T24 Dış Haberler
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, dördüncü Orta Doğu turu kapsamında yetkililerle zorlu geçmesi muhtemel görüşmeler yapmak üzere İsrail'e gitti. Tel Aviv yönetimi, Washington'ın savaşın hafifletilmesi baskısıyla karşı karşıya.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Pazartesi gecesi, Gazze'nin geleceğini konu alan beşinci Orta Doğu turu kapsamında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'la yaptığı görüşme sonrası İsrail'e gitti.
Blinken, Herzog ile görüştü
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüştü.
Toplantının kamuya açık bölümünde Herzog, İsrail'i Gazze saldırısında Filistinlilere karşı soykırım yapmakla suçlayan ve Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) açılan davanın "iğrenç ve akıl almaz" olduğunu söyledi.
Herzog, sözlerine şöyle devam etti:
"Düşmanlarımız Hamas, tüzüklerinde ulusumuzun, Yahudi halkının tek ulus devleti olan İsrail Devleti'nin yok edilmesi çağrısında bulunuyor. Uluslararası Adalet Divanı'nda olacağız ve uluslararası insancıl hukuktan kaynaklanan en doğal hakkımız olan meşru müdafaa hakkımızı gururla sunacağız"
Arap devletleri ve Türkiye, planlamayı kabul etti
Blinken, kilit Arap devletleri ve Türkiye'nin, İsrail'in Hamas'a karşı savaşı sona erdiğinde Gazze'nin yeniden inşası ve yönetimi için planlama yapmaya başlamayı kabul ettiklerini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı, Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye'nin "Gazze'nin istikrara kavuşmasına ve toparlanmasına yardımcı olmak, Filistinliler için ileriye dönük siyasi bir yol çizmek ve bir bütün olarak bölgede uzun vadeli barış, güvenlik ve istikrar için çalışmak üzere birlikte çalışma ve çabaları koordine etme konusunda anlaştıklarını" aktardı.
Blinken, "Bölgede bu yönde açık bir ilgi var ancak bunun için Gazze'deki çatışmanın sona ermesi ve bir Filistin devletine giden pratik bir yol bulunması gerekiyor" dedi.
İsrail ziyaretinin gündeminde ne var?
Üç ay içinde Orta Doğu'ya yaptığı dördüncü seyahatinde Blinken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Gazze'de savaş sonrası yönetim konusunda ciddi müzakerelere başlaması, Gazze'deki sivilleri korumak için daha fazlasını yapması ve bölgeye daha fazla yardım girmesine izin vermesi için ikna etmeye çalışacak.
Blinken, "Sivilleri korumak ve insani yardımın ihtiyacı olanların eline ulaşmasını sağlamak için daha fazlasını yapmanın mutlak bir zorunluluk olduğu konusunda baskı yapacağım" dedi.
Bakan, yönetimin Gazze'de kalan Amerikalı, İsrailli ve diğer rehinelerin kurtarılmasına da odaklandığını sözlerine ekledi.
ABD, üç ay önce Hamas'la savaşın başlamasından bu yana İsrail'e güçlü bir destek verdi ancak Netanyahu, İsrail'in askeri saldırısı sona erdiğinde Gazze'nin yönetimine ilişkin kamuoyuna ayrıntılı bir plan sunmayı reddederek ve ABD'nin tercih ettiği Batı Şeria ve Gazze'den oluşan birleşik bir Filistin devleti kurulması seçeneğini reddederek Washington'u kızdırıyor.
IDF, Hamas komutanını Suriye'de öldürdüğünü iddia etti
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), İsrail'e yönelik roket saldırılarının başlatılmasında "merkezi bir figür" olarak tanımladığı Hamas komutanı Hasan Akaşa'yı Suriye'deki Golan Tepeleri'ne yakın Beit Jinn bölgesinde "ortadan kaldırdığını" iddia etti.
Yerel yetkililere göre savaşın başlamasından bu yana bölgede çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 23 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
İsrail, ABD planına yakın hareket edeceği sinyallerini vermişti
İsrailli yetkililer ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın ziyareti öncesinde, daha az kara birliği ya da hava saldırısı kullanan askeri taktiklere geçiş ve Gazze'ye ilişkin bazı politika önerileri de dahil olmak üzere taviz sinyalleri vermişti.
İsrailli yetkililer tarafından özetlenen planlar, ABD'nin işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Filistin Yönetimi'nin Gazze'nin kontrolünü ele geçirmesi ve İsrail'in yanı sıra bir Filistin devleti kurulması için müzakerelere başlanması yönündeki çağrılarından oldukça farklı.
Bölgeyi istikrarsızlaştırma riski taşıdığı endişesiyle ABD, bölge ülkelerinden gerilimi azaltmalarını istiyor. Son haftalarda işgal altındaki Batı Şeria, Suriye ve Irak'ta artan şiddet olayları ve Yemen'den Kızıldeniz nakliye yollarına yapılan Husi saldırıları görüldü.