Westfälische Nachrichten gazetesinde yer alan yorum şöyle:
“İngilizler bilinçli bir halk ve haklı olarak tarihleri ile gurur duyuyor. Her iki dünya
savaşında da ülkeleri zafer kazandı. Peki ama İngiltere neden savaşa girmek zorunda
kalmıştı? Çünkü birliğini sağlamış bir Avrupa yoktu. Şimdi tüm sorunlarına karşın AB
emsalsiz bir barış projesi sunuyor. Ve şimdi kaybedilecek çok şey olabilir; sadece
İngilizler açısından değil, tüm bir kıta için.”
İngiltere, AB’den ayrılırsa bunun ne gibi sonuçları olur? Mindener Blatt adlı gazete
yorumunda bu soruyu irdeliyor:
“Geleneksel olarak İngilizler birlikte değil, tek başına hareket etmeyi daha çok tercih
eder. Ama eğer AB’den çıkarlarsa en fazla kendilerine zarar vermiş olurlar. Halk
oylaması, Avrupa kıtasının elindeki kartların iyi olmadığı bir atmosferde yapılıyor.
İngiltere'nin AB’den ayrılması, sadece kuzeyden güneye doğudan batıya çok sayıda
Avrupa karşıtı güçlerin elini güçlendirmez. Bu durum günümüzde oldukça
yaygınlaşmış olan, genel olarak ‘yerleşik’ politikalara karşı mücadele veren ve çeşitli
popülist akımların kışkırttığı Avrupa karşıtı havanın da daha yoğunlaşmasına yol
açar. Avrupa aşağı doğru kayacağı tehlikeli bir gidişata yakalanabilir.”
Münih merkezli Münchner Merkur gazetesi İngiltere'nin AB’den ayrılması
durumunda, bunun Avrupa açısından sonuçlarını yorumunda analiz ediyor:
“Geçen yıllar içinde Portekiz’den Litvanya’ya, İskoçya’dan Yunanistan’a kadar
ülkelerin halkları bir Avrupa kimliğinin oluşmasına yakınlaşamadılar. Ufak parçalara
ayrılmış bir Avrupa’nın uzun vadede ABD, Çin, Hindistan gibi ekonomi devlerine
karşı ayakta durmasının mümkün olmadığına dikkat çeken uzman analizleri, gündelik
sorunlarla örneğin borç krizi ile karşı karşıya olan insanlara son derece soyut geliyor.
Savaşlara karşı bir savunma olarak tasarlanan Avrupa düşüncesi gittikçe daha yoğun
olarak yeniden canlanan ulusal eğilimlere dönüşüyor, bu da düşmanlıkları ve
saldırganlığı doğuruyor. İngilizlerin ayrılmasıyla birlikte bir ipliğin çekilmesi
sonucunda tüm yumağın çözülmesi de olası.”
Ludwigsburger Kreiszeitung gazetesi de yorumunda konuyu hem İngiltere hem de
Avrupa açısından değerlendiriyor:
“Eğer İngilizler göz göre göre ekonomik felaketlerine doğru koşmak istiyorlarsa, onları
kimse durduramaz. Ancak AB’den ayrılmalarıyla yüksek düzeydeki özel borçlanmalar
ya da ekonomide gerileyen üretkenlik gibi sorunlarla başa çıkacaklarını sanmasınlar.
Otomatikman bir serbest ticaret piyasası oluşacağını, böylece AB iç pazarının
nimetlerinden yararlanmaya devam edebileceklerini de sanmasınlar. AB, İngilizlerin
Birlik’ten ayrılmasının ekonomik sonuçlarının üstesinden gelir. Ama eğer bu ayrılma
eğilimi diğer ülkelere de örnek olacak olursa, o zaman uzun vadede Avrupa sadece
güzel bir ülkü olarak kalır. O nedenle İngiltere'de yapılacak halk oylaması gerçekten de
hepimiz açısından bir kader günü niteliğinde.”