Söyleşi

8 soruda Gambiya'da neler oluyor; kaybeden başkan görevi neden bırakmak istemedi, Senegal ordusu niye orada?

BİLGESAM Araştırma Koordinatörü ve Afrika uzmanı Hasan Öztürk yanıtlıyor...

23 Ocak 2017 13:00
Ali Aslangül

"Yüce Allah’tan başka hiç kimse
beni bu zaferden mahrum edemez.”

Batı Afrika ülkesi Gambiya'da 1 Aralık'ta düzenlenen devlet başkanlığı seçimlerini kaybetmesine rağmen görevi devretmeyi reddederek 90 günlük OHAL ilan eden Yahya Jammeh, tüm dünyanın gündemine otururken, bu sözlerle başkanlık koltuğuna sarılmıştı.

Jammeh, 1994 yılında darbe ile yönetimi ele geçirdi ve 22 yıl boyunca ülkeyi yönetti. 2013 yılında "Ülkeyi 1 milyar yıl yönetmek istiyorum" diyen Jammeh, 2015’te şeriat getirerek Gambiya'nın İslam Cumhuriyeti olduğunu ilan etti. Jammeh, suçluların ve muhaliflerin idam edilmesi emrini vermesi ve 2008 yılında eşcinsellerin kafalarının kesileceği yolundaki açıklamasıyla Batı'nın da tepkisini çekti.

Darbeyle yönetimi ele geçirdiği 94'ten bu yana güvenilirliği 'tartışmalı' olan 4 seçime giren Jammeh, her defasında zaferle ayrılırken, Aralık 2016'daki son seçimde aldığı mağlubiyeti tanımayacağını açıkladı. Ancak Senegal'in de yer aldığı ECOWAS ordu birliklerinin askeri müdahelesi sonrası görevi bırakacağını açıklayan Jammeh, 22 Ocak'ta ailesi ile birlikte ülkeyi terk ederek Ekvator Ginesi'ne sürgüne gönderildi. 

Senegal ordusunun müdahele ettiği gün Gambiya'nın Dakar Büyükelçiliği'nde, ECOWAS ülke temsilcilerinin de katıldığı törenle devlet başkanlığı yemini eden seçimi kazanan muhalif lider Adama Barrow bugün ülkeye dönüş yaparak resmen göreve başlayacak.  

Peki bundan sonraki süreçte Gambiya'da neler olacak? Jammeh görevi neden bırakmak istemedi? Senegal ordusu niye orada? Ülkenin insan hakları sicili ve ekonomisi nasıl? Seçimde dış aktörlerin rolü oldu mu?

Bu soruları, Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Araştırma Koordinatörü ve Afrika uzmanı Hasan Öztürk'e yönelttik. İşte Öztürk'ün T24’ün sorularına verdiği yanıtlar: 

1- Öncelikle bize Gambiya'nın tarihinden bahseder misiniz; Jammeh öncesi görevde kim vardı ve yönetim şekli neydi?

Gambiya eski İngiliz sömürgesi. Coğrafi olarak ilginç bir ülke. Eskiden Fransız sömürgesi olan günümüz Sengal toprakları ile çevrili bir ülke Gambiya. İngiltere geçmişte Fransa'nın idaresindeki bu bölgede var olmak için Atlas Okyanusu'ndan Batı Afrika içlerine uzanan Gambiya nehrine giriş yapıyor ve nehir çevresinde hak iddia ediyor. Fansa da nehir çevresinde İngiliz varlığını tanıyor ve o bölgenin yönetimini İngiltere’ye bırakıyor. Zaten 10 bin km2 büyüklüğünde 2 milyon nüfusu olan ufak bir ülke. Senegal’in parçası değil de ayrı bir ülke olmasının tek sebebi geçmişte farklı bir sömürgeci güç tarafından yönetilmiş olmak.

Gambiya 1965’te bağımsızlığını elde ediyor ama İngiliz uluslar topluluğu parçası olmaya devam ediyor

Gambiya 1965’te bağımsızlığını elde ediyor ama İngiliz uluslar topluluğu (Commonwealth) parçası olmaya devam ediyor. Yani bağımsız bir ülke ama kraliçeye bağlı, yani bir tür monarşiyle yönetiliyor kâğıt üzerinde. 1970’de ülke Commonwealth’ten ayrılarak cumhuriyet rejimini kabul ediyor. İlk cumhurbaşkanı ise Dawda Jawara oluyor. Jawara İngilizlerle iyi anlaşan bir lider. İngiltere’de eğitim görmüş ve bağımsızlık öncesinde İngilizlerin Gambiya başbakanlığını teslim ettikleri bir kişi. Bağımsızlık sonrasında ise yurt dışı eğitimli olması, siyaseti ve diplomasiyi bilmesi sebebiyle lideri olduğu parti yönetimde etkili oldu. Jawara 1994 yılına kadar ülkeyi yönetiyor. Seçimler oluyor ama hep Jawara’nın partisi adil ve hür olduğu tartışılan seçimleri kazanıyor.

