Dünya

"Türkiye'deki gerginlik Almanya'ya taşındı"

16 Nisan referandumu sonrasında Almanya'daki Türklerin uyumu en çok tartışılan konulardan biri oldu. Almanya'da görev yapan siyaset bilimci Dr. Kemal Bozay, bu tartışmaların neden ve sonuçlarını değerlendirdi.

05 Mayıs 2017 21:23

3 milyondan fazla Türkün yaşadığı Almanya'da 16 Nisan anayasa değişikliği referandumu sonrası başlayan tartışmalar sürüyor. Almanya'da oy kullanan Türk seçmenlerin Anayasa değişikliğine yüzde 63 oranında onay vermesi Alman kamuoyunda şaşkınlığa yol açarken, çifte vatandaşlık ve uyum gibi konular da yeniden gündeme geldi. Almanya’da referandum sonrası oluşan ortamı, Dortmund Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi, Siyaset Bilimci Dr. Kemal Bozay DW Türkçe’ye değerlendirdi.

DW Türkçe: Referandum sürecinde Türkiye'de yaşanan siyasi polemikler ve tartışmalar Almanya’ya da taşındı. Sizce bunun nedeni Almanya'da da sandıkların kırulması mıydı?

Dr. Kemal Bozay: Almanya’da seçim sandıkları sadece Türkiye kökenli seçmenler için kurulmuyor ki. Örneğin ABD de vatandaşları için Almanya’da seçim sandığı kuruyor. Sonuçta bu demokratik bir haktır. Bu noktada bir tartışma söz konusu olamaz. Burada tartışmanın gündemini oluşturan olgu daha çok Türkiye’deki iç çelişkilerin Almanya'da gerginlik yaratması ve Türkiye’de yaşanan kutuplaşmanın Almanya'da da yeni kutuplaşmalara yol açması noktasındaydı. Bu tartışma Almanya'da önemli kaygılar doğurdu.

DW Türkçe: Almanya'da referandum sürecinde oluşan toplumsal ayrışmanın boyutları hakkında neler söylersiniz?

Bozay: Oy kullanma sürecinden önce müthiş bir politik mobilizasyon oluşturuldu. Dolayısıyla politik mobilizasyon Türkiye’deki gerginliği buraya taşıdı. Aileler içinde bile gelişen gerginlikleri doğurdu. Öte yandan toplumda, semtlerde, mahallelerde insanlar birbiriyle zıt düşmeye başladı. Ve politik olarak ayrımlar noktasında insanlar birbirlerini suçlamaya başladı. İşte bu durum Alman toplumunca yargılandı. Almanya’daki demokrasi kültürü ve birlikte yaşam açısından zedeleyici noktalar doğurduğunu söylemek mümkün.

DW Türkçe: Size göre gerginliğin başlıca nedenleri neler?

Bozay: Ben bu gerginliği özellikle Türk dış siyasetine ve Türk medyasına bağlıyorum. Bazı Türk medya organlarının Merkel’i Nazi olarak göstermesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa'ya ve Almanya’ya yönelik suçlamaları gerginliği tırmandıran başlıca unsurlar oldu.

DW Türkçe: Referandum sonrasında Almanya’daki Türk seçmenlerin büyük ölçüde AKP çizgisinde oldukları ortaya çıkınca Türkler eleştirilerin hedefi oldu. Haklılık payı var mı bu eleştirilerde?

Bozay: Referandum Almanya’da toplumsal anlamda ciddi bir set ördü. Almanların Türkiye’ye bakışını olumsuz yönde etkiledi. Özellikle Almanya’daki sonuçlara baktığımızda, yüzde 63 AKP çizgisinde oy çıkması bu durumu tetikledi. Bu tabi Almanya’da, demokrasi dışı eğilimler güçleniyor mu kaygısını daha da güçlendirdi. Alman medyasında ve halkında Türkiyeliler arasında demokratik eğilimlerin zayıfladığı noktasında kaygılar doğurdu. Ancak özellikle vurguladığım konu, seçimlerin demokratik hak olduğu. Bunun tartışması olamaz. Sadece Türk iç siyasetinin buraraya taşınması ve bunun yol açtığı toplumsal çatışmalar kaygı verici.

DW Türkçe: Peki, neden Almanya’daki Türkler Erdoğan’ı bu denli destekliyor?

Bozay: Alman toplumunda 50 yıldır entegrasyondan söz ediliyor. Ama yaşanan bir dezentegrasyon, yani entegrasyondan kopuş var. Almanya, ikinci, üçüncü kuşak Türkiyelilere perspektif sunamadı. Gençler eğitim, meslek ve iş alanında mağdur edildiler. Böylece Türkiyeli gençlerde Alman toplumuna karşı güvensizlik oluştu. Güvensizlik toplumdan kopuşu, yeni kimlik arayışlarını doğuruyor. Yeni bir Türkçülük, yeni bir İslamcılık gölgesi altında yeni kimlikler edinme olgusu gündeme geliyor. Bu kimlikler de bir noktadan sonra radikalleşen kimliğe dönüşüyor, çünkü bir isyan, toplumdan kopma, bu toplumdan ayrı bir noktaya düşme noktasında da kaygıları beraberinde getiriyor.

DW Türkçe: Türkiye'de idam cezalarının yeniden uygulanmasıyla ilgili bir refrandumun daha yapılması gündemde. Tabi bu durumda yurtdışında da sandıklar kurulacaktır. Almanya’da idam konusunda bir referandum yapılabilir mi sizce?

Bozay: Ben aslında referandumun her zaman en doğru çözüm olmadığını düşünüyorum. Özellikle bilgi dışı toplumlarda referandumun çok demokratik bir perspektif ve çok demokratik bir eğilim göstermediğini düşünüşorum. Elbette referandum bir demokratik araçtır. Ama bu araç her zaman kullanılabilir mi noktasında benim de sorularım var. En büyük sorun özellikle insan hakları konusu. İnsan hakları referandum konusu olamaz. Özellikle de idam konusu. Üstelik Alman tarihinde bunun örneğini gördük. Weimer Cumhuriyeti'ndeki referandumlar Hitler’e meşruiyet kazandırdı. Ve onu iktidara taşıdı. Tarihe bakmakta yarar var.

© Deutsche Welle Türkçe

Tuncay Yıldırım