Habertürk yazarı Serdar Turgut, Amerikan Kongresi'nin, "11 Eylül saldırısından bu yana geçen 16 yılda gelinen noktanın öğrenilmesi" amacıyla hazırlanan raporu köşesine taşıdı. Rapora göre ABD, 11 Eylül'den sonra 16 yılda teröre karşı 1.4 tirilyon dolar harcama yaptı. Bunun 687 milyar 600 milyon doları Afganistan’da, 748 milyar 100 milyon doları ise Irak’ta harcandı.
Serdar Turgut'un "Amerikan Kongresi’nin El Kaide raporu" başlığıyla (3 Kası 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Amerikan Kongresi, “11 Eylül saldırısından bu yana 16 yıl geçti, şu an gelinen noktada neredeyiz?” sorusuna kapsamlı bir cevap bulmak için bir çalışma yapılmasını istedi.
Savunma bakanlığının “özel operasyonlar/ düşük düzeyli çatışma”dan sorumlu bakan yardımcısı, bu görevi eldeki tüm istihbarat kullanılarak çalışılması için askeri araştırmalar/ ulusal güvenlik konularında uzmanlaşmış bulunan CNA adlı kuruluşa verdi.
İlginçtir, bu araştırmanın sonuçlarının öğrenilmesi tam da 11 Eylül saldırısının yapıldığı World Trade Center’a (Dünya Ticaret Merkezi) bir blok ötede bulunan sokakta yeni bir saldırının yapılmasına denk geldi.
Terörle mücadeleye harcanan para
Raporun sonucu şöyle:
11 Eylül’den sonra Amerika terör örgütleriyle mücadele için toplam 1 trilyon 400 milyar dolar civarında harcama yaptı. Bunun 687 milyar 600 milyon doları Afganistan’da, 748 milyar 100 milyon doları ise Irak’ta harcandı.
Bu kadar büyük harcamaya ve ulusal güvenliği sağlamaya yönelik tüm çabalara rağmen raporun sonuç bölümünde “El Kaide’yle savaşta başarısız olduk” deniliyor.
Yapılan tespitler şunlar:
- Bugün El Kaide 16 yıl öncesinden daha güçlü ve daha büyük militan sayısına sahip.
- Örgütün müthiş bir adaptasyon becerisi var. Değişen koşullara, ortaya konulan farklı mücadele yöntemlerine hızla uyum sağlayıp büyümesini sürdürdü.
- Eskiden Usame bin Ladin en tepedeki lider durumdayken örgüt tamamen hiyerarşik bir yapıya sahipti ve tüm eylemlerini emir-komuta zinciri içinde yapıyordu.
- Bin Ladin öldürüldükten sonra örgüt bir süre sarsıntı geçirdi, ama sonra hızla toparlanma sürecine girdi. Global hilafeti oluşturma gibi hayaller bir kenara bırakıldı. Örgütün “yakın düşmanlar” (yani Suriye ve Irak’a yakın ülkeler) ile uzak düşman (Amerika ile Batı dünyası) diye tanımladığı hedeflere artık emirler beklemeden kendi inisiyatifiyle hareket edecek militanlara ihtiyacı olduğuna karar verildi.
Yalnız kurt
- İstihbaratçıların “yalnız kurt” diye tanımladıkları bu eylemci türü, buradaki analistlerin deyimiyle cihatçı dünyada artık yeni bir paradigmanın hâkim olduğunu gösteriyor.
- Bazı ülkelerde uyuyan terör hücreleri varsa (ki kesinlikle var), bunlar uyandırılmak için artık emir beklemeyecekler. Kendileri uygun gördükleri anda ellerinde o an silaha dönüştürebilecek ne varsa, yani silah bulmak için riske atılmadan eyleme girişecekler. Bu silah da son eylemlerde gördüğümüz gibi artık kamyonlar olmaya başladı.
Ürküten gelişme
Bu yeni gelişme, tüm savunma sistemini terörün eski paradigmasına göre düzenlemiş olan Amerika’yı da ürkütüyor.
Çünkü eski sistemde eğitilmiş militanlara eylem planları iletilirken, tüm dünyayı etkin olarak dinleme gücüne sahip olan NSA (National Security Agency) ve CIA, dinleme ve saha çalışmasını birleştirerek eylemi girişim halindeyken önleyebiliyordu.
Bu şekilde 11 Eylül’den sonra sayısı düzinelerce diye belirtilen eylem girişiminin engellendiği vurgulanıyor.
Ama artık terörün çalışma yöntemi değiştiğinden ve terörist eğitilmediğinden, evinde kendi kendine beynini yıkadığından buna karşı savunmanın nasıl yapılacağı da bu aşamada belirsiz.
Başkan Trump, DEAŞ’ı yendiklerini söylüyor, ama bunun ne anlama geldiği de net değil. Evet bir aşamada devletleşmeye kalkışan DEAŞ’ın o devletini yıktılar, ama global düzeyde dağılmış militanlarına ne yapılabileceği şu an meçhul.
Amerikan istihbaratına göre, El Kaide ile DEAŞ arasında “Kim daha etkili olacak” diye bir terör yarışı da başlamış durumda.
Bin Ladin’in 27 yaşındaki oğlu, El Kaide’nin başına geçmek istiyor. DEAŞ internet üzerinden “Terör nasıl yapılmalı” hakkında bilgiler yaymayı sürdürüyor.
Hatta son olayda New York FBI ofisi, başta El Kaide sempatizanı olabileceği de düşünülen teröristin kullandığı bu yöntemi DEAŞ’ın internet sitesinden aldığını tespit etti.