2- Jammeh nasıl iktidara geldi ve kaç seçime girdi?

Gambiya kuruluşundan bu yana iktidar mücadelesi yaşıyor. Jawara her ne kadar seçimleri kazansa da muhalif gruplar iktidarı elde etmek için birkaç kere darbe girişiminde bulunuyorlar. En son 1994’te Yahya Jammeh, başarılı bir darbe ile yönetimi ele geçiriyor. Jammeh yönetimde hazırladığı anayasa ile 1996 yılında seçimlere gidiyor ve kazanıyor. Sonrasına her 5 yılda bir yenilenen seçimleri her defasında Jammeh kazandı. Jammeh’in iktidarı ele geçirmesi Batılı güçler tarafından hoş karşılanmadı. Jammeh selefinin aksine daha dini kimlikli bir siyasetçi. Göreve gelmesiyle birlikte siyasette dini kimliğini öne çıkartıyor. Konuşmalarında Kur'an’dan ayetler okuyarak başlıyor. Eski Libya Başkanı Muammer Kaddafi ve Suudi Arabistan Jammeh’ye destek veriyor; ki bu da başta ABD olmak üzere Batı’yı rahatsız ediyor. Çünkü Senegal gibi Batı müttefiki bir ülkenin içinde güvenlilmez bir alan yaratılmış olarak görüyorlar ve tedirgin oluyorlar.

3 - 1994’ten bu yana Gambiya halkının iktidara bakışı nasıl değişti; Jammeh liderliğinde Gambiya’nın insan hakları sicili ve ekonomisi ne yönde ilerledi? 

2015’te şeriatı getirdi ve Gambiya'yı İslam ülkesi ilan etti

Jammeh döneminde Gambiya çok fazla gelişme gösteremiyor. Tüm dünyada olduğu gibi Gambiya’da da ufak çapta kalkınma oluyor ama sürdürülebilir bir gelişme yaşanmıyor. Ülke ekonomisi daha çok tarım ve turizme dayalı olduğu için uluslararası piyasada tarım ürünlerinin fiyatlarında yaşanan düşüşler Gambiya ekonomisini doğrudan etkiliyor. Gambiya eşsiz sahilleri ile çok sayıda turist çeken bir ülke, ancak özellike önceki yıl yaşanan Ebola salgını yüzünden Gambiya turizm gelirlerinde ciddi bir düşüş oluyor. Buna dünyada düşen gıda ürünleri fiyatlarını da eklersek, Gambiya halkının Jammeh’ten rahatsızlığını daha iyi anlamlandırmış oluruz diye düşünüyorum. Ekonomik kalkınmayı başaramayan Jammeh, ülkede artan rahatsızlığı bastırıp halk desteğini yeniden arkasına almak için bir takım popülist politikalar izledi. Bu adımlar dünya medyasında çok ses getirdi ama Türkiye’de pek tartışılmadı. Örneğin İngiltere’yi yeni sömürgeci olarak itham etti ve Commonwealth üyeliğinden tamamen ayrıldı. Geçmişte onun parçası yani resmi İngiltere bağı vardı. Şimdi ortak örgüt/kuruluş üyeliği çatısından da çıktı. 2015’te şeriatı getirdi ve Gambiya’nın bir İslam ülkesi olduğunu ilan etti. Yine 2016’da Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yasal zemini olan Roma Antlaşması’ndan ülkesini çekti. Özellikle 2014’ten bu yana ülkede yükselen muhalif sesleri bastırmak için uyguladığı yöntemler çok tartışıldı. Birçok kişi gösterilerde yaşamını yitirirken onlarca kişi “kayboldu”. Zaten Jammeh’in Roma Antlaşması’ndan çekilmesini buna bağlamak daha doğru. Türkiye gündeminde yer bulmayan iki önemli gelişme oldu geçen yıl Afrika’da. Birincisi; Çad eski diktatörü Hissen Habre görevdeyken işlediği işkence ve ölümlerden dolayı uluslararası mahkemede (Senegal’de) yargılanıyor. İkincisi, Burundi Devlet Başkanı Nkurunziza da uluslararası yargılama ile karşı karşıya. Batı, Burundi Devlet Başkanı'na da karşı ama Nkrunziza görevden ayrılmak istemiyor, tartışmalı anayasa değişikliğini meşruiyet kaynağı sayıyor. Yani Jammeh, görevden ayrılırsa Batı’nın kendisini Hissen Habre gibi yargılamasından korktuğu için Roma Antlaşmasından çekildi ve Commonwealth’den ayrıldı. Bir nevi Batı’ya karşı tavır aldı.

