-"İnsan haklarını koruyamayan söz sahibi olamaz" ANKARA (A.A) - 15.11.2011 - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, günümüzde iyi işleyen bir adalet sistemini kuramayan, insan hak ve özgürlüklerini olması gereken düzeyde koruyup geliştiremeyen ülkelerin uluslararası alanda söz sahibi olmasının mümkün olmadığını söyledi. Adalet Bakanı Ergin, Hilton Otel'de düzenlenen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye Kararları, Sorunlar ve Çözüm Önerileri Konferansı'nda konuştu. İnsan haklarının, devletler tarafından bireylere sunulan bir lütuf değil, kişilerin insan olmaları nedeniyle sahip oldukları haklar ve insan haklarının güvence altına alınmasının, insanlık tarihinin en büyük mücadelelerinden olduğunu belirten Ergin, günümüzde insan haklarının, bütün medeni ülkelerin ortak paydası konumunda ve hatta siyasal iktidarların meşruiyet göstergesi haline gelen en önemli kavramlardan birisi olduğunu söyledi. Özellikle 2. Dünya Savaşından sonra insan haklarının uluslararası alanda korunması fikrinin yerleştiğini ve insan hakları ihlallerinin önlenmesinin, uluslararası toplumun ortak ideali haline geldiğini ifade eden Ergin, şöyle konuştu: ''İnsan haklarını korumaya ilişkin uluslararası sözleşmeler, bir ülkede yapılan uygulamaların uluslararası alanda tartışmaya açılmasına imkan tanımıştır. Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, özellikle etkili bir bireysel başvuru hakkı ve yaptırım sistemi öngörmesi bakımından en önemli uluslararası belgelerden biridir. Zira, Mahkeme tarafından verilen bir ihlal kararı, ilgili taraf devlete yaptırım uygulanması yanında, taraf devletin insan hakları alanında uluslararası imajının zedelenmesi sonucunu da doğurmaktadır. İnsan haklarının korunması, statik değil daima değişen, gelişen, dinamik bir yapıya sahiptir. Bu bağlamda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde düzenlenen haklar Sözleşmenin yorumu niteliğindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile sürekli gelişmektedir. Mahkeme içtihatları ile yorumlanan Sözleşme, Anayasamızın 90. maddesi gereğince iç hukukumuzun bir parçası haline gelerek temel hak ve özgürlüklerin korunmasında çok önemli bir rol oynamaktadır.'' Ergin, İnterlaken ve İzmir Konferansında, Sözleşmenin etkin bir şekilde uygulanmasının taraf devletlerin sorumluluğunda olduğunun vurgulandığını anımsatarak, taraf devletlerin, yapısal sorunlarından kaynaklanan ihlalleri ortadan kaldıracak genel önlemleri almaları gerektiğini belirtti. Sorunların çözümünde taraf devletler ile AİHM ve Avrupa Konseyinin işbirliğinin kaçınılmaz olduğunu, üye devletlerin yapısal sorunlarından kaynaklanan başvuruların, AİHM'in toplam iş yükünün yüzde 85'ini oluşturduğunu ve yeni içtihat oluşturulmasını olumsuz yönde etkilediğini dile getiren Ergin, ''Bilindiği üzere, akıllı kişi problemleri çözer bilge kişi ise problemin oluşmasını önler. Önemli olan Mahkemenin ihlal kararlarına konu olan sorunların kaynağına inerek kalıcı çözümler üretmektir'' dedi. Etkin bir adalet sistemi kurmanın devletlerin en önemli amaçlarından birisi olması gerektiğini vurgulayan Ergin, şöyle devam etti: ''Çünkü toplumsal yaşamın huzur ve güvenlik içinde devam ettirilebilmesi ancak bu şekilde mümkün olabilmektedir. Günümüzde iyi işleyen bir adalet sistemini kuramayan, insan hak ve özgürlüklerini olması gereken düzeyde koruyup geliştiremeyen ülkelerin uluslararası alanda da söz sahibi olması mümkün değildir. Zira, bir ülkenin gelişmişliği sadece ekonomisinin güçlü olması ile değil, aynı zamanda etkin bir adalet sistemine sahip olması ile ölçülmektedir.'' -''Değişen ve gelişen dünyaya paralel olarak adımlar atıyoruz''- Adalet Bakanı Ergin, Türkiye'nin değişen ve gelişen dünyaya paralel olarak, adalet hizmetlerinin en hızlı ve etkin olarak yerine getirilmesi amacıyla önemli adımlar attığına işaret ederek, ''Devlet hizmetlerinin ve adaletin hızlandırılması, süratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemelerin iş yükünü azaltmak ve yargılama faaliyetinde zaman ve emek kaybını önlemek amacıyla uluslararası alanda insan hakları ve demokratikleşme konusunda ulaşılan standartlar dikkate alınarak anayasamızda birçok değişiklik yapılmıştır'' diye konuştu. Ergin, yargılamaların hızlandırılmasına yönelik olarak mevzuatın taranması çalışmalarına devam edildiğini, bu konuda hazırlanmakta olan yeni bir kanun tasarısının yakın zamanda meclise sunulacağını ifade etti. AİHM nezdinde Türkiye aleyhine yapılan başvurularda savunmanın hazırlanması, ihlallerin önüne geçilebilmesi ve bu husustaki sorunlara kalıcı çözümler bulunabilmesi amacıyla Dışişleri Bakanlığı ile ortak çalışmalar yapıldığını vurgulayan Ergin, iki bakanlık arasında, koordinasyonun artırılması ve daha etkin bir ilişki ağının oluşturulması çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin tavsiye kararında AİHM kararlarının hızlı ve etkin şekilde infazının önemine vurgu yapıldığını dile getiren Ergin, tavsiye kararı doğrultusunda, 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığının kurulduğunu söyledi. Ergin, organizasyonun temel amacının, Türkiye ile ilgili ihlal kararlarına yol açan yapısal sorunları, uygulama problemlerini tespit etmek ve bu sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik çözüm önerileri geliştirmek olduğunu belirterek, yaşama hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı, özel hayatın gizliliği ve ifade özgürlüğü ile mülkiyet hakkına ilişkin sorunlar ve çözüm önerilerinin değerlendirileceğini kaydetti. Bakan Ergin, insan hakları ihlallerinin önlenmesi konusundaki çalışmaların süreklilik arz edeceğine, Avrupa Konseyi ve diğer üye devletlerle işbirliğine açık olduklarına işaret ederek, ''İnsan hakları alanında uluslararası işbirliğinin temelini, hiçbir ülkenin bu alanda kusursuz olmadığı ve işbirliğinin üyelerin ortak yararına olduğu anlayışı biçimlendirmektedir. Taraf devletlerin sözleşme ihlallerinin önlenmesi bağlamında yapısal sorunlarını çözerken edindikleri tecrübelerinin ve iyi uygulama örneklerinin paylaşılmasını önemsiyoruz'' dedi.