Gündem
"DGM BULAMADI ÇOCUK MAHKEMESİ Mİ BULACAK?" İSTANBUL (A.A)
25 Mayıs 2011 22:49
-"DGM BULAMADI ÇOCUK MAHKEMESİ Mİ BULACAK?" İSTANBUL (A.A) - 25.05.2011 - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin olarak Ogün Samast'ın ''tasarlayarak adam öldürme'' ve ''ruhsatsız silah taşıma'' suçlamalarıyla yargılanmasına devam edildi. İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Ogün Samast katıldı. Mahkeme heyeti başkanı, önceki celse görülmekte olan dosyadan ayrılan davaya ilişkin tensibin yapıldığını, duruşma tarihi olarak 29 Haziran'ın belirlendiğini tutanağa geçirdi. Samast'ın avukatı Levent Yıldırım, duruşma öncesi sunduğu dilekçedeki beyanlarını tekrar ettiğini belirterek, bir önceki celse verilen ayırma kararından dönülmesini istedi. Talebe ilişkin görüşleri sorulan müdahil avukatlarından Fethiye Çetin, 6008 sayılı yasanın çocukları korumaya yönelik hükümler içerdiğini, burada önemli olanın soruşturma ve kovuşturmaya özgü usul kuralları olduğunu belirterek, ''Ogün Samast ile ilgili her iki davada mahkemenize özgü usul kuralları izleneceğinden kararınızdan rücu edilmesine gerek yoktur'' dedi. Avukat Güray Dağ, 6008 sayılı yasada Terörle Mücadele Yasası'nın 5. maddesinin uygulanmayacağının açıkça belirtildiğinden Samast'ın ayrılan ''örgüt üyeliği'' suçundan ceza alsa bile 5. maddeye göre ceza artırımına gidilemeyeceği için tefrik kararının yerinde olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti, ayrılma kararından dönülmesi yönündeki talebin reddine karar verdi. Mahkeme heyeti Başkanı Celal Ünal ile üye hakim İsmet Gülbiçim tarafından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde dinlenilen 27 kişinin ifadeleri okundu. Tanıklardan Ayşe Panuş'un ifadesine ilişkin olarak hakim Gülbiçim, Panuş'un mahkemedeki ifadesi sırasında bulunduğu yeri belirttiğinde, Ogün Samast'ın, buradan kendisinin olduğu yerin görülemeyeceğini söylediğini, ifadelerinde söz konusu yere ilk defa olay günü gittiğini anlattığını hatırlatarak, ''Olay yerine gidiş amacın da dikkate alındığında, normalde telaşlı olman gerekirken bu kadar ayrıntıya nasıl dikkat ettin. Daha önce olay yerine gidip keşif yaptın mı?'' diye sordu. Samast da ''Gördüğümü, aklımda kalanı söylüyorum. Daha önce de aynı soru soruldu, olaydan 2-3 saat önce oraya gittiğim için biliyorum'' dedi. Cevap verdiği sırada müdahil avukatlarının kendi aralarında konuşmasına ''Bir susun'' diyerek tepki gösteren Samast, hakim Gülbiçim tarafından sadece kendisinin sorduğu sorulara cevap vermesi konusunda uyarıldı. Hakim Gülbiçim, tanık Cavit Kılıç'ın ifadesine ilişkin olarak da ''Cinayet günü gazetenin önüne gittin, içeri girerek Hrant Dink'i sordun. Olmadığı söylenince ruhsatsız internet kafeye gittin. Bu süre içerisinde Hrant Dink toplantıda. O toplantıdan çıktıktan kısa bir süre sonra internet kafeden çıktın. ATM'nin önünde beklemeye başladın. Bu sırada tespit edilemeyen kişi tarafından Hrant Dink bankaya yönlendirildi. Senin gittiğin internet kafenin sahibi Cavit Kılıç'ın da aynı gazeteye ilan vermek amacıyla gittiğini belirtmesi de dikkate alınarak, internet kafede yazışma sırasında bu konuda sana bilgi veren kişi var mıydı? Bu durumlar tesadüf müydü?'' diye sordu. Samast da soruya ''Tasadüf. Şans. Denk gelme. 