4- Jammeh'in OHAL ilanına gerekçe gösterdiği seçimlerde usulsüzlük yapıldığı iddiası doğru mu?

Bu iddiayı teyit etmek pek mümkün değil. Ben seçim döneminde ülkede bulunmadım. Açık kaynaklardan edindiğim bilgi ise teyide muhtaç. Ama Gambiya şartlarında adil ve özgür seçim gerçekleşmesi, hele Jammeh’in idaresi altında pek muhtemel değil. Ama hileyi kimin yaptığı tartışılır. O yüzden çok kesin konuşamayacağım bu konuda.

5- Senegal ordusunun Gambiya’ya müdahale hakkı var mıydı?

Aslında Gambiya’ya müdahale eden Senegal ordusu değil. Kaldı ki, uluslararası güç Gambiya sınırını geçince daha başkente gelmeden Jammeh ülkeyi terk ederek Ekvator Ginesi’ne gitti. Gambiya’ya müdahele eden uluslararası güce Senegal, Nijerya, Mali ve Togo güçleri katıldı. Müdaheleyi yapan ise ECOWAS yani Batı Afrika Devletleri Ekonomik Birliği (Economic Community of West African States). ECOWAS geçmişte de bölge ülkelerinde iç karışıklıklara ECOMOG adlı askeri gözlem grubu (barışçıl isim ama bildiğimiz askeri müdahale) ile müdahil oldu. Örneğin Sierrea Leone, Liberya ve Gine Bisau’daki iç savaşlarda da ECOWAS müdahale etti. Bu müdahelenin uluslararası meşruiyeti ise BM ile sağlandı. BM anlaşması bölgesel örgütlere uluslararası kamuoyu adına müdahale etme hakkı veriyor. Zaten ECOWAS da kendi kararı ile müdahele etmedi. Bu hafta alınan BM Güvenlik Konseyi kararı ile ECOWAS'ın müdahalesi meşruiyet kazanmış oldu.

Burada akla şöyle bir soru gelebilir: Neden Senegal ön plana çıktı? Bu noktada bölgesel siyaset devreye giriyor. Gambiya’nın komşusu olması hasebiyle Senegal bu operasyona öncülük ediyor ve coğrafi yakınlıktan dolayı daha fazla askeri katkı sağlıyor. Geçmişte de diğer sorunlarda Nijerya ön plana çıkmıştı. Senegal’in Gambiya ile ilgilenmesi bu ülkenin kendi topraklarının içinde olması ile yakından alakalı. Sebeplerden birisi de Casamance sorunu. Gambiya, sınırlarının güneybatısında Senegal topraklarında bulunan Casamance bölgesinde hak iddia etti yıllarca. Buradaki silahlı ayrılıkçı grubu destekledi. Senegal ve Gambiya yıllar boyunca Casamance yüzünden dostane ilişki geliştiremdiler. 1981’de Jawara’ya karşı düzenlenen askeri darbede de Jawara Senegal’e kaçmıştı. Senegal askeri, darbecileri geri püskürtüp Gambiya liderliğini yeniden Jawara’ya teslim etmişti.

Özetle, Gambiya’ya yapılan müdahale Senegal’in daha fazla katkı sağladığı bir ECOWAS müdahalesi ve BM Güvenlik Konseyi kararı ile uluslararası meşruiyeti olan bir harekat.

6- Bu süreçte dış aktörlerin rolü oldu mu?

Jammeh’e rakip olan muhalefet lideri seçimden önce hapse atıldı

Bu süreçte dış aktörlerin rollerini değerlendirirken Batı bloğunu bir bütün olarak almak daha sağlıklı bir yaklaşım olur. Gambiya son yıllarda Çin ile ilişkilerini artırmakta. Çin, Afrika ülkeleri ile ilişki kurarken Batı’nın aksine demokrasi, seçimler, insan hakları gibi konularda yorum yapmıyor ve içişlere karışmama ilkesini ön plana çıkartıyor. Jammeh gibi otoriter liderler ise Batılı ülkelerin baskılarına karşı Çin ile ilişkilere ağırlık vererek hem kredi bulup rejimlerini devam ettirmiş oluyorlar hem de uluslararası alanda yeni dostluklar kurmuş, BM güvenlik konseyinde veto hakkına sahip bir aktör ile ortaklığa girişmiş oluyor. Jammeh, baştan beri Batı ile ilişkileri sorunlu bir lider oldu. O yüzden ABD ve Avrupa Jammeh’e hep mesafeli durdular. 2013’te Gambiya Commonwealth’ten çıkma kararı alınca AB bu ülkeye yapacağı 13 milyon avroluk yardımı geri çekti. Özetle Batı bir şekilde anlaşabileceklerini düşündükleri Jammeh’in Çin ile daha fazla yakınlaşmasından rahatsızdı. O yüzden de 2016 seçiminde muhalif aday Adama Barrow’u desteklediler. Burada dikkat çekmemiz gereken bir diğer husus ise enerji. Türkiye medyasına yansımadı ama son 1-2 yıldır Senegal/Gambiya açıklarında 500 milyon varil civarında petrol ve 450 milyar metreküp doğalgaz keşfedildi. Devam eden araştırmalar neticesinde daha fazla petrol ve doğalgazın çıkması muhtemel. Gambiya ile yakın ilişkilere sahip Çin’in orada söz sahibi olmaması düşünülemez ve Batılı ülkeler de bundan pek hoşnut olmazlar.

