DERİN KOÇER
ABD tarihinin en genç kadın Kongre üyesi oldu, üniversite yıllarında bir şarkının klibinde ettiği dans ortaya çıkınca Cumhuriyetçiler’in hedef tahtasına oturdu; o ise Kongre’de dans ettiği yeni bir video çekerek cevap vermekle yetindi ki o birkaç saniyelik video, 23 milyondan fazla izlendi.
Alexandria Ocasio Cortez, ABD ara seçimlerinin ‘fenomenlerinden’ biriydi.
Yürüttüğü kampanya da insanların dikkatini çekti; siyasete soldan bakışı da. Genç Kongre üyesinin şahsi hikâyesi de aslında siyasetteki pozisyonundan ayrı değerlendirilebilecek gibi durmuyor. Demokratların kendi aralarındaki tartışmada da Cortez’in kilit rol üstleneceği kesin gözüküyor.
Varlıklı bir aileden gelmiyor Cortez. New York’un -Kongre üyeliğine de seçildiği- Queens mahallesinde doğmuş; ailenin asıl ‘ekonomik direği’ olan Hispanik asıllı mimar babasını 2008’de yaşanan ekonomik krizin ortasında kanserden kaybetmiş.
Kanserle mücadelenin hem duygusal hem de maddi ağırlığının, Cortez’in siyasi duruşundaki yansımasını görmek mümkün: Bugün söz aldığı hemen her mecrada, ısrarla ABD’nin sağlık sisteminin alt sınıflar için yetersiz olduğundan ve ‘sağlık hizmetlerine ulaşmanın bir insan hakkı olarak algılanıp ücretsiz hale getirilmesi gerektiğinden’ bahsediyor.
Eşini kaybettikten sonra annesi, Cortez üniversite sınavları için ders alabilsin diye öğretmenlerin evlerine temizliğe gitmiş, karşılığında ücretsiz ders istemiş, kızı için.
Boston Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi okurken Cortez, garsonluktan bebek bakıcılığına kadar birçok işte çalışıp, hayatını kazanmaya çalışmış. Bugün Kongre’de eğitim reformu için mücadele edeceğini söylemesinde, o günlerin etkisi olduğunu düşünmek anlamlı: Cortez, bütün ABD’liler için parasız ama kalifiye ‘devlet okullarının’ açılması için savaşacağını dile getiriyor.
“Bu ülkeyi yalnızca radikaller değiştirdi”
Söylemi, ‘ana akım Demokratlar’dan daha radikal; parti içi tartışmaları sola taşıyor. 2016 Başkanlık Seçimleri’nde kampanyası için çalıştığı ‘sosyalist’ Demokrat Senatör Bernie Sanders’a yakın bir siyasi çizginin temsilcisi olduğunu söylemek mümkün.
Cortez de, tıpkı Sanders gibi, seçimlerde rakiplerine kıyasla çok daha az ve halktan gelen paralarla kampanyasını yürüttü; yine Sanders gibi kendini -Amerikan tabularının üzerine giderek- ‘demokratik sosyalist’ olarak tanıttı. Zaten ‘Amerikan Demokrat Sosyalistler’ örgütünün de üyesi olduğunu gizlemeye kalkışmadı.
Kendisinin ‘radikal’ olarak tanımlanmasına da gücenmediği belli. 60 Minutes’e verdiği söyleşide “Bu ülkeyi yalnızca radikaller değiştirdi” dedi.
Cortez’in bu siyasi tavrıyla Demokrat Parti’de tartışmalar yarattığı ve kimselerin konuşmak istemediği konuları inatla masaya yatırdığı açık. 2020’de gerçekleşecek başkanlık seçimlerinde de Demokratların arasındaki kavga, bu konular üzerine olacakmış gibi gözüküyor.
Eskiden barmenlik yaparak hayatını kazanmaya çalışan genç Kongre üyesini ABD başkanlığına adaylığını açıklayan iki Demokrat da -Elizabeth Warren ile Kamal Harris- görmezden gelemiyor. Harris, verdiği bir söyleşide doğrudan Cortez’e hitap ederek kendisinin ‘ilham verici bir figür’ olduğunu dile getirdi.
‘Yüzde 70 vergi’ meselesi
Genç Kongre Üyesi, zenginler için uygulanan vergi kolaylıklarının karşı çıkıyor; 10 milyon dolardan fazla varlığı bulunanların, bu meblağın üzerine kazandıkları para için yüzde 70 vergi ödemelerini talep ediyor.