4,5 yıl bu ortaya çıkmadı da şimdi mi çıkacak? Kamera kayıtlarına baksınlar. DGM bulamadı da çocuk mahkemesi mi bulacak?'' diye cevap verdi. Diyecekleri sorulan Samast'ın avukatı Yıldırım, bazı konularda soruşturmanın genişletilmesine yönelik talepleri olacağını, celse arasında bunu dilekçeyle sunacağını belirterek, bunu bildirdikten sonra, savcının esas hakkındaki görüşünü açıklamasının daha iyi olacağını düşündüğünü söyledi. Müvekkili hakkındaki tutuklamanın devamına ilişkin kararların kuvvetli suç şüphesi gerekçe gösterilerek verildiğini hatırlatan Yıldırım, bunun tutuklama için gerekçe olabileceğini ancak kişiye ceza verilmesi için kuvvetli suç şüphesinin yeterli olmadığını, kesin ve inandırıcı delilerle eylemin belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Dosyaya bakıldığında hala bazı şüpheler bulunduğunu belirten Yıldırım, şunları söyledi: ''Şüpheler giderilmiş değildir. Ogün'ün bu suçu işlediği şüpheden uzak delillerle ispatlandı mı? İkincisi bu olayın arkasında örgüt var mı varsa örgütten müvekkilimin bilgisi var mı? Ateş etme anını gören kimse yok. Bu konuda kamera kaydı da yok. Acaba Ogün Samast öldürmedi mi? Başka kişilerden bahsediliyordu. Bu kişiler mi öldürdü? Davanın başından beri eylemi Ogün'ün işlediğine yönelik şüphelerim vardı. Eylemin Ogün tarafından yapıldığına dair bende kanaat oluşmadı. Katılan tarafın da bu yöndeki şüpheleri paylaştığını düşünüyorum. Bu şüpheler içinde tutukluluğun sürmesini uygun bulmuyorum.'' Avukat Yıldırım'ın sözleri üzerine söz alan müdahil avukatlarından Fethiye Çetin, ''(Katılan tarafta da aynı kuşku var) denildi. Bu suçun örgütlü işlendiğini düşünüyoruz. Ogün Samast'ın diğer örgüt üyelerinin kendisiyle bağlantısını ve yardım edenleri açıklamadığını düşünüyoruz'' diye konuştu. Samast'ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, soruşturmanın genişletilmesi yönünde talebi yoksa esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için dosyanın cumhuriyet savcısına verilmesini hükmetti. Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. Mahkeme heyeti kararı yazdırdığı sırada Samast'ın mahkemeye sunduğu 3 sayfalık dilekçe de tutanağa geçirildi. -SAMAST'IN DİLEKÇESİ- ''Hareket halindeki tek şeyin sigaramın dumanı olduğu zindandaki hücremde Platon'un mağara alegorisindeki gibi cahilliğin prangalarından ve esaretinden sıyrılıp acımı ve şaşkınlığımı bastırarak ilmin ışığına doğru yol alıyorum'' ibaresiyle başlayan dilekçede, Samast, liseyi okuduğunu, üniversiteye hazırlandığını ve sosyoloji okumak istediğini belirterek, bazı düşünürlerin sözlerinden örnekler vererek, Hrant Dink'in öldürülmesinden önce yapılan bazı yayınları eleştirdi. Bir köşe yazarına yönelik sorular soran ve suçlamalarda bulunan Samast dilekçesini ''O manşeti atanlar ve yazıyı yazanlar huzurunuza çıktığı zaman özgürleşme yolunda büyük bir adım atmış olacağız ve yurdumuzun yetiştirdiği değerlerin ardından Ziya Paşa'nın 'Öyle bir nehr-i muazzamsın ki coşmuşsun, ne yazık ki çorak bir yerde akıp gitmişsin' beyitini artık söylemek zorunda kalmayacağımız günler başlamış olacak'' diye bitirdi. Samast'ın duruşmaya Şükran Pakkan'ın ''Neler Yapmadık Şu Vatan İçin'' ve Adem Yavuz Arslan'ın ''Bi Ermeni Var'' adlı kitaplarıyla gelmesi dikkati çekti.