Dünya

800 binden fazla sığınmacı

Almanya’ya bu yıl gelmesi beklenen sığınmacı sayısı 800 bin olarak açıklansa da bu sayının aşılacağına kesin gözüyle bakanlar çoğunlukta.

08 Eylül 2015 23:12


Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Hannelore Kraft bu yılın sonuna kadar Almanya'ya gelmesi beklenen sığınmacı sayısının hükümetin açıkladığından çok daha fazla olacağını tahmin ettiklerini söyledi. Kraft, salı günü Berlin'de yaptığı açıklamada "Hepimiz 800 bin olarak verilen sayının bu yıl içinde aşılacağından eminiz" şeklinde konuştu. Eyalet Başbakanı Kraft ayrıca ülkeye gelen sığınmacıların sayısındaki devamlı artış göz önüne alındığında koalisyonun kabul ettiği ve 2016'dan itibaren eyaletler ve belediyeler için öngörülen 3 milyar euroluk ödeneğin yetersiz kaldığı görüşünde olduğunu sözlerine ekledi. Kraft, yalnızca Kuzey Ren Vestfalya'nın sığınmacılar için 1,7 milyar euro harcama yapmak durumunda kaldığını belirterek Berlin'deki hükümeti sığınmacıların yerleştirilmesinde eyalet ve belediyelerin içinde bulunduğu durumun ne derece ivedi olduğunu kavrayamamakla eleştirdi.

Almanya Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel de Alman ZDF kanalına yaptığı açıklamada Almanya'nın önümüzdeki yıllarda daha fazla sayıda sığınmacıyı kabul edebilecek durumda olduğunu söylemiş ve "Almanya'nın her yıl 500 bin sığınmacıyı barındıracak durumda olduğunu düşünüyorum, bu konuda bir tereddütüm yok, hatta bu sayı daha fazla da olabilir" şeklinde konuşmuştu.

‘Bu kriz Almanya'yı dönüştürecek'

Geçen cuma gününden bu yana 30 binden fazla sığınmacı Macaristan'dan ayrılarak Bavyera'ya gelmişti. Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura özellikle Suriye'den gelen sığınmacıların sayısında önemli bir artış olabileceğini belirtti. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) bu yılın başından beri Avrupa'ya ulaşmayı başaran sığınmacıların sayısını 366 bin 402 olarak açıklamıştı.

Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble 2016 mali yılı bütçe tasarıları görüşmesinde sığınmacı krizinin ele alınmasının hükümet için "kesin bir önceliğinin" olduğunun altını çizerek, "Sığınmacıları finanse etmemiz gerekiyor; elbette mümkünse yeni borçların altına girmeden" şeklinde konuştu. Sığınmacı akınını sosyolojik açıdan değerlendiren siyasiler de oldu. Federal Almanya Meclis Başkanı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Norbert Lammert meclisteki konuşmasında, "Bu büyük insani, siyasi ve kültürel sınav Almanya'yı dönüştürecektir" şeklinde konuştu ve sonuç itibarıyla bu gelişmenin ülkenin yararına olacağına inandığını ifade etti.

Sığınmacıların yoğun olarak geldikleri bir başka Avrupa ülkesi olan Avusturya ise insan kaçakçılarıyla mücadele ediyor. Avusturya polisi geçen pazartesiden beri 6 şüphelinin tutuklandığını açıkladı. Ağustos ayının sonunda ülkede bir aracın içinde havasız kalarak hayatını kaybeden 71 sığınmacının cesedinin bulunmasından sonra ülkedeki resmi makamlar harekete geçmiş ve sınırdaki araç kontrollerinin sıkılaştırılacağını duyurmuştu.

Liderlerden ortak çağrı

Öte yandan Almanya Başbakanı Angela Merkel İsveçli mevkidaşı Stefan Löfven'le sığınmacı krizini görüşmek üzere Berlin'de bir araya geldi. 80 bin sığınmacıya kapılarını açan İsveç şu anda Avrupa içinde Almanya'dan sonra nüfusuna oranla en fazla sığınmacı kabul eden ülke konumunda.

Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, sığınmacıların birliğe üye olan ülkeler içinde dağılımını öngören kota uygulamasına özellikle Doğu Avrupa ülkelerinden gelen itirazlara değinen Merkel ‚"Birbirimize kamuoyu önünde hakaret etmek yerine diğerlerinin konumuna saygı göstermeliyiz" şeklinde konuştu. Tecrübelerine dayanarak kimi zaman uzlaşmaya ancak uzun bir süre sonra varıldığının da altını çizen Almanya Başbakanı, kendisinin de kısa vadeli çözümler aramadığını söyledi. Merkel ayrıca çarşamba günü 120 bin sığınmacının Avrupa içinde dağılımı planını açıklaması beklenen Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in önerisini memnuniyetle karşıladığını ancak bu girişimin yalnızca bir ilk adım sayılabileceğini de sözlerine ekledi. Merkel'in sözlerini destekleyen Löfven de çeşitli felaketlerin bir ülkeye gelen sığınmacı sayısında artışa neden olması halinde uygulanabilecek ‘kalıcı ve zorunlu' bir dağılım sisteminin gerekliliğine vurgu yaptı.

İki ülke liderleri ayrıca "güvenli ülke" sayılacak ülkeler listesi üzerinde de bir an önce anlaşılmasının önemini vurguladı.