Dünya

"Kıbrıs konusunda hem haklı, hem de güçlüyüz" LEFKOŞA (A.A)

27 Eylül 2011 20:37
-"Kıbrıs konusunda hem haklı, hem de güçlüyüz" LEFKOŞA (A.A) - 27.09.2011 - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Kıbrıs konusunda biz hem haklıyız, hem de güçlüyüz. Gelinen noktada bütün dünya çözümü kimin engellediğini çok net şekilde biliyor'' dedi. Bağış, hedeflerinin, adada kalıcı bir çözüm olduğunu vurgulayarak, bunu engelleyenin faturasını ödeyeceğini söyledi. Bağış, KKTC'deki temasları kapsamında KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün'le ortak basın toplantısı düzenledi ve soruları yanıtladı. Kıbrıs'ta henüz bir anlaşmaya varılamadığına işaret eden Bağış, bu durumda herkesin kendi münhasır ekonomik bölgesinde araştırma yapabileceğini belirterek, ''Adanın 'kuzeyi şunun', 'güneyi bunun' demek için henüz çok erken... Bir paylaşım yapılmadığı sürece adanın her yerinde herkesin hakkı vardır'' diye konuştu. AB uyum çalışmaları çerçevesindeki yasaların KKTC vatandaşlarının yaşam standartlarını yükseltme açısından önem taşıdığını kaydeden Egemen Bağış, Türkiye'deki reformlara da bu yaklaşımla baktıklarını belirterek, ''Papaza kızıp oruç bozacak değiliz. AB'de bazı vizyonsuz açıklamalar veya bize karşı bazı tavırlar moralimizi bozsa bile reformlarımızı hiçbir şekilde yavaşlatmayacaktır'' dedi. -Özgürgün: Hizmetiçi eğitim değişim programı anlaşması imzalanıyor- KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Bağış'ın ziyaretine, Kıbrıs konusunun ve son dönemde petrol ve doğalgaz konusunun çok gündemde olduğu bir döneme denk geldiği için ilginin daha da arttığını belirterek, ''Burada bulunması bizim için çok büyük bir güç ve destek'' dedi. Özgürgün, iki bakanlık arasında yoğun işbirliği ve mesai bulunduğunu kaydederek, yeni bir adım için daha mutabakata vardıklarını açıkladı. İki bakanlıktan üçer personelin, karşılıklı birer aylık hizmet içi eğitim değişim programı uygulayacaklarını ifade eden Hüseyin Özgürgün, bu konudaki protokolü, gelecek hafta Ankara’ya yapacağı ziyarette imzalayacaklarını duyurdu. Bakan Özgürgün, 5 Ekim'de davetli olarak katılacağı TBMM Dışişleri Komisyonu toplantısından sonra 6 Ekim'de de AB Bakanı Egemen Bağış'la bu konudaki anlaşmayı imzalayacaklarını bildirdi. -Bağış: Genç memurların Kıbrıs meselesini daha iyi anlaması için AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bakanlıklar arasında çok uyumlu ve güzel bir işbirliği bulunduğunu ifade ederek, mesleğe yeni başlayan genç memurlardan üçünü Kıbrıs meselesini daha iyi anlamak üzere yerinde gözlemlemeye göndereceklerini söyledi. KKTC Dışişleri Bakanlığı'nın da, Türkiye'nin AB sürecini daha iyi tanımak üzere 'AB çalışmalarının mutfağı' tabir edilen bakanlığına genç memurları Ankara'ya göndereceğini anlatan Bağış, bunun sağlayacağı yararlara işaret etti. -''AB reformlarını önemsiyoruz''- Bağış, Türkiye'de olduğu gibi KKTC'de de AB reform adımlarını çok önemsediklerini belirterek, ''Şu ana kadar uyum sürecinde atılan adımları yakından takip ediyoruz ki bu çerçevede AB'ye uyumlu 19 yasa ve tüzüğün kamu yönetimi reformu açısından çok önemli adımların atıldığını görmek bizi de mutlu ediyor'' dedi. Bu çalışmaların KKTC vatandaşlarının yaşam standartlarını yükseltmek açısından önem taşıdığını kaydeden Egemen Bağış, çevre için atılan adımların AB için değil, ülke ve halk için önemli olduğuna dikkat çekti. Türkiye'deki reformlara da bu yaklaşımla baktıklarını belirten Egemen Bağış, ''Papaza kızıp oruç bozacak değiliz. AB'de bazı vizyonsuz açıklamalar veya bize karşı bazı tavırlar moralimizi bozsa bile reformlarımızı hiçbir şekilde yavaşlatmayacaktır'' dedi. Bağış, şöyle devam etti: ''Kıbrıs konusunda da biz