ABD Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD’li mevkidaşı Donald Trump arasında gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamanın, 'Suriye’ye ilişkin kaygıları net bir şekilde ortaya koyduğunu’ kaydetti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Beyaz Saray açıklamasının hem Başkan Trump’ın hem de Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Suriye konusundaki kaygılarını yansıttığını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları tarafından ‘görüşmenin tam içeriğini yansıtmadığı’ belirtilen Beyaz Saray açıklamasını, ‘çok belirgin, detaylı ve sağlam’ olarak nitelendiren Nauert, "Beyaz Saray açıklaması, hem Başkan Trump’ın hem de Dışişleri Bakanı Tillerson’ın kuzeybatı Suriye’deki Afrin bölgesine dair olağanüstü kaygılarını dile getirdi” dedi. Nauert, "Bakanı Tillerson yakın zamanda Türk Dışişleri Bakanı ile hem telefonda hem yüz yüze görüşmeler yaptı ve bu görüşmelerde bölgedeki tansiyonun düşürülmesini istediğimizi açıkça dile getirdi" diye ekledi.
"Güvenli bölge konusunda resmi bir öneri yapılmadı"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından gündeme getirilen 'güvenli bölge' önerisiyle ilgili de konuşan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, "Türklerle pek çok opsiyon tartışılıyor ancak resmi bir öneri yapılmadı" ifadelerini kullandı.
Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’in haberine göre Nauert, "Türkiye’nin dünkü Beyaz Saray açıklamasında Trump-Erdoğan arasında geçen görüşmenin detaylarının var olandan farklı aksettirildiğinden yola çıkarak yaptığı itirazlar için ne diyeceksiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
"Beyaz Saray’dan yapılan açıklama çok belirgin, detaylı ve sağlam. Beyaz Saray açıklaması, hem Başkan Trump’ın hem de Dışişleri Bakanı Tillerson’ın kuzeybatı Suriye’deki Afrin bölgesine dair olağanüstü kaygılarını dile getirdi. Hem Başkan Trump hem de Dışişleri Bakanı Tillerson’ın bu konuda net olduğunu düşünüyorum.
"Tillerson, bölgedeki tansiyonun düşürülmesini istediğimizi açıkça dile getirdi"
Dışişleri Bakanımız Tillerson yakın zamanda Türk Dışişleri Bakanı ile hem telefonda hem yüz yüze görüşmeler yaptı ve bu görüşmelerde bölgedeki tansiyonun düşürülmesini istediğimizi açıkça dile getirdi. Suriye ölçeğinde nisbeten güvenli olmuş bir bölgeden bahsediyoruz ama şu an durum tamamen başka.
Türkiye’nin PKK konusundaki meşru güvenlik kaygılarını anlıyoruz ve bunu saygıyla karşılıyoruz. Ama bir noktaya açıklık getirmek isterim; bizim ABD olarak Afrin’de bir askerİ varlığımız yok. O bölgede yaşananların parçası değiliz. Biz Suriye’nin doğusunda IŞİD'le savaşmak için Suriye Demokratik Güçleri ile birlikte çalışıyoruz. Bunu yapmaya devam ediyoruz. Türkleri ve herkesi diğer gruplara değil IŞİD ile savaşmaya odaklanmaya teşvik ediyoruz."
"Bakan, Türkiye'nin ihtiyacını anlamaya çalışıyordu, Kürtlerle konuşurken yaptığı gibi"
Türkler, ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın kendilerine önerdiği Suriye’de 30 kilometrelik güvenli bölge önerisini kabul etmediklerini söylüyor. Tillerson ise böyle bir teklifte bulunulmadığını söylüyor. Hangisi doğru?
Sayın Bakan kendisi pek çok opsiyonun görüşüldüğünü ancak bir teklifte bulunulmadığını söyledi. Biz bu açıklamanın arkasındayız. Aynı zamanda Başkan Trump’ın Türkiye’ye Afrin bölgesinde tansiyonun tırmandırılmaması için yaptığı uyarının da arkasındayız. Bakan Tillerson’ın söylediği gibi Türklerle pek çok opsiyon tartışılıyor ancak resmi bir öneri yapılmadı. Bakanımız NATO müttefikimiz olan Türkiye’nin neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışıyordu. Aynı Kürtlerle konuştuğunda yaptığı gibi, aynı bugün Neçirvan Barzani ile görüşmesinde yaptığı gibi. Tüm taraflarla konuşarak kimin neye ihtiyacı olduğunu anlamaya çalışıyor.
"Menbiç konusunda Türklere karşı çok açık olduk"
Türk tarafı ile görüşmelerde Afrin harekatının Menbiç’i kapsayacak şekilde genişletilmesinin ABD açısından kırmzı çizgi olduğu söylendi mi?
Türklere karşı bu konuda çok açık olduk. Hem Türkiye’deki hükümet yetkilileriyle açık olduk, hem Bakan Tillerson özel görüşmelerinde çok açık oldu, hem de Başkan Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde Menbiç’i kapsayacak şekilde tansiyonun yükseldiğini görmek istemediğimiz konusunda çok açık oldu.
"Türkiye'nin mesajlarımızı dinlemesi gerektiğini düşünüyoruz, kaygılı olan tek ülke biz değiliz"
Bu mesajların Türkiye tarafının dikkate aldığından emin misiniz?
Biz bu mesajları veriyoruz ve umuyoruz ki NATO müttefikimiz ve ortağımız Türkiye bunlara kulak veriyordur. Dinlemeleri gerektiğini düşünüyoruz. Dinlerlerse bu iyi bir şey olur. Tansiyonun yükselmesinden kaygılı olan tek ülke biz değiliz. Suriye’deki istikrar açısından ve DEAŞ’la mücadele odağının kaymasından kaygılı olan pek çok diğer müttefik ülke var.
Türk tarafı size Menbiç’e girilmeyeceği konusunda garanti verdi mi?
Garanti verdiklerini söyleyemem. Durumu yakından takip ediyoruz.