Seçildiği New York bölgesi için “Bazıları milyonlara sahipken, çoğunluğun eve yemek yetiştirme derdinde” diyor. Ancak bu, ‘herkes eşit olsun’ gibi radikal sol bir söylem değil; Cortez’in isteği, bu şekilde toplanabilecek paralar ile ABD’nin bir sosyal devlet yapısına kavuşması aslında.
Fakat tek derdi bu değil. Çevreyi koruyan politikalar üretilmesi konusunda da ısrarcı; kadın-erkek ve ırk eşitliğinin sağlanmasında da. Ayrıca bütün bu meselelerin ‘iç içe’ geçtiğini söylüyor; bu yüzden de sorunların çözümü için köklü değişimler yapılması gerektiğini savunuyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen ‘Women’s March’ta yaptığı konuşma, aslında onun siyasi duruşunun en net biçimde gözüktüğü andı. Şöyle konuştu Cortez:
Adalet, kitaplarda okuduğumuz bir kavram değildir. O, içtiğimiz suyla, soluduğumuz havayla ilgilidir. Adalet, oy kullanmanın ne kadar kolay olduğuyla ilgilidir. Adalet, kadınların ne kadar maaş aldığıyla ilgilidir. Adalet, bizlerin çocuk sahibi olduktan sonra, anne, baba ve aile olarak çocuklarımızla yeterince vakit geçirip geçiremememizle ilgilidir. Adalet, nezaketin, sessiz olmakla aynı anlama gelmediğinden emin olmaktır. Aslında, çoğu kez yapabileceğiniz en doğru şey itiraz etmektir.
Duvara karşı Cortez: Mitch nerede?
ABD Başkanı Donald Trump’ın Meksika sınırına inşa etmek istediği duvarın bütçesi Parlemento’dan geçmediği için hükümeti bir aya yakın rekor süre kapalı tutmasına karşı çıkanlar arasında da en gür ses Cortez’in oldu.
Başkan ile saf tutan ve bütçenin geçmeye zorlanmasına engel olan, dolayısıyla hükümetin açılmasını engelleyen Cumhuriyetçi Senatör ve çoğunluğun lideri Mitch McConnell’ı ziyarete gitmeye çalıştığı ancak Senatör’ü başkentte bulamamasının ardından başlattığı ‘Where is Mitch’, yani ‘Mitch nerede’ protestosu, Cumhuriyetçilerin üzerinde baskı oluşmasını sağlayan eylemlerden birine dönüştü.
Cortez’in siyaset yapma biçimi de ABD’nin politik arenasını değiştiriyor. Mutfağında soğan doğrarken yaptığı yayınlara bir anda on binlerce insan doluyor.
Sosyal medyada samimi bir dil kullanıyor Kongre Üyesi; yoğun bir günün sonunda, evinde, battaniyeye sarılıyken dondurma yediğini de paylaşıyor; Kongre’deki günlük tartışmaları da salonundan anlatıyor.
Warren’ın da benzer yöntemler kullanarak seçim kampanyasına başlaması tesadüf değil. Zaten Cortez, kendi partisinin içerisindeki temsilcilere de ‘sosyal medya eğitmenliği’ yaptığını söylüyor. Önerisi de basit: Kurucu Baba değilseniz, onlar gibi konuşmaya çalışmayın…
Acemi ama kuvvetli
Elbette Cortez, henüz ‘acemi’ bir Kongre üyesi, ancak toplumda yarattığı heyecan, onun etki alanının da etkileyici bir şekilde genişlemesine sebep oldu.
Cumhuriyetçi Parti’ye yakın Fox, Cortez’in Kongre’deki ilk beş gününe iki saate yakın süre ayırırken; Demokratlara yakın CNN 96 dakikayı Cortez’e emanet etti. ABD’nin en etkili programlarından biri olan 60 Minutes de yalnızca Cortez’e özel bir segment yayınladı.
Şimdiden Cortez’e ‘Başkanlık hayalleri’ olup olmadığı soruluyor. “Birkaç mahalle için yarıştım ve ölümüne yoruldum. Bütün bir ülke için nasıl yarışabilirim, bilmiyorum” diyor Cortez. Ama bütün ülkenin gündemini oluşturmayı, ‘Başkanlık hayalleri’nde yüzmeden de başarıyor.