Avrupa Birliği (AB) yönetimi, İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, Mescid-i Aksa'ya gitmesinden endişe duyduklarını, İsrail'in yeni hükümetiyle işbirliğini bu hükümetin icraatları temelinde değerlendireceklerini bildirdi.
AB Komisyonu sözcülerinden Peter Stano, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya gitmesine ilişkin ilgili soruyu yanıtlarken, yeni İsrail hükümetinin icraatlarını yakından izlediklerini belirtti.
Stano, "Ortak değerlerimiz temelinde işbirliği yapmak istiyoruz. Bu işbirliğini hükümetin icraatları temelinde değerlendireceğiz ve ayarlayacağız. Kutsal mekanların statüsünün korunmasının önemini hatırlatıyoruz. Buna ters icraatlardan endişe duyuyoruz" dedi.
Son haftalarda Kudüs'te gerginliğin arttığını hatırlatan Stano, "Gerginliğin düşürülmesi ve bu gerginliği artıracak eylemlerden kaçınılması büyük önem taşıyor. AB olarak tüm aktörlere itidal çağrısında bulunuyoruz" ifadesini kullandı.
Aşırı sağcı bakan, Mescid-i Aksaya girmişti
İsrail'in aşırı sağcı yeni bakanı Ben-Gvir, İsrail polisinin yoğun koruması altında Harem-i Şerif'e girmişti. Provokatif eylemleriyle tanınan Ben-Gvir, 5 yıl sonra Mescid-i Aksa'ya giren görevdeki ilk İsrailli bakan olmuştu.
İsrailli politikacı, Mescid-i Aksa'daki statükoyu ihlal eden ve Filistinlilerce baskın olarak değerlendirilen bu eylemini, İbrani takvimine göre, "Tevet" ayının 10.gününde (Asara BeTevet) gerçekleştirmişti. Ben-Gvir'in daha önce Mescid-i Aksa'yı, "ziyaret" edeceğini duyurması, işgal altındaki Filistin topraklarında tepkiyle karşılanmış ve gerilimi tırmandırmıştı.
Ben-Gvir, yeni kurulan hükümette bakan olmadan önce milletvekilliği döneminde de Mescid-i Aksa baskınları, Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmesi ve ırkçı söylemleri nedeniyle sıkça adından söz ettiriyordu.
Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığı'na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin himayesinde bulunuyor. Ancak Yahudiler, İsrail'in tek taraflı kararı ve bazı fanatik Yahudi örgütlerinin girişimleriyle 2003'ten bu yana İslami Vakıflar İdaresinin izni olmadan polis eşliğinde kutsal mabede girerken, bu baskınlar, özellikle 2022'de arttı.