hem haklıyız hem de güçlüyüz. Gelinen noktada bütün dünya çözümü kimin engellediğini çok net şekilde biliyor. Adada kapsamlı, siyasi eşitliğe dayalı her türlü çözüme Türkiye olarak destek vermeye hazırız. Şu anda müzakereler yoğun biçimde devam ediyor. Sayın Hristofyas ve Sayın Eroğlu bu konuda gerçekten tarihi toplantıları gerçekleştiriyorlar. Ama bu süreçte Akdeniz'de sanki gazozun gazı kaçacak gibi, Kıbrıs'ın doğal kaynaklarının gazı kaçacak zihniyetiyle Akdeniz'in tabanını delmek, kimseye hayır getirmez. Ama bu konuda ısrarcı olurlarsa, Türkiye'nin tavrını, atacağı adımları çok iyi bilirler. Biz ümit ediyoruz ki gerçekten akıldan, mantıktan, çözümden yana bir tavır takınırlar ve adanın bütün zenginliklerini, adanın bütün insanları eşit biçimde paylaşırlar.'' -''Engelleyen faturasını öder''- Vermek istedikleri en önemli mesajın, Türkiye'nin, KKTC'nin her zaman yanında yer aldığı olduğunu ifade eden Egemen Bağış, ''Biz tek yumruğuz, hep birlikteyiz. Tabi ki hedefimiz çözüm ama çözümü engellemeye kalkarlarsa da, engelleyenler faturasını öder'' diye konuştu. Türkiye ve KKTC'nin 2002'den beri çeşitli vesilelerle çözümden yana koydukları tavrı net biçimde dünyaya anlattığını ve anlatmaya da devam ettiğini dile getiren Bağış, niyetlerinin gerçekten kapsamlı çözüm olduğunu vurguladı ve karşı tarafın da bunu görerek çözüme odaklanmasını istedi. -KKTC'nin önü açık Bağış, ''Güney Kıbrıs'taki petrol aramaları olumlu sonuç verirse ne yapacakları'' sorusuna karşılık, varsayımlar yerine Güney Kıbrıs'ın sondaj çalışmalarına ara vermesi umudu taşıdıklarını söyledi. Bağış, önce kapsamlı çözüm için adım atılması, ondan sonra çözüm çerçevesinde yapılacak anlaşmalar için de gerekli adımların atılması gerektiğini belirterek, Kıbrıs müzakerelerinde bugün liderlerin AB konusunu ele aldığına işaret etti. KKTC Meclisi ve hükümetinde AB uyum yasaları için yoğun çalışma yapıldığını belirten Egemen Bağış, ekonomik kalkınmanın da turizm ile eğitime pozitif yansıdığını ve iyiye gidişat bulunduğunu, tüm bunların da Kıbrıs'ın önünün açık olduğunu gösterdiğini söyledi. -''Türkiye gereğini yapar''- Egemen Bağış, bu pozitif süreç içinde durup dururken provokatif bir çabanın hiç gereği olmadığını ifade ederek, ''Ama dediğiniz gibi bir sonuç çıkarsa da Türkiye gereğini yapar. Gerek Türkiye Cumhuriyeti gerek KKTC hakkını aramayı bilir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın'' diye konuştu. Bir başka soru üzerine, Güney Kıbrıs AB dönem başkanı sıfatını üstlendiğinde de bir ilişkileri olmayacağını yineleyen Bağış, Macaristan ve Belçika dönem başkanlıklarında yeni fasıl açılmadığı gibi, Rum kesiminin dönem başkanlığında da bu tür bir toplantıya katılmayacaklarını söyledi. ''Türkiye'nin AB süreci yeni değil, 52 yıllık bir süreç. 6 ay daha uzaması Türkiye'yi rahatsız etmez. Brüksel'de parlamentoyla, komisyonla ilişkilerimize bakarız, dönem başkanlığıyla ilişkilerimizi de Güney Kıbrıs'ın dönem başkanlığının bittiği tarihten itibaren yeniden ele alırız'' diyen Bağış, müzakereleri komisyonla yürüttüklerini, Güney Kıbrıs'ın başkanlığı sırasında aynı masaya oturmayacaklarını belirtti. ''Akdeniz'in daha da ısınmasını bekliyor musunuz?'' sorusuna karşılık ''Mevsim itibarıyla Akdeniz'de ısınma değil, serinleme dönemine geçiliyor. Ümit ederiz ki siyaseten de Rum kesimi bu sondaj çalışmalarına son verir, yaptığımız uyarıları önemser, Türkiye'nin kararlılığı konusunda daha evvelden edindiği tecrübeler ışığında atması gereken adımları atar ve tansiyonu da, suyun ısısını da artırma yoluna gitmez'' diyen Bağış, Rum kesimi bu yola giderse Türkiye'nin misliyle karşılığını verme konusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gerekli