Dünya

'AB, Kıbrıs hatasını düzeltmeli'

Kuzey Kıbrıs Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Almanya temaslarını ve barış müzakerelerini DW Türkçe’ye değerlendirdi.

12 Mayıs 2015 10:48


Kıbrıs'ta müzakerelerin yeniden başlaması için Kuzey ve Güney yönetimleri BM himayesinde gayri resmi bir yemekte bir araya geldi. BM Genel Sekreterliği Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, iki liderin Kıbrıs sorununa çözüm bulunması yönünde sadakatini gösterdiğini, bunun da kaybedilmemesi gereken bir fırsat olduğunu ifade etti. Söz konusu görüşme öncesinde Berlin'e gelen Kuzey Kıbrıs Başmüzakerecisi ve Dışişleri Bakanı Özdil Nami de, Kıbrıs müzakerelerinin nihayete ermesi yönünde bir umut olduğunu belirterek, bunu paylaşmak ve bu konuda politik destek almak üzere Alman yetkililerle görüştü. DW Türkçe'den Özlem Coşkun, Özdil Nami ile Almanya temaslarını ve barış müzakerelerini konuştu.

DW: Sayın Nami, 50 yıl aşkın bir süredir Kuzey ve Güney olarak bölünmüş durumda bulunan Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi yönünde bir umut doğduğunu ifade ediyorsunuz. Bu konudaki umudunuzun neye dayanıyor?

Özdil Nami: "Bunun ana sebebi Türk tarafının pozisyonunda radikal değişiklikler beklenmesi değildir; Rum liderin artık masadan kalkmak için mazeret bulamayacağının düşünülmesidir. Zira Sayın Akıncı, tüm siyasi hayatını Kıbrıs’ın federal bir çatı altında birleşmesine adamış bir siyasetçidir. Dolayısıyla Rum lider de artık çözüm iradesini ortaya koymak durumundadır. Nihayetinde Kıbrıs konusu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 51. yılını doldurdu. Yani uluslararası alanda da bu konuda bir bıkkınlık var; artık bu işin bitmesi gerektiğine yönelik bir olgunluğun oluştuğunu görebiliyoruz."

DW: AB'nin bu konudaki rolü ne olabilir, bu konudaki beklentiniz nedir?

Özdil Nami: "AB, sadece Rumların idaresinde olan bir hükümeti meşru olarak kabul edip, çok yanlı bir tutum sergiledi. Bu, hem Rum tarafının on bir yıl önce Annan Planı’na hayır demesini getirdi; hem de on bir yıl boyunca müzakerelerin ilerlemesini engelleyen en önemli unsur olarak karşımızda durdu. AB, Kıbrıs Adası’nın bölünmüşlüğüne hizmet eden bir koz olmaktan çıkarılmalıdır. Bunu da ancak AB'nin kendisi yapabilir. Kıbrıs sorununun devam etmesi, sadece Kıbrıslıları yoran, ekonomik olarak darbeleyen bir konu değildir. Tüm bölgeyi içine alan çok önemli etkileri var. AB bunu da değerlendirip, artık kendi elleriyle yarattığı dengesizliği ortadan kaldırmalıdır ve Rum lideri de müzakere masasında yapıcı bir tavır sergilemeye ikna etmelidir."

DW: Son yıllarda Almanya'nın Kuzey Kıbrıs konusuna bir yakınlaşması söz konusu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yine bu çerçevede Almanya’nın müzakerelere desteği ne yönde?

Özdil Nami: "Biz, daha çok somut adımlar bekliyoruz. İlk beklediğimiz somut adım; bir kere Rum lidere gereken baskıyı oluşturmalarıdır. Ona artık bu işin daha fazla sürüncemede kalamayacağını,müzakere masasından asla kalkmaması gerektiğini net bir lisanla aktarmalarıdır. Diğer taraftan AB toprağı olarak ilan ettikleri Kuzey Kıbrıs'ı yine AB yasaları ile izole etmekten vazgeçmeleridir. Bizimle doğrudan ticaret yapma kararı aldılar; ilgili doğrudan ticaret tüzüğünü kabul etmiyorlar. Bazı olumlu hareketler olmasına rağmen, bunların da çok anlamlı bir noktaya geldiğini söylemek mümkün değil."

DW: Peki, Türkiye ve Yunanistan'ın bu konudaki son tutumu nedir?

Özdil Nami: "Türk tarafı gerçekten güçlü bir iradeye sahip. Türkiye, geçmişte çok zor ekonomik dönemlerden geçti, ama hiçbir zaman Kıbrıs konusu ile ilgili umursamaz bir tavır içine girmedi. Yunanistan'a baktığımızda ise, belki ekonomik krizlerine de bir bahane bularak, Kıbrıs'la ilgili sorumluluklarından sıyrılmaya ve sadece topu Türkiye'ye atma ile meşguller.' İşte biz, zaten Kıbrıs'ı AB üyesi yaptık, 74'te adada darbe gerçekleştirerek yaptığımız hatanın diyetini ödedik, artık Kıbrıs ne yaparsa yapsın' modundalar. Bu tabii, sorumluluktan kaçmak demektir. Annan Planı'nı vakti zamanında Yunanistan'da desteklemişti. Onun için biz, tekrar Yunan hükümetini gereken siyasi iradeyi ortaya koyup, Rum liderini uzlaşı yoluna davet etmeye çağırıyoruz."