Gündem

800 bin öğretmenden yalnızca 100-110'u sanat tarihi öğretmeni

Lisede sanat tarihi derslerinin oranı yüzde 37'den yüzde 4,7'ye geriledi

06 Ekim 2014 21:53
Hülya Karabağlı

Kültür Sanat Emekçileri Derneği Genel Başkanı Hızır İnan, Türkiye'de eğitimden devlet kadrosuna kadar uzanan yelpazede sanatta yaşanan gerilemeyi rakamlarla anlattı. İnan'ın bilgilerine göre, 800 bin öğretmenden sadece 100 -110'u sanat tarihi öğretmeni. 1913 yılında lise müfredatında estetik, kültür ve sanat derslerinin oranı yüzde 37. Bugün bu oran yüzde 4.7'lerde. Yani, sanat derslerinde yüzde 30'luk bir gerileme var. Yine, seçmeliler dahil tarih dersi ayda 14 saat okutulurken, din dersleri 28 saat. 

Müzeciler, arkeologlar, sanat tarihçileri, restoratörler ve görsel sanatçılardan oluşan Kültür Sanat Emekçileri Derneği, giderek günlük hayatımızdan çıkarılan estetik ve sanat algısı için kolları sıvadı. Dernek Başkanı Hızır İnan T24'e,"Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki lise dengi okullarda geçmişte zorunlu derslerin arasında olup bugün seçmeli olarak okutulan sanat tarihi dersi yok denecek kadar azdır" diyor. Türkiye’deki yabancıların okullarında zorunlu ders olduğuna dikkat çekiyor. 

 

‘Resim öğretmenleri giriyor’ 

 

Az sayıda olan derslere resim öğretmenlerinin girdiğini anlatan Dernek Başkanı İnan, " Türkiye genelinde sanat tarihi öğretmeni 100-110 civarında. Ankara’da bu sayı 20 olup 13 tanesi norm kadro fazlasıdır. Son yapılan 40 bin kişilik atamada 1 i açıktan olmak üzere 2 kadro ihdas edilmiştir. 800 bin öğretmen içinde 100-110 öğretmen var." İnan'ın değerlendirmeleri şöyle: 

 

'Sanat tarihçisi unvanlı kadro yok' 

 

Üniversitelerin 100' e yakın arkeoloji ve sanat tarihi bölümlerine her yıl 5 bini aşkın öğrenci alınıyor, bunların yaklaşık 4 bini mezun oluyor. Mezun olan 10 binlerce arkeolog, sanat tarihçisi, müzeci ve restoratör işini yapamamanın hayal kırıklığı ve hüsranıyla hayata atılıyor. 

190 sayılı genel kadro usulü hakkındaki kanunda Kültür ve Turizm Bakanlığında çalışan “Sanat Tarihçisi” adlı bir unvan tanımı yoktur. Bizler, 'müze araştırmacısı' olarak kabul edilmekteyiz.

Dünyanın birçok ülkesinde saygın bir meslek olarak kabul edilen sanat tarihçiliği, başka kurumların yanı sıra müzelerde görev yapıyor da olsalar, müze araştımacısı değil sanat tarihçisi olarak tanımlanmalı. 

Arkeolog ve sanat tarihçilerinin istihdam edilecekleri alanlar olarak; Milli Eğitimdeki Sanat Tarihi öğretmenliğinin yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzeler ve belediyelere bağlı KUDEM’ler, İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su işleri Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Arşivleri, Askeriye kısacası tüm kurumlarda istihdam imkânı yaratılabilir.

Bu alanlardaki görevlendirmeler, sıradan bir atama olmaktan öte taşınır/taşınmaz kültür varlıklarının korunması için zorunlu bir durumdur.

 

Neler istiyorlar? 

 

Devlet Personel Başkanlığına 2013 yılında gönderilen ve geri çevrilen, şu an Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı’nda onaya sunulan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 15.01.2014 tarihli ve 10600 sayılı yazısı ile talep ettiği 234 sözleşmeli müze araştırmacısı alımının acilen onaylanması talebimiz var. 

232 kadrolu arkeolog istihdamı ile ilgili vizenin bir an önce verilmesini de olmazsa olmazlarımız arasında görüyoruz. Tüm teknik elemanlar mühendisler gibi; arkeolog ve sanat tarihçilerin de 3600 ek göstergeye sahip olmalarını istiyoruz.