Dünya

AB organik gıdada kolları sıvıyor

AB, hızla büyüyen organik gıda sanayisinde kontrolleri sıkılaştıracak yeni düzenlemelere hazırlanıyor. AB Komisyonu'nun planı Türkiye gibi üçüncü ülkeleri de etkileyecek.

26 Mart 2014 15:28


Organik gıdaların pazar payı son hız büyümeye devam ediyor. Market rafları organik yumurta, süt, et gibi ürünlerle dolarken, sadece organik gıda satan marketler birbiri ardına açılıyor. Peki, bu ürünler gerçekte ne kadar organik? Organik etiketli ürünlerde tarım ilacı izlerine rastlanması gibi skandallar tüketicinin güvenini sarstı. AB şimdi bu hızla büyüyen branşta kontrolleri sıklaştırmak için kolları sıvadı.

AB Komisyonu’nun tarımdan sorumlu üyesi Dacian Ciolos, organik gıda yönetmeliğinde değişiklikler yoluyla branşa çekidüzen vermek istiyor. Ciolos kontrollerin sıkılaştırılması yoluyla tüketicinin organik ürünlere güvenini artırmak gerektiğini vurguladı ve ekledi: Organik ürünler artık niş ürünler değil. Yılda 20 milyar euroluk ciroyla tarımda önemli bir sektör haline geldi. Dolayısıyla açık ve şeffaf kurallar şimdi daha da gerekli.

Planlanan önlemler

AB Komisyonu'nun verilerine göre organik ürünler piyasası son on yılda dört kat büyürken, organik tarım alanları sadece ikiye katlandı. AB Komisyonu’nun tarımdan sorumlu üyesi, suistimale karşı en etkili yolun, kuralları ihlâl eden şirketlere bir daha organik ürün sertifikası verilmemesi olacağı görüşünde. Hızla büyüyen piyasada artan talebi karşılayabilmek için hileye başvurma riskinin arttığına dikkat çeken Ciolos, mevcut yasal düzenlemelerde köklü değişiklikler gerektiğini kaydetti. AB Komisyonu bu bağlamda organik tarım için şu an geçerli olan istisnaların kaldırılmasını, geleneksel yem ya da tohum kullanımının hızla azaltılmasını, pestisit sınır değerleri ya da genetik manipülasyonlu ürünlerin azaltılmasını planlıyor. Bu uzun süreç için aşamalı bir plan uygulanması öngörülüyor.

Türkiye'den ihracat da etkilenecek

Avrupa Komisyonu’nun planı, Avrupa’ya Türkiye gibi üçüncü ülkelerden yapılan ithalatı da kapsıyor. AB’nin organik mührüyle gıda ihraç etmek isteyen ülkelere yönelik denetlemeler de sıkılaştırılacak. Dacian Ciolos, bu konuda AB üyesi olmayan ilgili ülkelerle müzakereler yürütüleceğini ve ortak standartlar belirleneceğini kaydetti. AB Komisyonu ayrıca araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yatırımları da artırmayı planlıyor.

Gıda ve tüketici güvenliği alanında çalışmalar yürüten sivil toplum örgütü Foodwatch’dan Andreas Winkler, önlemlerin işe yarayabilmesi için üreticilere karşı caydırıcılığın önemine dikkat çekiyor:

“Konvansiyonel ya da organik sektör olsun asıl önemli sorun, gıda skandallarında söz konusu üreticinin kim olduğunu ya da ürünlerin hangileri olduğunu biz tüketicilerin bilmemesi. Tüketicilerin bu konularda bilgilendirilmesi son derece önemli. Gıda üreticilerinin bu tür skandalların önüne geçmek için kendiliğinden harekete geçip elinden gelen her şeyi yapması açısından daha iyi bir yapı sağlanmış olur. Üretici gıda, hijyen, etiketleme gibi yönetmelikleri ihlal ettiğinde sadece para cezasıyla kurtulacak mı, yoksa ürünü geri çekmek ya da tüketicilere somut bilgi vermek zorunda mı kalacak? Arada büyük fark var.”

'Düzenlemede ölçülü olunmalı'

Organik ürün sektörü ise AB Komisyonu’nun planlarına karşı temkinli. Branş temsilcileri düzenlemelerin çok fazla sıkılaştırılması durumunda küçük organik tarım çiftçilerinin zor durumda kalacağı uyarısında bulunuyor.

Almanya Tarım Bakanı Christian Schmidt de bu endişelere katılıyor. Schmidt çok kapsamlı düzenlemelerle organik ürün yetiştiren çiftçilerin organik üründen uzaklaşması tehlikesine dikkat çekti ve yasal düzenlemelerde ölçülü olunması gerektiğini belirtti.