Gündem

"Sığınmacıları kucaklamamız gerek"

Paris’teki terör saldırılarının yankıları ve ardından alevlenen güvenlik tartışmaları, Alman basınında ağırlıklı olarak ele alınan konular olmaya devam ediyor.

17 Kasım 2015 00:40


Paris’teki terör saldırılarının yankıları ve ardından alevlenen güvenlik tartışmaları, Alman basınında ağırlıklı olarak ele alınan konu olmaya devam ediyor.

Münih merkezli Süddeutsche Zeitung, saldırıları üstlenen IŞİD ile mücadeleye ilişkin şu yorumu sunuyor okurlarına:

„Paris saldırısının izi doğrudan IŞİD’e uzanıyor. Yoksa saldırganlar, ortalığı kana bulamadan önce neden Suriye veya Irak’taki üstleriyle telefonlaşsın ki? O zaman IŞİD ile Ortadoğu’da askeri yoldan mücadele edilmeli ve terör örgütü imha edilmeli. Fakat mücadele sadece askeri yoldan olmamalı. Avrupa’da da, toplumlar bunu itiraf etmekte zorlansa da emniyet güçlerinin ve istihbarat birimlerinin çok daha geniş kapsamlı faaliyete geçmesi gerekiyor. Hilafet devletinin dokunaçları Almanya’ya da uzanıyor. Burada bir saldırı belki de sadece an meselesi. Göçmen kökenli gençlerin uyumu ve aydınlatılması da, cihattan vazgeçip geri dönenlerin topluma kazandırılması için uygulanan sosyal programlar da, savunma için yeterli olmaz.”

Heidelberg’de yayımlanan Rhein-Neckar-Zeitung adlı gazete ise, Paris’te yaşananların sığınmacılara bakışa olası etkilerini ele alıyor yorumunda:

“Paris’ten çıkarılacak bir ders varsa, o da bize gelen sığınmacıları kucaklamamız gerektiği. Toplum olarak kucaklamamız gerektiği. Buradaki hayata katılmak için onlara bir fırsat tanımalıyız. Varoşlarda yaşamamalılar, aksine ülkenin her yerine dağılmalılar. Çoçukları bizim okullarımıza gitmeli, yetişkinler de istihdam piyasasına atılmak için kalifiye hale getirilmeli. Zira ancak o zaman ve sadece o zaman, paralel toplumların oluşmasını engelleyebiliriz.”

Stuttgarter Zeitung Paris'teki terörün ardından neler yapılması gerektiğine ilişkin şu yorumu yapmış:

“IŞİD askeri olarak mağlup edilse bile, bu Batı’nın bölgedeki angajmanının sonu anlamına gelmez. Ardından, devlet yapısının uzun vadeli olarak kurulması gerek. Bu da sanayi toplumlarının devasa mali desteği olmadan mümkün olamaz. Burada diktatör Beşar Esad da muhtemelen önemli bir rol oynayacak. Hoşlarına gitmese de Batılı devletler, Esad'ın en azından geçiş sürecinde iktidarda kalacağını kabulleniyorlar.”

Düsseldorf'ta çıkan Handelsblatt gazetesi ise, Antalya'da yapılan G20 Zirvesi'ne eğilmiş yorum sütununda. Paris saldırılarının ardından terör ile mücadelenin damgasını vurduğu zirvede, IŞİD'in mali kaynaklarının mümkün olduğu oranda imha edilmesi koyulan hedeflerden biriydi:

“Bilgi alışverişi ve mali kaynakların kurutulması… G20 ile aciz dev diye alay edip, IŞİD’e karşı kara operasyonu yapılmasından bahseden şahinler, zirvede terör örgütü ile mücadele için alınan bu kararlara gülebilirler. Ancak tam da bu üzerinde düşünülmüş ve itidalli duruş aslında asıl mesajı yansıtıyor. Fransa ve ABD teröristlere yönelik bombardımanlarını arttırmış olsa da, uluslararası toplum, nefret ve şiddete aynı şekilde cevap vermeye yanaşmıyor.”