7- Seçimi kazanan muhalefet lideri Barrow nasıl bir politika izledi?

Aslında Gambiya’da seçim zaferini tamamen Adem Barrow’a vermek haksızlık olur. Çünkü Afrika’ya beki de tüm dünyaya örnek olacak bir birlik ortaya koydu Gambiya muhalefeti. Daha önceki seçimlerde Jammeh’e rakip olan Hüseyin (Usainou) Darboe seçimde yine Jammeh’e rakip oldu ve seçimden önce Jammeh tarafından hapse atıldı. Bu defa da kaybedeceklerini gören muhalif gruplar bir ortak aday belirleme yoluna gittiler. Eğitimli, sempatik ve farklı grupların üstünde uzlaşabileceği bir kişi aradılar ve Barrow bu profile uyuyordu.

Etnik kimlik faktörü de seçimlerde etkili oldu. Jammeh, Gambiya’nın yerlisi olmayan Diola etnik grubuna mensup. Diola etnik grubu da Gambiya ve Senegal arasında bölünmüş bir grup ve Gambiya’da azınlık. Jammeh azınlık bir gruptan devlet yönetimine geçtikten sonra ülkenin çoğunluğunu oluşturan Mandinka etnik grubuna karşı ayrımcı politikalar izledi. Bu da Mandika etnik grubuna mensup kişileri muhalefete yönlendirdi çünkü Jammeh yönettiği sürece devletten dışlanacaklardı.

8- Bundan sonra Gambiya’yı neler bekliyor?

Yeni Başkan Adem Barrow göreve başladığında işi kolay olmayacak. Ekonomik sorunlardan başka masasındaki en önemli gündemlerden birisi de iç barışı yeniden tesis etmek olacak. Barrow yüksek ihtimalle Batı ile ilişkilerini yeniden canlandıracak, siyasi reformlarla siyasetin üstündeki devlet baskısını kaldırarak bireysel özgürlüklerin önü açılacak. Senegal’in uyguladığı ekonomik ambargonun kalkmasıyla ülkede ekonomi alanında da olumlu gelişmelerin yaşanmasını bekliyoruz. Öte yandan ise 22 yıllık otoriter Jammeh rejiminin mirasıyla da, en azından son birkaç yıldır artan baskı, ölüm ve hapislerle hesaplaşmak gerekecek. Barrow’un izleyeceği yol ülkenin de kaderini belirleyecek. Jammeh Ekvator Ginesi’ne giderek ülkesini terk etti. Yapılan anlaşmaya göre Jammeh’in “yasal yollardan edinilmiş varlıklarına” koruma getirildi. Peki 22 yıldır süren otoriter yönetimde hangi varlığın “yasal” yolla edinildiği nasıl anlaşılacak? Burada Barrow’un takip edeceği yöntemin hukuki olması, diğer etnik grupları ve Jammeh’e destek veren grupların onurunu kırmayacak nitelikte olması son derece önemli. Jammeh’i iktidardan indirmek kadar önemli olan ise şimdi iç barışı korumak. Yakın tarihle hesaplaşırken yeni yaralar açmamaya özen göstermek. Geçmişte benzer bir süreçten geçen Fildişi Sahili’nde halen gruplar arası tansiyon yüksek ve ülkede siyaset kırılganlığını korumakta. Keşfedilen enerji kaynakları yüzünden Barrow dönemindeki gelişmeleri Batılı ülkeler de yakından takip edecek, olası bir iç savaşa/kargaşaya karşı yönetime destek verecektir.

Hasan Öztürk kimdir?

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Araştırma Koordinatörü ve Afrika araştırmacısı. Lisans eğitimini Tanzanya’da, yüksek lisans eğitimini ABD’de aldı. Marmara Üniversitesi’nde doktora eğitimine devam etmektedir. Tanzanya’da Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nde (ILO) çalıştı. İngilizce, Arapça ve Svahili bilen Hasan Öztürk, dış yardımlar, Afrika, güvenlik konuları üzerine çalışmalar yapmaktadır.