Dünya

"Ama benim parlamentodan müşterilerim var"

Avrupa Parlamentosu'ndan 37 milletvekili, "fahişelerle aynı otelde kalmak istemediklerini" bildirdiler. Bu mektuba en ilgiç yanıt bir hayat kadınından geldi 'Ama benim parlamentodan müşterilerim va

18 Kasım 2008 02:00
Avrupa Parlamentosu'ndan 37 milletvekili, Parlamento başkanına yazdıkları mektupta, "fahişelerle aynı otelde kalmak istemediklerini" bildirdiler. Bu mektup, parlamentoda tartışmalara yol açtı.

Danimarka, Norveç ve İsveç milletvekilleri, Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering’e bir mektup yazarak, bundan böyle parlamenterlerin, “fahişelerin girmesinin yasak olduğu” otellerde konaklamalarını talep etti. İskandinav ülkelerinden 37 milletvekili, fahişeliğin teşvik edilmesinin önüne geçilmesi için adım atılmasını istedi.

"Parlamentodan müşterilerim var"

Parlamenterlerin şikayetlerine ve endişelerine rağmen değişmeyen bir gerçek var. O da Strasbourg’un fahişeler için büyük bir pazar oluşturduğu. Çünkü parlamentonun toplandığı haftalarda yetkililer, gazeteciler ve politikacılardan oluşan yüzlerce kişilik potansiyel müşteri kitlesine sahipler. Fahişelik yapan Çeçenistanli Jana, başından geçenleri, "Ben bunu defalarca kez yaşadım. Bizi müşterinin beklediği otele götürdüler. Çoğunlukla iyi ödeme yapıyorlar. Fakat her şey çok gizli; otoparktaki gibi değil yani. Bir keresinde daha önceden hizmet verdiğim Avrupa Parlamentosu'ndan bir resepsiyon görevlisi bana müşteri bulmayı teklif etti. Son derece gizli ama kazançlı" sözleriyle anlattı.

Doğu Avrupa mafyası devrede

29 yaşındaki üç çocuk annesi Jana da fahişelik yapmak üzere Bulgaristan, Romanya ya da Çeçenistan’dan getirilen kadınlardan biri. Strasbourg’daki Route du Rhin, Boulevard de Nancy, Quai Pasteur, Avenue des Voges gibi bölgeler Doğu Avrupa fuhuş mafyasının elinde. Jana, bazen gecede 500 Euro kazanabildiklerini söylüyor. Ancak paranın çoğunu mafya alıyor. Yine de otel, yiyecek ve giyecek için yeterli para kalıyor.

Uyuşturucu, baskı ya da aile içi şiddet gibi nedenler, kadınları fuhuşa zorluyor. AB bugüne kadar, bu tarz durumları fahişelik ya da zorunlu fahişelik olarak mı tanımlanması gerektiği konusunda ortak bir karara varamadı. Her üye ülkenin da fuhuşla ilgili kendi kuralları var. Örneğin Almanya’da fahişelik yapmak yasal, Fransa’da bazı sınırlamalar mevcut, Danimarka’da ise yasak. Ve bu durum Avrupa genelinde fuhuşla mücadeleyi zorlaştırıyor.


Bazı milletvekilleri tepki gösterdi

Mektup girişimini başlatan Danimarka milletvekili Karin Riis Jörgensen, bunun fahişeliği yasaklamak ya da yasal hale getirmekle ilgili olmadığını, sadece temiz oteller istediklerini vurguladı. Jörgensen, “Biz fahişelik hizmeti sunan otellerde kalmak zorunda değiliz. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Eğer meslektaşlarımdan birinin bu yönde bir isteği varsa o zaman bir apart otele ya da herhangi bir yere gitsin. Biz sadece, fahişelik hizmeti sunmayan oteller istiyoruz. Otellerin temiz olmasını talep ediyoruz“ diye konuştu.

Avrupa Parlamentosu’nda bu isteğe verilen tepkiler şu ana kadar oldukça sınırlı düzeyde. Hristiyan Sosyal Birlik Partisi Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ferber ise biraz endişeli. Ferber de, yaklaşık 800 parlamenterin çoğu gibi bu mektubun fuhuşla mücadeleye katkı sağlamayacağını. tam aksine hem parlamentonun hem de milletvekillerinin saygınlığına zarar vereceğini düşünüyor. Ferber şu görüşleri kaydediyor:

"İlk önce böyle bir mektubun var olmasından dolayı biraz şaşırdım. Çünkü şu ana kadar 14 yıl boyunca Avrupa Parlamentosu'nda ve düzenli olarak bulunduğum Strasbourg’da gözüme böyle bir şey çarpmadı. Şu ana kadar hiç böyle bir şey gözlemlemedim, 11 yıldan uzun süredir aynı otelde kalıyorum ve böyle bir şey hiç görmedim."
 
Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering tüm farklı yaklaşımlara rağmen, 37 milletvekilinin "fuhuştan arındırılmış otel" isteğini dikkat almak zorunda olduğunu kaydetti ve "Ortada böyle bir mektup olduğuna göre bununla ilgilenmeye mecburum. Çünkü bu mektup hayli gürültü kopardı ve bu nedenle konuya gerekli ciddiyetle yaklaşmamız gerekiyor. Tabi bunu yaparken, her türlü abartıdan da uzak durmamız şart" dedi.