adımları atacağını söyledi. Egemen Bağış, bağımsız bir devlet olan KKTC'nin kendi münhasır ekonomik alanında doğal kaynak arayışı için TPAO'ya ruhsat vermesinden ve TPAO'yu tercihinden dolayı teşekkür ederek, araştırmaların istenen bölgede yapılabileceğini ve bundan kimsenin tedirgin olmaması gerektiğini belirtti. -''Kuzeyi şunun, Güneyi bunun demek için daha çok erken''- Adada henüz kapsamlı bir çözüme ulaşılmadığına işaret eden Bağış, şöyle konuştu: ''Yani adanın kuzeyi şunun, güneyi bunun demek için daha çok erkendir. Önce neticelensin. Eğer orada bölünme, paylaşma gibi bir karar verilirse o zaman paylaşıldıktan sonra kimin nasibine neyin düştüğüne karar verilir. Ama şu anda bir paylaşım yapılmadığı sürece adanın her yerinde herkesin hakkı vardır. KKTC de kendi uluslararası hukukunu, hakkını tabii ki koruyacaktır. Türkiye Cumhuriyeti olarak biz de KKTC'nin hakkını arama çabalarında yanında durduğumuzu her vesileyle olduğu gibi bugün de vurguluyoruz. G noktası onların, H noktası bunların, A noktası başkasının gibi bir şey içine girmenin mantığı yoktur.'' Egemen Bağış, ''Piri Reis gemisinin şu anda nerede olduğu'' sorusunu ise ''Bilmiyorum, ben gemici değilim'' diyerek yanıtladı. -Özgürgün: Anlaşmadan sonra kurulacak devlet dönem başkanı olsun KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün de basın toplantısında, Kıbrıs'la ilgili dörtlü veya beşli konferans konusundaki bir soruya karşılık, Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanı olacağı 1 Temmuz 2012 için BM Genel Sekreteri'ne öneriler paketi sunduklarını, hızlandırılmış görüşmelerin kabul gördüğünü; Ekim'e kadar devam edecek hızlandırılmış görüşmelerden sonra yeniden masaya oturacaklarını ve bir uluslararası konferansın toplanmasını amaçladıklarını söyledi. Özgürgün, varılacak anlaşmadan sonra yeni kurulacak devletin dönem başkanlığı üstlenmesi hedefi olduğunu anlattı. Güney Kıbrıs'ta askeri üsde meydana gelen patlamanın ve iç siyasette yaşanan sorunların ardından petrol ve doğalgaz arayışlarının müzakere sürecine sekte vurduğunu ifade eden Özgürgün, karşı tarafın, 1 Temmuz 2012'den önce bir anlaşmaya varılmasını engellemeye çalışmasından üzüntü duyduklarını söyledi. Özgürgün, Güney Kıbrıs'a çağrıda bulunmak istediğini ifade ederek, ''Biz anlaşma ve çözüm isteğiyle masadayız. Bunun da bir an önce olabilmesi için olumlu tutumuzu hala sürdürüyoruz. Petrol ve doğalgaz suni yaratılmış bir konu'' diyerek, bunlar yüzünden çözümün ikinci plana düşmesini kesinlikle istemediklerini vurguladı. Özgürgün, ''Aklıselimle bu çalışmalar durdurulsun. Zaten çözümden sonra bu tür çalışmalar, petrol, doğalgaz, hepsi bu adanın bütün halkının faydalanacağı kaynaklar olarak önümüzde durmaktadır'' dedi. -TPAO'ya yetki- Bir gazetecinin, ''Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) verilen arama yetkisinin ardından ilk aramanın Güney'de başlamasının sert bir siyasi mesaj olarak algılandığını'' belirterek, ''Türkiye ve KKTC'nin bunu nasıl gördüğü'' sorusuna karşılık Özgürgün, TPAO'ya 7 noktada verilen arama yetkisi mesajının, adanın tamamında Kıbrıs Türk halkının hakları bulunduğu mesajı olduğunu söyledi. Özgürgün, ''Kıbrıs Türk halkının adanın tamamındaki doğal kaynaklar üzerindeki hakkına halel gelmeksizin biz Anavatan'la kıta sahanlığı anlaşması imzaladık. Kıbrıs adasının herhangi bir yerinde hakkımız olduğu için izin verebileceğimizi zaten söylemiştik'' diye konuştu. Hem Kıbrıs Türk, hem de Kıbrıs Rum halkının adanın doğal kaynaklarının tamamı üzerinde hakkı bulunduğunu ifade eden Özgürgün, bir anlaşmadan sonra bütün kaynaklar üzerinde yeni devletin zaten hakkı olacağını, eşit ortakların da Kıbrıslı Türkler ve Rumlar olacağını kaydetti.