Gündem

32 kişinin infaz eylemine katılan Hizbullahçı Mithat Soysal ile Mehmet Salih Şimşek de tahliye edilmiş

26 Nisan 2022 13:01

Batman ve Adana’da 32 kişinin enselerine sıkılan tek kurşunla infaz edilmesi eylemine katıldıkları gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan Hizbullah askeri kanat sorumlusu Mithat Soysal ile Mehmet Salih Şimşek’in de yeniden yargılama kapsamında serbest bırakıldıkları ortaya çıktı. 

91 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutularak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Hizbullah’ın şura üyesi Mehmet Salih Kölge ve Diyarbakır'da kendisini takip eden polis Mehmet Zengin'i şehit eden Yunus Aysu ile hücre evine düzenlenen baskında özel harekat polisi Adem Bayrakçı'yı şehit eden Cuma Güzel'in yeniden yargılama talebi üzerine 2019 seçimleri öncesi serbest kaldıkları ortaya çıkmıştı.

Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre, Batman ve Adana'da 1993-2001 yılları arasında Hizbullah örgütü adına 32 kişinin öldürülmesi eylemine katılmaktan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan ve bu cezaları Yargıtay tarafından delillerle sabit olduğu gerekçesiyle onanan askeri kanat sorumlusu Mithat Soysal ile Mehmet Salih Şimşek'in de yeniden yargılama talebiyle yargılandıkları mahkeme tarafından tahliye edildikleri öğrenildi.

Adil yargılama hakkı ihlali başvurusu

Her iki tetikçi, adil yargılanma hakkının ihlali, uzun gözaltı süresi, sorgu sırasında müdafii bulundurulmaması, heyette askeri yargıçların olması nedeniyle yeniden yargılanma talebinde bulundu. Mahkeme, AİHM ve AİHS normlarına atıfta bulunarak sanıkların adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davanın makul süre zarfında sonuçlandırılmadığı gerekçesiyle ömür boyu müebbet hükümlüsü sanıkları tahliye etti. Bu iki tahliyenin de diğer Hizbullah tetikçilerin de olduğu gibi 31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesine denk gelmesi dikkat çekti.

Sanıkları ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandıran hakim Oktay Kuban 765 sayfalık gerekçeli kararında, Hizbullah'ın kendileriyle aynı görüşten olmayanları, öldürülmesi gereken kafirler olarak gördüğü, amacının ulus devleti ortadan kaldırıp İslam halifeliğini getirmek olduğunu belirtti.

Atatürkçü Düşünce Derneği, Lions ve Rotary Kulüpleri hedefteydi 

Hizbullah'ın toplumu inananlar ve geri kalanlar (Kafirler) diye kesin bir çizgiyle ‘Biz ve onlar' diye ayırdığı belirtilen kararda şu tespitler yer aldı;

“Örgüt yöneticileri, laik düşüncede olanları sol görüşlü olanları hedef göstermiş, özellikle Atatürkçü Düşünce Derneği, Lions ve Rotary Kulüpleri hakkında bilgi toplayıp izlemiştir. Kendi yaşam tarzını kabul ettirmeyi ilahi bir görev görmüş, en belirgin özelliği ise yeterli sayı ve imkânı bulduğunda cihat aşamasına önem vermesidir.

Silahlı ve satırlı saldırılar incelendiğinde profesyonelce gerçekleştirildiği, şahıslara yönelik eylemlerde son derece ustaca çalışan tetikçilerin kullanıldığı, genellikle enseye sıkılan tek kurşunla şahısların öldürüldüğü, sorgulanacak kişilerin ise genellikle kara çarşaf giydirilerek bir şehirden bir başka şehre götürüldükleri, cesetlerin ise buzdolabı içinde hücre evlerin altlarına gömüldüğü tespit edilmiştir.

Örgüt ibadet yeri olan camileri ise eylem planı yapılan, silah kullanma eğitimi verilen ve eylem sonrası silahların gizlendiği bir kışla gibi kullanmıştır. Karşı çıkan cami imamları öldürülecek camiler ele geçirilip örgüt evi gibi kullanılmıştır.

İslam dininin değerleri korumak adı altında o değerleri acımasızca tahrip eden Hizbullah, camileri de korkunç ve acımasız eylemlerinde kullanmaktan çekinmemiştir. Camilerin şüphe çekmemesi için kullanıldığı ve uzun süre güvenlik güçlerince fark edilmediği için tetikçiler cinayet sonrası yakalanamamıştır.”

 "Dini koruma adı altında yüzlerce insanı insanlık dışı işkencelerde sorgulayıp öldürmüştür"

1990'lı yıllarda aralarında basın mensupları, doktorlar, öğretmenler, milletvekilleri, sendikacılar cami imamları başta olmak üzere yüzlerce kişiyi öldürdüklerine dikkat çekilen kararda, “Uyguladığı acımasız şiddetle Güneydoğu'da yıllarca korku salmıştır. Örgüt evlerinden ve cami altlarından çıkarılan cesetler örgütün korkunç ve acımasız yüzünü ortaya koymuştur. Dini koruma adı altında yüzlerce insanı insanlık dışı işkencelerde sorgulayıp öldürmüştür. sanıkların hakkında mahkumiyet kurulması için vicdani kanaat mahkememizde hasıl olmuştur.” denildi.

Kuban sürgün edildi

Bu gerekçeli kararı yazarak iki tetikçiyi mahkum eden hakim Oktay Kuban daha sonra İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi oldu, ancak o dönem FETÖ'den ihraç edilen eski HSK Başkanvekili İbrahim Okur tarafından yetkileri alınarak önce Eskişehir'e sürgün edildi, ardından da İstanbul Ticaret Mahkemesine görevlendirildi.