DW: Sayın Aras, Baden-Württemberg'de Eyalet Parlamentosu Başkanı seçildiniz. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz bu seçim sonrası?
Muhterem Aras: Öncelikle şunu söylemem gerekiyor, çok mutluyum. Ancak çok mutlu olmamın yanı sıra böylesine yüksek bir mevkiye seçildiğim için müteşekkirim de. Büyük bir şükranla karşılıyorum bunu. Burası Almanya; böylesi bir şeyin bir çok ülkede mümkün olmadığının da altını çizmek gerekiyor.
DW: Seçimden sonraki konuşmanızda, "Bugün tarih yazdık" dediniz. Neden Almanya'da bu tür yüksek mevkilerde göçmen kadınları görmek fazla mümkün olmuyor?
Muhterem Aras: Bence bir kez değil, iki kez tarih yazdık. İlk olarak ben Baden-Württemberg'de böyle bir pozisyona seçilen ilk kadınım. İkincisi de ilk göçmen kökenli ilk kadınım. Ne yazık ki Baden-Württemberg eyalet parlamentosunda kadınların oranı çok yüksek değil. Yeşiller'de bu oran biraz daha yüksek olsa da, toplamda kadınların oranı yüzde 24-25 dolayında. Dolayısıyla parlamentoda az sayıda kadın tesmil ediliyor. Ben de bu görevde bir ilkim.
DW: Peki, sizce Almanya'da bu tür olumlu örneklerin artması için neler yapılması gerekiyor?
Muhterem Aras: Bence başarılı bir entegrasyonun koşulu, her iki tarafın da açık fikirli ve önyargılardan arınmış bir şekilde birbirlerine yaklaşması. Ayrıca yeni olana merak duymak, çaba harcamaya ve inisiyatif almaya hazır olmak, sorumluluk üstlenmek de gerekiyor. Öte yandan göç edenler için çoğunluk toplumumun olanaklar yaratması gerekli. Örneğin ben çok mütevazı koşullarda yetiştim. Anadolu'nun küçük bir köyünde, hatta inek köyü diyorum bazen, dünyaya geldim. Günün birinde Baden-Württemberg eyaletinde parlamento başkanı olacağımı hiç kimse öngöremezdi. Ancak görülüyor ki, insanlara imkanlar sunulursa ve bu imkanlar değerlendirilirse, çaba gösterilirse çok şeye ulaşmak mümkün. Ben bu eyalet parlamentosuna ve Baden-Württemberglilere müteşekkirim. Benim bu göreve seçilmiş olmam Baden-Württemberg'in ne denli açık görüşlü olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, bizim Almanya toplumunun bir parçası olduğumuzu, bu toplumun bölünmüş değil, aksine bir arada olduğunun da gözler önüne seriyor.
DW: Alman basınında yayınlanan bazı haberlerde Müslüman kimliğiniz öne çıkarıldı, bu mevkideki ilke Müslüman olduğunuz yazıldığı örneğin. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?
Muhterem Aras: Dürüst olmak gerekirse, çok yazık oluyor. Çünkü din mahrem ve kişisel bir konudur. Ben kendimi din üzerinden tanımlamıyorum. Bence, benim becerilerim kadar bu mevkiye seçilen ilk kadın ve göçmen kökenli ilk kadın olmam daha önemlidir. Diğer mevzuların, örneğin din konusunun bu bağlamda bir önemi yok.
DW: Sağ-popülist Almanya İçin Alternatid (AfD) partisinden parlamento başkanı seçilmenize bazı tepkiler geldi, örneğin bir AfD üyesi bunun 'Almanya'nın İslamileşmesinin bir göstergesi' olduğunu söyledi. Bu tür tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Muhterem Aras: Bu tür tepkilerden şu anda haberim yok. Fakat temel olarak benim parlamento başkanı seçilmiş olmam bütün Almanya'ya bir mesaj niteliğinde. Bu, bizim bu toplumun bir parçası olduğumuz, toplumun temel değerlerini benimsediğimizde, sorumluluk aldığımız da üst mevkilere gelebileceğimizi gösteriyor. Ben zaten yıllardır kendimi bu toplumun bir parçası olarak görüyorum, fakat bu kadar yüksek bir pozisyona seçilmek farklı bir durum. Yani bu bizim çoğulcu, iyi bir toplum olduğumuzu, birlik içinde ve dünyaya açık olduğumuzu gösteriyor.
DW: AfD Baden-Württemberg bir sürpriz yaparak meclise girmeyi başardı ve şu anda da eyalet parlametosundaki en büyük üçüncü grubu oluşturuyor. Bu partiye karşı nasıl bir tutum benimseyeceksiniz?
Muhterem Aras: Ben parlamento başkanıyım. Ben parlamentonun tamamını temsil ediyorum, dolayısıyla AfD'yi de. Bütün milletvekillerine yaklaşımım kurallara uygun, adil ve saygı çerçevesinde olacak. Ancak onlardan da parlamento temayüllerine uygun hareket etmelerini bekliyorum. AfD'nin de buna bağlı kalacağını düşünüyorum. Sorun yaşanmasını beklemiyorum.