ABD Başkanı Joe Biden’ın perşembe günü canlı yayın tartışmasında rakibi Donald Trump karşısında gösterdiği kötü performans, Demokrat Parti kanadında kaosa neden oldu. Halsiz görünmesi, sesinin kısık olması, zaman zaman cümle kurmakta zorlanması ve ne dediğinin anlaşılmaması, 81 yaşındaki Biden’ın ‘dünyanın en güçlü ülkesini’ 4 yıl daha yönetebilecek zihinsel kapasitede olduğu ile ilgili devam eden tartışmaları daha da ateşledi.
Biden’ın ‘felaket’ten ‘trajik’e birçok farklı sıfatla nitelenen canlı yayın performansı sonucunda, Demokrat Parti’nin kasım ayında yapılacak seçime farklı bir adayla gitme ihtimali yaygın olarak dillendirildi. Biden, bu hafta sonu Camp David’e kapandı. Bu gezi, canlı yayın tartışmasından önce planlanmıştı ancak farklı kaynaklara göre başarısız geçen yayından sonra gezinin tonu değişti. NBC kanalı, Biden’ın pazartesi günü ailesiyle seçim kampanyasının geleceğini ele alacağını belirtti. Pazartesi günü, Camp David’den 2024 seçimlerinin kaderini etkileyecek önemli bir karar çıkabilir.
Biden ailesi, cumartesi akşamı Camp David'e vardı. Biden'ın özellikle eşi Jill Biden'ın fikirlerine çok önem verdiği biliniyor. Jill Biden, canlı yayın tartışmasından sonra eşinin performansını savundu ve yarıştan çekilme niyetleri olmadığına işaret eden mesajlar verdi.
ABD’de bir partinin çıkardığı başkanın tekrar seçilme hakkı varsa, ön seçimlerde karşısına güçlü bir aday çıktığını nadiren görürüz. Tarihte 1976 yılı Cumhuriyetçi Parti ön seçimlerinde Ronald Reagan’ın başkan Gerald Ford’un karşısına çıkıp kaybetmesi gibi birkaç istisna olsa da geleneksel olarak ABD’nin iki büyük partisi, görevdeki başkanı 1. dönemini tamamladıktan sonra tekrar seçilmesi için arkasında birleşmeyi tercih ediyor. Bunun en büyük nedeni, partinin içinde büyük bir adaylık yarışı yaşanmasının, partinin bile görevdeki başkanın 4 senelik başkanlık performansından emin olmadığı mesajı verecek olması. 2020’de yapılan Cumhuriyetçi Parti ön seçimleri döneminde Trump’a karşı çok büyük bir parti içi muhalefet olmasına rağmen, karşısına onu zorlayacak bir aday çıkmamıştı. Biden da bu doğrultuda ön seçimlerden rahatlıkla aday çıktı, Demokrat Parti’nin tepesi kendisinin sağlığıyla ilgili iddiaları hep ‘ortada bir sorun yok’ diyerek geçiştirdi.
Perşembe gününden sonra ise partide tam bir panik havası görüyoruz. ABD basınında yer alan haberlere göre bir grup Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi, perşembe günü yayını birlikte izledi ve Biden’ın performansından sonra seçime farklı bir adayla gitme ihtimalini konuştu. Basına konuşan bazı Demokrat Parti bağışçıları, Biden’sız seçim ihtimalini dillendirdi. Özellikle Cumhuriyetçi Parti’de Trump’ın etkisinin çok güçlendiği 2016’dan bu yana Demokrat Parti’ye çok yakın duran New York Times gazetesinin Yayın Kurulu, "Ülkesine hizmet etmek için Başkan Biden yarıştan çekilmeli" başlıklı bir başyazı yayımladı. ABD’nin ‘liberal müesses nizamının gazetesi’ olarak da nitelenen NYT başyazısında Biden’ın kendisinin bir ‘gölgesine’ dönüştüğü ifade edildi. ABD’nin en etkili köşe yazarlarından biri olarak görülen New York Times yazarı Thomas Friedman, canlı yayın tartışması sonrası ilk yazısına "Başkan Biden benim arkadaşım. Kendisi yarıştan çekilmeli" başlığını attı.
Biden çekilebilir mi?
Biden adaylıktan kendi kararıyla çekilebilir ve emekli olabilir. Biden ön seçimleri delegelerin yaklaşık yüzde 99’unu alarak kazandığı için de-facto olarak partinin adayı olarak görülüyor. Çoğunlukla sembolik bir adım olarak görülse de Demokrat Parti, 2024 başkanlık seçimleri için resmi adayını 19-22 Ağustos’ta Chicago’da yapılacak Demokrat Ulusal Kongresi’nde ilan edecek.
