Gündem

7 kişinin hayatını kaybettiği Cizre'deki sokağa çıkma yasağı yargıya taşındı

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ve meslektaşı Muhammed Neşet Girasun sokağa çıkma yasağının iptali için dava açtı

07 Eylül 2015 23:34

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ve avukat Muhammed Neşet Girasun, yaşanan çatışmalarda 7 kişinin hayatını kaybettiği Cizre'de, cuma akşamı ilan edilen ve hâlâ devam eden sokağa çıkma yasağını yargıya taşıdı.

Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Şırnak’ın Cizre ilçesinde üç gündür uygulanan sokağa çıkma yasağı, akrabalarına ulaşamayan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ve meslektaşı Muhammed Neşet Girasun tarafından yargıya taşındı. İki avukat, sokağa çıkma yasağının, “herhangi bir olay olmaksızın süresiz ilan edildiğini ve hukuka aykırı olduğunu” belirterek, Mardin İdare Mahkemesi’nde iptal davası açtı. Dava dilekçesinde, ilçede altı sivilin öldüğü, yaralıların tedavi edilemediği, temel ve zorunlu kamusal hizmetlerin yerine getirilemediği, su ve elektrik kesintilerinin süreklilik arz ettiği, bu nedenle toplum sağlığının ciddi tehlike ve risklerle karşı karşıya olduğu, eceliyle ölenlerin bile defnedilemediği ve dışarıdan girişlerin engellendiği belirtildi. 

 

'Böyle bir uygulama ancak sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde mümkündür'

 

İki avukat tarafından bugün mahkemeye sunulan dilekçede “Sokağa çıkma yasağı gibi bir yerleşim birimindeki tüm yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin tümüyle kullanılmasının durdurulması, ancak sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulaması gibi anayasal bir rejim olan olağanüstü hallerde mümkündür. Anayasal düzenleme yapılmadan, bu hükümler gözardı edilerek, bu yetkiye cevaz vermeyen 5442 sayılı yasa uyarınca sokağa çıkma yasağı uygulaması, anayasal hükümlerin ihlaline neden olduğundan kuşku bulunmamaktadır” denildi.

Şırnak Valiliği’nin sokağa çıkma yasağını tesis etme yetkisi bulunmadığı ve işlemin hukuka aykırı olduğu anlatıldı. Dilekçede şöyle devam edildi:

“Zira 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu temel hak ve özgürlükleri bütünüyle askıya alacak şekilde bir yetki tanımadığı gibi Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası insan hakları sözleşmeleri de cevaz vermemektedir. Kamusal yaşamı sona erdiren ve dördüncü gününe giren yasağın kamu yararı prensibinin gözettiğinden söz etmek mümkün değildir. Sokağa çıkma yasağının 150 bin nüfusu olan Cizre’nin tamamında uygulanması, giriş-çıkışların yasaklanması, Türkiye’nin Irak ile tek uluslararası bağlantısını sağlayan yolun kapatılması ve dört gün geçmesine rağmen yasağın nezaman sona ereceğinin belirsiz olması işlemin ölçülü olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.”

 

'Toplum sağlığı ciddi tehlike altında!'

 

Herhangi bir olay yaşanmadan süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edildiği, bu sürede altı sivilin öldüğü, yaralıların tedavi edilemediği, temel ve zorunlu kamusal hizmetlerin yerine getirilemediği, su ve elektrik kesintilerinin süreklilik arz ettiği, bu nedenle toplum sağlığının ciddi tehlike ve risklerle karşı karşıya olduğu belirtilen dilekçede, eceliyle ölenlerin bile defnedilemediği, kentteki durumu yerinde gözlemlemek isteyen milletvekilleri, sivil toplum örgütleri temsilcileri, gazetecilerin dahi şehir merkezine girişlerine izin verilmediği aktarıldı ve bu nedenlerle sokağa çıkma yasağının iptal edilmesi gerektiği savunuldu.