Gündem

"İşbirliğinin maliyeti ne olacak?"

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ziyareti Alman gazetelerinin başlıca yorum konusunu oluşturuyor.

19 Ekim 2015 12:22

Almanya
Başbakanı İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan
Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Avrupa'ya sığınmacı akınının kontrol altına
alınması konusunda Türkiye'nin desteğini kazanmaya çalışan Başbakan Merkel,
işbirliği karşılığında Türkiye'ye mali yardım ve vize kolaylıkları taahhüt etti. Die Welt
gazetesindeki Deniz Yücel imzalı yorumda şu satırlar dikkat çekiyor:
“Türkiye Suriye'de bir tampon bölge oluşturmak istiyordu; şimdi kendisi tampon
bölge oluyor. Seyahat kolaylıkları gösterileceği ve bir maskaralığa dönüşmüş olan
üyelik müzakerelerinde yeni başlıklar açılacağı yönündeki muğlak vaatler, Merkel'in
Türkiye'ye son olarak Kaddafi'nin üstlendiği sınır bekçisi rolünü biçtiği konusunda
kimseyi şüpheye düşürmesin. Erdoğan şimdi Avrupa'nın, otoriter yönetim biçimine
daha az eleştiri getireceği umudunu taşıyabilir.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesindeki “Merkel'in görevi” başlıklı
yorumda da Türkiye ile işbirliğinin maliyeti irdeleniyor:
“Merkel pazar günü seçimlere iki hafta kala istemeden de olsa Türk iç politikasının
ortasınadüşünce, Ankara'nın beklentilerine dair fikir sahibi oldu. Bu beklentiler
arasında Merkel'in öncelikleri arasında olmadığı çok iyi bilinen üyelik sürecinin
canlandırılması da yer alıyor. Çıkar çatışmaları ile siyasi, ahlaki ve hukuki açmazlar
birbirine bağlanıyor. Başbakan Merkel, sığınmacı yükünü Avrupa ülkeleri arasında
adil bir şekilde paylaştırmak isterken, bu konuda kilit rolü üstlenen Türkiye tarafından
yükün paylaştırılmasına zorlanıyor. Türkiye ile işbirliğinin maliyeti ne kadar yüksek
olacak?”
Süddeutsche Zeitung gazetesinde Heribert Prantl'ın kaleme aldığı yorumda transit
ülkelerin desteklemenin önemine vurgu yapılıyor:
“Transit ülkelerdeki
yani Ürdün, Lübnan ve Türkiye'deki mültecilerin Almanya ve
Avrupa'nın çok daha fazla yardımına ihtiyacı var. Örneğin Lübnan'da 400 binden
fazla çocuk okul çağında. Çocuklar ne kadar uzun süre okula gitmezlerse, iyi bir
geleceğe sahip olma şansları o kadar azalırken, şiddeti tasvip etme ve kitaplar yerine
bombalarla özgüvenlerini pekiştirme ihtimalleri artıyor. Bunu değiştirmenin yolu, kaçış
nedenleri ile mücadeleden ve terörizmi önlemekten geçiyor. Fakat kaçış nedenleri ile
mücadele edilse bile bu mücadelenin etkisini göstermesi zaman alacak. Yani Merkel'in
Türkiye politikası, Merkel'in iyi olmayan iç politikasını ikame edemeyecek.”
Volksstimme gazetesinde
ise Merkel iç politikada karşı karşıya olduğu baskının
artacağı görüşüne yer veriliyor:
“Başbakan
Merkel, Türk hükümetine sığınmacı krizi konusunda arka çıktı. Fakat çok
sayıda Avrupa Birliği ülkesi bunun ne anlama geldiğini sorarken, yapılan destek
açıklamaları kimin işine yarar ki? Merkel Türklere yükün paylaşımı, para ve vize
kolaylıkları sözü verebilir. Ancak AB üyesi ülkeleri de arkasına almak zorunda. AB ise
bu konuda görüş ayrılığı içinde. Bu böyle olduğu sürece, durumda da bir değişiklik
olmayacaktır. Yani Merkel Türkiye ziyareti ile sorundan kurtulmuş değil. Almanya da
öyle. Merkel'in iç politikada karşı karşıya olduğu baskı daha da büyüyecek.”