Demokrat Parti’nin başkan adayını, ulusal kongrede görevlendirilen delegeler seçiyor. ABD'de ön seçim sürecinde Demokrat Parti, her eyalette ön seçim yapıyor. Eyaleti kazanan aday, o eyalet için belirlenen delegeleri de Kongre'de kendisini desteklemek üzere kazanmış oluyor.
Delegeler, parti kurallarına göre ön seçim sonuçları doğrultusunda oy vermek zorunda, kongrede kendi isteklerine göre oy veremiyorlar. Yani ön seçimlerin sonuçları bağlayıcı. Bu yüzden şimdiden haberlerde ‘Demokrat Parti’nin 2024 Başkan Adayı’ ifadesini okuyorsunuz.
Biden’ın adaylıktan çekildiği senaryoda ise tekrar ön seçim yapılmayacak. Bu durumda Demokratlar bazı isimleri aday gösterecek ve delegeler, bir aday gerekli çoğunluğa ulaşana kadar oylama yapacak. Birçok uzmana göre çekildiği senaryoda Biden’ın desteklediği adayın kazanma ihtimali daha yüksek olacak.
Biden’a adaylığın zorla bıraktırılabileceği senaryolar da var, ancak bu ihtimal ‘imkansız’ denebilecek kadar uzak duruyor. Modern siyasi tarihte hiçbir başkan adayı zorla pusuladan çıkarılmadı.
Teknik olarak Demokratlar, ulusal kongre kurallarını istediği noktada değiştirip, delegelerin istediği gibi oy verebileceği bir sisteme geçebilir. Mevcut kongre kurallarında ‘delegelerin onları seçenlerin duygularını yansıtması’ gibi yoruma açık, geniş ifadeler de bulunuyor.
Ancak böyle bir hamle, Demokrat Parti’yi büyük bir kaosa sürükleyebilir, partiyi bölebilir ve seçim üzeri seçmene kötü yansıyabilir. O sebeple Demokratlar için kabul edilebilir tek senaryo, Biden’ın kendi kararıyla veya partiyle anlaşarak çekilmesi gibi duruyor.
Biden giderse kim gelecek?
Biden’ın çekildiği senaryoda Başkan Yardımcısı Kamala Harris, California Valisi Gavin Newsom, Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg veya Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren’ın aday gösterilebileceği konuşuluyor. Bu isimlerden hiçbiri, Biden yerine aday olmak gibi bir isteği - görevdeki başkana, ikinci kez aday olduğunda rakip olmama geleneğine uygun olarak-- dile getirmedi. Harris, Warren ve Buttigieg 2020 Demokrat ön seçimlerinde Biden’a karşı yarışmıştı.
Demokrat Parti'nin kalelerinden California'nın Valisi olan Newsom,
Biden'ın haleflerinden biri olarak öne çıkıyor
Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in, pusuladaki ikinci isim olarak direkt Biden’ın yerine aday olmasını gerektirecek bir kural bulunmuyor. Eğer Biden seçilirse ve görev süresinde başkanlığı bırakmaya karar verirse Harris, yardımcısı olarak başkanlığa terfi ediyor.
Sosyal medyada dile getirilen isimlerden biri ise Barack Obama’nın eşi eski First Lady Michelle Obama. Cumhuriyetçi Parti’nin medyatik senatörlerinden Ted Cruz da Obama’nın ‘paraşüt aday’ olarak Demokratlar tarafından Biden’ın yerine pusulaya koyulabileceğini öne sürdü.
Obama’nın Demokrat Parti tabanında ciddi bir karşılığı bulunuyor. Barack Obama’nın 2016’da görev süresinin dolmasından bu yana Michelle’in ismi, defalarca farklı kanallarda potansiyel bir başkan adayı olarak anıldı. Michelle Obama ise her seferinde başkan adayı olmak gibi bir niyeti olmadığını belirtti.
Biden, Michelle ve Barack Obama ile birlikte. Biden, iki dönem Barack Obama'nın başkan yardımcılığını yaptı.
Demokratlar neden inat etti?
