Dünya

"Riyad'ın imajı çöktü"

DW editörü Kersten Knipp, Suudi veliaht prensin dış dünyaya yaymaya çalıştığı reformcu imajının Kaşıkçı olayıyla birlikte yerle bir olduğu ve siyasi geleceğinin tehlikeye girdiği görüşünde.

17 Ekim 2018 21:14

Alacakaranlıklar dünyası böyledir. Şaibeli çevrelere yanaşanlar onların sadakatine bel bağlayamaz. Tıpkı Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye gidip İstanbul'daki Konsoloslukta Suudi köşe yazarı Cemal Kaşıkçı'yı öldürdüklerinden şüphe duyulan 15 kişilik özel ekiptekiler gibi. Olayın bu kadar büyüyeceğini suçu tezgâhlayanlar bile muhtemelen tahmin edememişti.

Amerikan medyasının haberlerine göre tüm dünyadan gelen tepkiler ve ABD'nin yoğun baskısı üzerine Suudi Arabistan yönetimi dünya kamuoyuna bir açıklama yapmaya hazırlanıyor. Bu açıklamanın en önemli ögelerinden biri ise Kraliyet ailesinin işlenen suçla hiçbir ilgisi olmadığı. Yani birkaç karanlık adam bir araya gelip kendiliklerinden İstanbul'a giderek cinayet işlemiş. Olaydan haberi olmayan Kraliyet ailesi de infial içinde! Olaya karışanlardan hesap sorulacak... Bu senaryoyu Mafya uzmanı bir yazar bile akıl edemezdi.

"Haydut katil"

Suudiler dışında büyük skandalın Suudi versiyonuna inanan en azından bir kişi var: O da ABD Başkanı Donald Trump. Trump, Suudi Arabistan Kralı Selman ile telefon görüşmesinin ardından cinayetin "haydut katiller" tarafından işlenmiş gibi göründüğünü, Suudi Kraliyet ailesinin olayda dahli bulunduğuna dair suçlamaları "çok kesin bir şekilde" reddettiğini söylemiş, Suudilerin suyuna gitmişti.

Amerikan gizli servisleri ise Kaşıkçı'nın ortadan kaybolmasını farklı yorumluyor. Medya haberlerine göre Amerikan istihbaratı Kaşıkçı'yı Suudi Arabistan'a kaçırmayı planlayan Suudi yetkililerinin telefon konuşmalarını dinlemişti. Gizli servis uzmanları en azından veliaht prens Muhammed Bin Selman'ın olaydan haberdar olması gerektiğine inanıyorlar.

Veliaht prensin politikaları

Veliaht prensin imajı artık dünya kamuoyu önünde de zedelenmiş oldu. Bunun şaşılacak bir yanı yok. Aksine Kaşıkçı olayı, makama gelişini izleyen kısa süre içinde çok kereler aşırı alaycı ve acımasız uygulamalarıyla göze batan bir muktedirin siyasi kariyerindeki doruk noktalarından birini oluşturuyor.

Veliaht prens küçük Emirliğin siyasi adımlarını beğenmediği için Katar'ı ablukaya aldırtmıştı.

Birleşmiş Milletlerin verilerine göre bu yılın Ağustos ayına kadar 5 bin 600 kişinin öldüğü, 10 bin 400 sivilin yaralandığı ve 12 milyonun Suudi ablukası yüzünden açlıktan ölme tehlikesiyle burun buruna geldiği Arap dünyasının en fakir ülkesi Yemen'i hedef alan hava savaşının sorumlusu da veliaht prenstir.

Riyad yönetimi gerektiğinde kendi halkına da acımasız davranıyor. Zararsız siyasi eleştirileri yüzünden zindana tıkılan blog yazarı Raif Bedevi gibi nice muhalif, günlerini demir parmaklıklar arkasında geçiriyor. Yaz boyunca birçok kadın hakları savunucusu da tutuklandı. Onlar da, sadece mutlakiyet rejimlerinde ciddi kışkırtma olarak algılanabilecek faaliyetleri yüzünden özgürlüklerini kaybettiler. Bazılarının sonu çok daha acı oldu. Uluslararası Af Örgütü'nün verilerine göre 2017 yılında Suudi Arabistan'da çok sayıda muhalif idam edildi.

Reformculuğun kapak yüzü

Kadınlarının otomobil sürmesine izin veren ve artık sinemada film izlenebilen sözde modern Suudi Arabistan'ın "yüzü" konumundaki Muhammed bin Selman kendini tutkulu reformcu olarak tanıtmaya çalışıyor. Bu imajıyla şimdiye kadar Suudi Arabistan'a biraz sempati duyulmasını sağlamıştı ama şimdi tüm bunların göz boyamaktan öteye gitmediği, veliaht prensin sert, acımasız ve otoriter uygulamalarını sürdürdüğü ortaya çıktı.

Suudi hanedanı bu sert rotayla siyasi geleceğini garanti altına alacağını düşünüyor. Ama bunu başaracağı şüphe götürür. Küresel iş dünyasının elitleri önümüzdeki hafta Riyad'da düzenlenecek "Future Investment Initiative" konferansını boykot ediyor. Suudi Arabistan parası Riyal son iki yılın en düşük değer seviyesine indi.

Ekonomik başarıda imaj da önemli rol oynar. Birçok Batılı şirket Suudi Arabistan ile iş yapmanın itibarını sarsabileceğini düşünmeye başladı. Bu durum Riyad'ın söz sahibi çevrelerinde sözde Suudi reformculuğunun kapak resmi sayılan veliaht prensin gerçekten ülkeyi geleceğe götürecek lider olup olmadığının tartışılmasına yol açabilir.

Kersten Knipp

© Deutsche Welle Türkçe