Gündem

"Türkiye'de öfkeli vatandaşlar toplumu"

Almanya'da gazetelerde Yunanistan'daki erken seçim kararı, Türk lirasının euro ve dolar karşısında değer kaybetmesi ve sığınmacılarla ilgili gelişmeler öne çıkıyor.

21 Ağustos 2015 00:58


Münih merkezli Abendzeitung Yunanistan'da yapılacak erken seçimlerle ilgili şu değerlendirmede bulunuyor:

"Hadi artık yap. Wolfgang Schaeuble birkaç hafta önce reformları hayata geçirmesi için Yunan hükümetine bu sözlerle seslenmişti. Sadece harekete geçmek. Reformlarla işe başlamak. Ama şimdi bundan da bir sonuç çıkmayacak. Aleksis Tsipras erken seçime gidebilmek için havlu attı. Şaşırmamak lazım. Çünkü Başbakan çok sayıda seçim vaadini gerçekleştiremedi. Her istikamettten siyasi tepkiler alıyor. Parlamentoda bin bir güçlükle çoğunluğu sağlayabiliyor. Bu bağlamda attığı adım kabul edilebilir. Ama erken seçim ne getirir? Belirsizlik getireceği kesin. Ülke için kaçınılmaz olan yabancı yatırımcı korkuyor. Bir de eylülde reform karşıtı bir hükümet iş başına gelirse? O zaman bu trajedi yeniden başlar."

Nürnberger Zeitung Aleksis Tsipras'ın erken seçime gitme kararını şöyle yorumluyor:

"Tsipras geri çekilmekle sadece hükümetteki muhalifleri yola getirmekle kalmayacak, yeniden seçilmenin de önünü açacak. Çünkü aceleciliğine rağmen Yunanlar ona halen bir miktar güveniyor. Anket sonuçları en azından kötü değil. Yani yeniden seçilerek elini güçlendirmesi mümkün. Böylece ağır ekonomik koşullara uzun süre dayanacak bir koalisyon ortağı bulması da mümkün olacak."

Türkiye'deki siyasi belirsizlik nedeniyle euro ve dolar karşısısında değer kaybına uğrayan Türk Lirası, ekonomi gazetesi Handelsblatt'ın yorum sayfasında mercek altına alınıyor:

"Türk Lirası rekor düzeylerde değer kaybediyor. Büyük işletmeler önemli yatırımlarını askıya alıyorlar. Diğer yandan da devlet teşviki nedeniyle inşaat şirketleri bu ülkeye yöneliyor. Bir çok kişi burada patlamak üzere olan bir balon görüyor. Hükümet bu gelişmelere uzun süre seyirci kaldı. Çatışmaları giderme yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan tamamen kendi devlet sistemini yerleştirmeye yoğunlaştı. Şimdi acısı çıkıyor. Milli gelirin düşmesi, mantıksız bulunan devasa inşaatlar ve artık sıkça diktatör olarak tanımlanan Erdoğan'ın tutumu Türkiye'de öfkeli vatandaşlar toplumu oluşturdu."

Almanya'da sığınmacılara yönelik saldırılar tartışılırken, mülteciler arasında çıkan kavgalara da tanık olunmaya başlandı. Suhl kentinde çarşamba günü 20 sığınmacının birbirine girmesi Berliner Zeitung'da ele alınıyor:

"Meselenin ardında gizlenen sorun aslında şu; sürekli artan yüz binlerce sığınmacıyı nasıl barındıracağız? Onlara kim Almanca öğretecek? Nasıl istihdam edilecekler? Toplumsal bölünme olmadan nasıl entegre edebiliriz? Dini fanatizmi ve ırkçılığı nasıl engelleriz? Yapılacak onca iş var. Üstelik sadece Suhl'da da değil."