ABD’de giderek artan kutuplaşma, siyasetin günlük hayatın çok büyük bir parçası haline gelmesine sebep oldu. Biden ile Trump arasındaki 2020 seçimlerinin ‘ABD’nin ruhu için yapılan seçim’ olarak nitelenmesi, iki parti için de seçimi kazanmayı bir ‘ölüm kalım meselesi’ haline getirdi. İki aday da diğerinin seçilmesinin ‘ABD’nin sonunu getireceğini’ iddia etti. 2024 yılında bunun bir rövanşını yaşıyoruz ve kutuplaşma zayıflamadığı gibi derinleşerek büyüdü. Trump, 2020 seçimlerini kaybettiğini kabul etmedi ve 6 Ocak 2021’de onun destekçileri başkanlık seçim sonuçlarının resmileştirildiği oturum sırasında yasama organı Kongre’ye ev sahipliği yapan Kapitol Binası’nı bastı. Trump, Biden’ın başkanlığı boyunca siyaset üzerindeki etkisini sürdürdü ve hakkında yürütülen yargı süreçlerini tabanını konsolide etmek için kullanmayı başardı. Trump’ın 2020’de kaybettiğinde karşı karşıya kaldığı en büyük risklerden biri ‘unutulmaktı’ ve Trump 2024’e yine de en popüler Cumhuriyetçi olarak girmeyi başardı. Davalar, Trump’ın medyada yer bulmasında önemli rol oynadı ve Trump’ın ‘kendisine yönelik bir cadı avı yürütüldüğü’ yönündeki ifadeleri tabanında yankılandı. Trump karşıtı Cumhuriyetçiler, 4 sene içinde Trump’a karşı direnebilecek bir isim bulamadı. Trump, ön seçimlerde tulum çıkardı. Demokratlar, kaybetmekten en çok korktukları seçime, şimdi tekrar güçlenmiş bir Trump ve TV tartışmalarından uluslararası zirve buluşmalarına kadar hemen her zeminde ortamdan kopan, gözleri uzaklara dalan, zaman zaman anlamlandırılamayan hareketler yapan çok yorgun, çok yaşlı ve hasta bir Biden'la gidiyor. 2020'deki başkanlık adaylığında yaşı yine tartışılmış, bunun üzerine Biden "geçiş dönemi" için destek istediğini belirterek başkan seçilirse ikinci kez aday olmayabileceğinin sinyalini vermişti.
Biden’ın sağlık durumu özellikle başkanlığının ikinci yarısında medyada çok tartışılır hale geldi. Başkan’ın gafları, çeşitli toplantılarda kafası karışık durması, hazırcevaplığını kaybetmeye başlaması tartışmaları ateşledi. Demokrat Parti, bu tartışmalar boyunca beklendiği üzere Biden’ın arkasında durdu. İngiliz akademisyen Daniel Berman’ın X’te çokça paylaşılan analizi, Demokratların neden Biden’dan vazgeçemeyeceğine dair en isabetli tespitlerden biri, ‘’Demokratlar bu noktada adaylarının Başkanlık yapamayacak durumda olmasını söylemesi, yalan söylediklerini kabul etmeleri’’ anlamına gelir.
Biden herhangi bir aday değil. Son 4 yıldır ABD’yi yönetiyor. Demokratlar Biden’ı zorla çekerse, bu göz göre göre başkanlığa uygun olmayan bir adayı Beyaz Saray’da tuttukları anlamına gelir. Anketler zaten at başı giderken, Demokrat Parti daha büyük bir güven krizini kaldırabilecek durumda değil. Partinin ‘beceriksiz’ gözükmesi, seçimin kaderini belirleyecek salıncak eyaletlerin bir bölümünün Trump’a dönmesine sebep olabilir. Kasım’a kadar uzun bir süre yok, Demokratların Biden’ın zorla pusuladan çıkarıldığı bir senaryoda seçmene yaşananları unutturacak vakti yok.
2024 seçimlerinde dünyanın değişkenleri, 2020’den daha karmaşık bir durumda. Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’in Gazze’de katliama dönüşen Hamas savaşı sürüyor. ABD, iki savaşta da çok büyük bir rol oynuyor. ABD halkı, modern tarihinde hiç olmadığı kadar kutuplaşmış durumda. Avrupa’da siyasi değişim rüzgarları esiyor, ABD’nin geleneksel müttefiklerinin bir bölümü askeri olarak Washington’dan daha bağımsız bir Avrupa hayal ediyor. Türkiye gibi bir başka geleneksel müttefik, Doğu’yla kurumsal bağlarını daha güçlendirecek ihtimallerin üzerinde duruyor. İran, nükleer kapasitesini ciddi anlamda arttırıyor. Çin güçlenmeye devam ediyor, Rusya ile işbirliği de giderek daha kapsamlı hale geliyor. Bunlar, ABD başkanlık seçimlerinin neden iki parti için de çok önemli olduğunun sebeplerinden sadece bazıları. İki parti ve onların tabanları da, bu krizleri diğer partinin yönetmesinin ‘bildiğimiz ABD’nin sonunu getireceğine’ inanıyor.
ABD’nin elinde bu krizlerle mücadele etmek için bulunan iki mevcut alternatif 81 yaşındaki Biden ve 78 yaşındaki Trump. Biden, seçimlerden birkaç hafta sonra 82 yaşına girecek. İkinci başkanlık dönemini 2001’de tamamlayan Bill Clinton, mevcut iki adaydan da genç. Kasım ayında yapılacak seçimlere kadar, yukarıdaki başlıklardan çok başkanların sağlık durumunun konuşulacağı bir süreç öngörmek zor değil.