ın bu sözleriyle Libya konusunda oluşturulan Temas Grubu'na benzer bir ittifakı ima ettiğini düşünüyor. Libya krizi esnasında Kaddafi muhaliflerine yardım sağlamak amacıyla Arap ülkeleri ve diğer ülkelerden oluşan bir grup oluşturulmuştu. Clinton, ABD'nin ''demokratik bir Suriye'nin dostlarıyla'' birlikte çalışacağını ve Beşar Esad muhaliflerine destek vereceğini kaydetti.
Bulgaristan'ı ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ''iğdiş edilmiş bir halde'' olduğunu söyleyen Hillary Clinton, ABD'nin Suriye hükümetine yönelik ''bölgesel ve ulusal'' yaptırımların sıkılaştırılması için gayret sarfedeceğini belirtti.
Öte yandan Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe de Rusya ve Çin'in vetosunun Birleşmiş Milletler'i ''ahlaken lekelediğini'' söyleyerek öfkesini belli etti. İngiltere, veto kararının Suriye halkına zarar verdiğini açıkladı. Çin ve Rusya ise karar taslağının 'yanlı' olduğu gerekçesiyle destekte bulunmadıklarını söylüyorlar.
Veto kararını savunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, taslak metinde olup bitenlerden sadece Suriye lideri Beşar Esad'ın sorumlu tutulduğunu ve silahlı muhalif gruplara ilişkin bir önlem önerilmediğini söyledi.
Arap Birliği tarafından hazırlanan ilk taslak metin üzerindeki görüşmelerde bir uzlaşma sağlanamamış bunun üzerine Faslı diplomatlar, Rusya'nın, karar taslağında bulunmasına itiraz ettiği pek çok ifadenin yer almadığı yeni bir metin hazırlamışlardı.
Rusya, Beşar Esad'ın görevi bırakmasını istemenin, Suriye'de rejim değişikliği anlamına geleceğini savunarak karar taslağına itiraz ediyordu. Suriye'nin en büyük silah sağlayıcısı olan ve toplam 4 milyar dolara ulaşan silah ticareti anlaşmalarına sahip olan Moskova yönetimi, Güvenlik Konseyi'nin 'silah satışının durdurulması' talebini de reddediyordu.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü, çoğunluğu Humus kentinde olmak üzere, Suriye'de pazar günkü şiddet olaylarında ülke çapında 28 sivilin öldüğünü öğrendiklerini söylüyor. İnsan hakları savunucuları ve Suriye'deki aktivistler, Mart ayında başlayan ayaklanmadan bu yana ölenlerin sayısının 7 bin kişiyi aştığını ileri sürüyor.
Beşar Esad yönetimi, ''teröristlere ve silahlı çetelere'' karşı verilen mücadelede güvenlik güçlerinin en az 2 bin üyesinin hayatını kaybettiğini belirtiyor.