İSTANBUL, (DHA) – AFRİN Operasyonu’nun meşru bir müdahale olduğunu ve beka sorunu olarak görüldüğünü vurgulayan İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Durgun, \" Gayrimeşru oluşumların, başka devletlerin, başka hesaplarının üzerinde durmayıp hiçbir müdahalede bulunmamak gelecekte tehlike doğurabilir. O yüzden Afrin müdahalesi yapılması gereken, elzem bir müdahaledir\" dedi.
Buradaki oluşumda bölgedeki dış güçlerin, belli devletlerin, belli güçlerin hesaplaşması söz konusudur diyen Prof. Dr. Durgun operasyonu değerlendirerek şunları söyledi:
\"Gerek Suriye’de, gerek Irak’ta, çevremizdeki diğer yerlerde olsun, Türkiye’nin bu müdahalesi meşru bir müdahaledir. Afrin ülkemiz için bir beka sorunudur. Şunu unutmamak gerek ki başkalarının iradesiyle kurulan oluşumlar ya da devlet yapılanmaları, hiçbir zaman kendilerinin oluşumları ya da yapılanmaları olamaz. Bunlar bu durumu hazırlayanların gölgesi olarak hareket ederler. Suriye’nin kuzeyindeki yapılanmada bu yönde bir yapılanmadır. Bazıları Suriye’nin kuzeyindeki PKK ya da PYD gibi terörist oluşumların halk hareketi olarak tasvir ettiklerini görüyoruz. Oysa bu oluşumlar bir halk hareketi değil, dış güçlerin bir operasyonu olarak değerlendirilmelidir. Nitekim Türkiye’nin Afrin müdahalesi karşısında rahatsızlık duyan ülkelere baktığımızda bunu görmek mümkündür. Bir dış destek olmadan PYD’nin bir oluşum yapması mümkün olmadığından, yani bir halk hareketi, tabana dayalı bir hareket olmadığından dolayı burada hiçbir zaman bölgede devletleşme olmayacak, daha çok uydu yapılanmalar olacaktır. Bu durumun bölgede yaratacağı istikrarsızlıktan dolayı, Türkiye’nin müdahalesi yerinde, geleceğini güvence altına alması için bir oyun kurucu olarak hareket etmesi doğrudur ve de çok önemlidir.”
“AMERİKA’NIN TAHRİKLERİYLE BAŞLAYAN BİR SÜREÇ”
Amerika’nın yapmış olduğu çok sayıdaki silah yardımları, bu yapılanmayı büyüten bir durum yarattığına değinen Prof. Dr. Durgun, \"Bu süreç Amerika’nın tahrikleriyle başlayan bir süreçti. Yaptıkları silah yardımları, bu durumu büyüten bir sonuç yaratmıştır. Amerika’nın destek verdiği bu yapılanma, her şeyden önce sadece Türkiye açısından değil, bölge ülkeleri, Rusya ve İran içinde sorun yaratmaktaydı. Dolayısıyla bu durum Rusya, İran ve Türkiye arasında biraz da zaruretlerin gereği olarak Suriye konusunda bir birliktelik oluştu. Zaten Rusya, Suriye rejimiyle başından beri yakın ilişkileri olan bir devlet olduğu için ABD önderliğindeki yapılanmanın bertaraf edilmesinde kendisine bir anlamda meşru bir zemin de teşkil etmiş oldu” ifadelerini kullandı.
“SOSYAL ALANDA ÇALIŞMALARIN ARTIRILMASI GEREKİYOR”
Bölgede dini yorumlar ve mezhepler üzerinden siyaset yapıldığını, bunun giderek tehlikeli bir hal aldığını vurgulayan Prof. Dr. Durgun, “Sadece dış unsurlar değil, mezhebi ve dini unsurlar, farklı dini yorumlar da siyasallaştırılarak bölgede kullanılmaya devam etmektedir. Bunun için bölgeyle ilgili olarak sadece askeri anlamda değil, bölge çatışmaları bağlamında Türkiye’nin ileriye dönük olarak daha da hazırlıklı olması gerekmektedir. Farklı din ve mezhep yorumları üzerinden siyasallaşma ve siyaset üretmenin yaygınlaşmasının genel bir hal almasını önlemek için de düşünsel, kültürel, sosyal vs. gibi alanlarda, yani çok boyutlu olarak bölgeyle ilgili çalışmaların artırılması ve ülke olarak daha hazırlıklı olmak gerekmektedir. Çünkü bölge ile ilgili istikrarlı yapı kurmak sadece güvenlik tedbirleriyle yapılamayacaktır. Bu bakımdan Türkiye’nin inanç bağlamındaki farklılıklar üzerinde çalışmalarını artıracak ve bu konuların başka güçler tarafından manipüle edilmesinin önüne geçecek çalışmaları artırması önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
(FOTOĞRAF)