Gündem

"24 Haziran tarih kitaplarına girmeli"

Alman basınında Birleşik Krallık'ta yapılan referandumda AB'den ayrılık kararı çıkması ağırlıklı yorum konusu.

26 Haziran 2016 16:40

Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung referandum sonucunu şöyle ele alıyor:

“Britanya'nın ayrılması AB'yi temelde yeniden
ve daha demokratik bir düzene sokmak
için bir şans olabilir. Demokratik seçilmiş bir parlamentoya karşı sorumlu olacak gerçek
bir hükümetle, Avrupa düzeyinde referandum başvuruları ve halk kararlarıyla, bu ismi
hak eden ve her siyasi seviyenin yapabileceklerinin en iyisini yapabilmesi ve şüphe
durumunda mümkün olduğunca halkla aynı kararı verebilmesi için uğraşan yerinde
hizmet prensibiyle... Bunun için hızlı ve kararlı bir şekilde harekete geçilmeli. Böyle
devam etmek intihar olacaktır.”

Berlin'de yayımlanan Der Tagespiegel'in yorumu şöyle:

“David Cameron'un cuma sabahı yorgun ama şaşırtıcı bir şekilde soğukkanlı olarak
basının karşısına çıkması şöyle açıklanabilir: Britanya'nın AB'ye karşı tutumu nihayet
açıklığa kavuşmuş oldu. Sonuçta referandumda Brüksel'e değil Westminster'a karşı
yabancılaşma ve siyasi elitlere karşı güvensizlikti, öne çıkan. Böylece referandum başka
bir şey daha başardı: O da Britanya demokrasisinin zayıf noktalarının ortaya çıkmış
olması.“
Mittelbayerische Zeitung'un aynı konudaki yorumu şu şekilde:
“Şu anda popülistlerin saati. Ama bu sadece bir saat sürmeli. Hiçbir AB ülkesi küresel
piyasalar dünyasında tek başına idare edemeyecektir. Yeni uluslararası ticaret
anlaşmalarından yerli ekonominin yeniden canlandırılmasına kadar Britanyalılara ne
vaadinde bulunulmuş olursa olsun, bu işe yaramayacaktır. Bir zamanlar Büyük
Britanya'nın bağımsızlığı ve yükselmesi için garanti sunan bir ada konumuna sahip
olduğu fikri, bugün için bir illüzyon. Britanyalılar bunu hissedeceklerdir.“
Son olarak Reutlinger General-Anzeiger'den bir yoruma yer veriyoruz:
“Büyük Britanya kendi yoluna gitmek istiyor. Bu
kabul edilmek zorunda. 24 Haziran tarih
kitaplarına girmeli. Ancak bağımsızlık günü olarak değil, zayıflık günü olarak.
Britanyalılar en geç tatile gittiklerinde ve paralarının daha az değere sahip olduğunu fark
ettiklerinde ya da adadaki büyük firmalar merkezlerini AB'ye çektiğinde bu yeni
özgürlüğün bedelinin ne kadar ağır olduğunu hissedeceklerdir.”