Gündem

50 baro, 400’den fazla avukattan 4 kritik uyarı

50 baroya üye 400’ün üzerinde avukat, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde anlamlı bir eyleme imza attı

11 Aralık 2014 11:35

400’ü aşkın avukat güvenlik ve yargı paketindeki antidemokratik düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde protesto etti.

50 baroya üye 400’ün üzerinde avukat, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde anlamlı bir eyleme imza attı. Avukatlar, İnsan Hakları İzleme ve Değerlendirme Merkezi (İHİDEM) çatısı altında MİT, dershaneler, Sulh Ceza Hakimliği gibi antidemokratik yasaların iptalini görüşecek Anayasa Mahkemesi üzerindeki baskıların hafifletilmesi için bir araya geldi. Avukatlar adına yapılan destek açıklamasında, “Anayasaya aykırı bu yasalar ile demokratik hukuk devleti değerleri teker teker yok edilmektedir” tespiti yapıldı. Açıklamada gündemdeki güvenlik ve yargı paketinin sakıncalarına dikkat çekildi.

 

Faili meçhuller dönemi

 

Metin Arslan’ın Bugün’deki haberine göre, faili meçhullerle ilgili uyarının yer aldığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Son 3 ayda yaşanan faili meçhul 63 cinayetin, yeni karanlık bir faili meçhuller dönemi başlatacağı endişesini paylaşmak için buradayız. Kolluğa yargı kararı olmadan 24 saat gözaltında tutma yetkisi, hakim kararı olmaksızın 48 saat telefon dinleme uygulaması, önleyici gözaltı tedbiri benzeri düzenlemeler bizi darbe ürünü 12 Eylül Anayasa’sının bile gerisine götürecektir. Hukuki ve ekonomik güvenlikleri tehdit edilen, el koyma, siyasi motivasyonlu vergi ve sigorta incelemesi baskısı altındaki iş adamlarına, bu tehdit ve baskılara karşı sizin adınıza ülkemiz için mücadele edeceğiz demek için buradayız.”

Makul şüphe yasasıyla vatandaşların hürriyet, konut dokunulmazlığı mülkiyet ve haberleşmenin gizliliği haklarına açık ve ağır bir saldırı olduğu ifade edildi:

 

Açık ve ağır saldırı

 

“Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin teminatı altındaki toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının şiddetle bastırılamayacağını, bu olaylarda kullanılan orantısız ve haksız şiddet sonucu yaşanan ölümlerin cinayet olduğunu ilan etmek ve bu olayların takipçisiyiz demek için buradayız. Makul şüphe rejiminin her bireyin hürriyet, konut dokunulmazlığı, mülkiyet ve haberleşmenin gizliliği hakkına açık ve ağır bir saldırı olduğunu, kapalı devre Sulh Ceza Hakimliği sisteminin gerekçesiz ve keyfi tutuklamaları kurumsallaştırdığını, avukatların dosya incelemesi hakkının kısıtlanmasının 77 milyon vatandaşımızın savunma hakkına saldırı teşkil ettiğini haykırmak için buradayız.”

 

İfade hürriyeti

 

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Anayasaya aykırı bu yasalar ile demokratik hukuk devleti değerleri teker teker yok edilmektedir. Eğitim sistemindeki türlü dayatmalar, toplu görevden almalar, sendika kayırmacılığı, sürekli değişen sistemler, eğitim hakkına saldırı halini almıştır. İfade hürriyeti, basın özgürlüğü ancak siyasi iktidarı memnun edecek şekilde kullanılabilmekte; konuşmacılara müdahale edilemediği durumlarda yasa ile törenler kaldırılmakta, siyasi baskı ile programlar iptal ettirilmekte, kolluk gücü ile engellenmektedir.

 

Hukuk tanımazlık

 

Haksız ekonomik rant uğruna çevre hakkı yok sayılmakta, haksız imar işlemlerini iptal eden yargı mensupları hain ilan edilmektedir. Hukuk tanımazlık, ‘Anayasa Mahkemesi kararını da tanımayız, Anayasa Mahkemesi’ni de kapatırız’ noktasına ulaşmıştır. Ülkemize giydirilmeye çalışılan ‘Yeni Türkiye’ isimli deli gömleğine hayır demek için toplandık, bugünden itibaren hakları ihlal edilen her mağdurun yanında olacağız.”

 

Dinleme kamusallaştı

 

Açıklamada, “Esefle kınadığımız telefon dinleme usulsüzlüklerinin MİT Yasası ve son yargı paketi ile kurumsallaştırıldığını ilan etmek için buradayız” vurgusu yer aldı.

 

Failler er ya da geç hesap verecek

 

“Adalet tecelli etsin, gerekirse dünya yıkılsın” demek için AYM önünde olduklarını vurgulayan avukatlar, “Ölümleri “işin fıtratı” denilerek değersizleştirilen, emekçilerimize, yanınızdayız demek için buradayız” ifadesini kullandı. İktidar politikası haline getirilen ayrımcılık, ötekileştirme, fişleme ve kayırmacılığın Anayasal suç olduğunu ve faillerinin er ya da geç yargı önünde hesap vereceğini hatırlatmak için buradayız” denildi.

 

AYM'den yayın yasağı başvurusuna ret

 

Anayasa Mahkemesi, 17 Aralık yolsuzluk iddialarını araştıran Meclis Soruşturma Komisyonu’nun çalışmalarına getirilen yayın yasağına karşı yapılan başvuruyu oyçokluğuyla reddetti.

Gerekçe olarak ise başvuru yapan kişilerin yayın yasağından mağdur olmaması gösterildi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ve CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ile bazı gazeteciler ve akademisyenler, Ankara 7'nci Sulh Ceza Hakimliği’nin 17 Aralık Meclis Soruşturması’na yayın yasağı getiren kararına karşı AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuştu.