Gündem

301 maden işçisi ölmüştü; Soma davası yarına ertelendi

"Bilirkişiler raporlarında projeleri incelememişler"

27 Haziran 2018 17:56

Manisa'nın Soma içesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu 51 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde 22'nci duruşmanın oturumlarına bugün (27 Haziran 2018) devam edildi. Duruşmada ikinci bilirkişi raporundan sonra, şirketin patronu Alp Gürkan'la birlikte hakkında dava açılan Hayri Kebapçılar savunmasını yaptı. Can Gürkan'ın savunma yapmasının ardından mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi

Davayla sonradan dahil edildiğini söyleyen Kebapçılar, "Savcının isnatlarına ve bilirkişinin suçlamalarına hukuki olarak katılmak mümkün değil. İlk soruşturmada hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Son bilirkişi raporunda suç isnat edildi, suç yaratıldı" dedi.

2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası

Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 51 sanığın yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 22'nci duruşmanın oturumu ile devam edildi. Yoklamayla başlayan duruşmada tutuksuz sanıkların esasa ilişkin savunmalarının alınmasına geçildi.

Duruşmada ilk olarak ikinci bilirkişi raporundan sonra şirketin patronu Alp Gürkan'la birlikte hakkında dava açılanlar arasında yer alan Hayri Kebapçılar savunmasını yaptı. Davayla sonradan dahil edildiğini söyleyen Kebapçılar, şunları kaydetti:

"Savcının isnatlarına ve bilirkişinin suçlamalarına hukuki olarak katılmak mümkün değil. İlk soruşturmada hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Son bilirkişi raporunda suç isnat edildi, suç yaratıldı. Ben firmada çalıştığım sırada sağlık sorunlarım nedeniyle işi bıraktım. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'de hiçbir zaman görevim gereği karar veren makamda olmadım. Teknik sorumlu müdür yardımcısıydım, sonradan sağlık sorunlarımdan dolayı projelerden sorumlu müdür yardımcılığına geçirildim ve haftanın iki günü çalışıyordum."

Zaman zaman araya giren Mahkeme Başkanı Salih Pehlivanoğlu'nun soruşturmaya ilişkin sorularını da cevaplandıran Hayri Kebapçılar, şirketteki üretim baskılarına yönelik suçlamalarla ilgili olarak, "Şirketten aldığım pirim üretime bağlı olarak değişmedi, sabit kaldı. Maaşım da diğer sorumlulardan düşüktü" diye konuştu.

Projelerin uygulanışları hakkında da bilgi veren Hayri Kebapçılar, şöyle dedi:

"Yapılan projeler Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nden (MİGEM) onaylandıktan sonra yapıldı. Projelerin uygulanması denetlenmesi hiçbir zaman benim görevim olmadı. Onaylar, MİGEM, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın tekelindedir. Projelerde aykırılık varsa planın değiştirilmesini TKİ isterdi. TKİ projeyi uygularsa MİGEM'e gider, projenin uygulanabilirliği incelenirdi. Projelerin aksaması durumunda ağır yaptırımları vardı, bunun için önemle üzerinde durulması gerekiyordu. En ufak ihmal dahi yaptırımlara neden oluyordu. Denetimlerde de zaten kanuna aykırı projeler bulunmadı."

Sanık savunmasından: Bilirkişiler raporlarında projeleri incelememişler

Sık sık bilirkişilerin raporlarına atıfta bulunan Hayri Kebapçılar, "Bilirkişiler raporlarında projeleri incelememişler. İnsan hayatlarının hiçe sayıldığı intibağı vermişler bu nedenle hatalıdır. 35 yıllık meslek hayatımda çeşitli kademelerde bulundum. Benim hayatımda ilk kez böyle bir olay yaşandı. Kaza kesinlikle öngörülemeyen bir olaydı. Bu kadar hızlı bir gaz, duman olmaz. 50 PPM'de sensörler zaten ikaz verirdi. Şu ana kadar kazaya dair söylenenlerin hepsi varsayım, hiçbirisi kanıtlanamadı. Bu kadar hızlı duman yayılmasına ne neden oldu ben de bilemiyorum. Kaza hepimizi derinden yaraladı. Beraatimi istiyorum" dedi.

Mehmet Ali Günay Çelik savunma yaptı

Duruşmada daha sonra tutuksuz sanıklardan Mehmet Ali Günay Çelik savunmasını yaptı. Bilirkişi raporlarını eleştiren Mehmet Ali Günay Çelik şunları söyledi:

"İlk bilirkişi raporunda topuk kömürünün yandığı vardı. İkinci bilirkişi raporunda bunun olmadığı ortaya çıktı. İkinci bilirkişi raporunda da metan yazılıydı ve ben neden orada metan olmadığını ayrıntılarıyla daha önce açıkladım. Metan hızla yanar diyorlar. Ocak içerisinde yakındaki insanların zarar görmemesi, bunun metan olmadığını ortaya koyar. Eski imalatların eksik incelendiğine dair de suçlamalar var. Bu iddiaya işçiler ifadelerinde yanıt verdi, böyle olmadığına dair yanıt verdi. Ocak içerisinde emniyetçiler de vardı sensörler de. Gaz ölçümünün olmadığına dair iddialar hayatın olağan akışına ters. Eski imalatların önünde sensörler vardı, emniyetçiler vardı. Daha önce kömür çıkartılan bölgelere kül veriyorduk."

Gaz maskelerine ilişkin savunma

Gaz maskelerine yönelik suçlamalar konusunda da savunmasını yapan Mehmet Ali Günay Çelik, "Gaz maskelerinin bakımı belli periyotlarda yapılırdı. Bunu tekniker arkadaşımız yapardı. Zaten rutin olarak yapılırdı. Arızalı olanlar değiştirilirdi. Benim görevim maskelerin işçilerin üzerinde takılı olup olmadığına bakmaktı" dedi.
 

Sanıklar beraatlerini istedi

Aranın ardından söz alan tutuksuz sanıklar, beraatlerine karar verilmesini istedi. Bu sırada acılı madenci aileleri ise sanıklara tepki gösterdi.

Son savunmayı Can Gürkan yaptı

Tutuksuz sanıkların da savunmalarını tamamlamasından sonra, tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan tekrar savunma yaptı. Gerçek anlamda yargılandıklarını hissetmediklerini söyleyen Can Gürkan, "Bu çok büyük bir dava. İlk bilirkişi heyetini dinlemek istedik. Reddedildi. Bilirkişileri dinlemek böyle teknik bir davada haktır, hatta şarttır. İkinci bilirkişi raporu ise metan tespitinde bulundu. Sonra bundan geri adım attılar. Bilirkişilerin dinlenememesi, hak ihlalidir. Reddedildi, çünkü bilirkişiler gelseydi sorularımıza cevap veremeyeceklerdi. Rapor zarar görmesin diye reddedildi. Geri dönüp baktığımız zaman, 'Bu, gerçeğin ortaya çıkması için yapılan bir yargılama' diyemiyoruz. Dosyada her şey açık gibi duruyor, ancak derinlemesine baktığınız zaman çelişkilerle dolu. Delil olmadan suçlamalar vardı. Ben şirketimde bir gün gelir de bu işe devam edersem teknik işlere yine karışmayacağım. Ben patron olarak teknolojiyi getirmeye çalıştım. Soma'da teknoloji adımını ilk atan biziz" dedi.

Zaman zaman ekrandan görüntülerle de savunmasını destekleyen Can Gürkan, "Bu olayı böyle kör topal bırakmak bizim adalet sistemimize yakışmadı. Maddi gerçek çok önemliydi, göremedik. Can Gürkan'ın cezalandırılmasından çok daha önemli olan gerçeğin ortaya çıkması ama esasa gelemedik. Zamanın gerçeği ortaya çıkartacağına inanıyorum. Gönül isterdi ki gerçek ortaya çıksın. Bunu da tarihe not düşüyorum. Ben hep ithamlarla suçlandım. Delilsiz ithamlarla yargılandım. 4 yıldır yargılandığım hukuk değildi. Ben hukukun tecelli edeceğine inanıyorum" diye konuştu.

Can Gürkan'ın savunmasının ardından ise sanık avukatlarının esasa ilişkin savunmalarına geçildi.

Mahkeme Başkanı Salih Pehlivanoğlu, duruşmayı yarına erteledi.




Davanın geçmişi

Manisa'nın Soma ilçesinde, 13 Mayıs 2014'teki maden kazasında, 301 madenci hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Facianın yıl dönümüne 2 ay kala 2 Mart 2015 tarihinde iddianame, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 kişi için 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20- 25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2- 6 yıl hapis cezası istendi. Tutuksuz 38 zanlı için de 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapis istendi; ancak bu kişilerden 25'inin cezalarının, 'kusur' durumundan dolayı 3'te 1 oranında artırılması talep edildi. Geçen yıl 25 Aralık'taki duruşmada da tutuklu sanıklardan maden mühendisleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Geçen yıl 17 Ekim'deki bir diğer duruşmada da vardiya amiri ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik, adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Son bilirkişi raporundaki suçlamalardan dolayı Alp Gürkan, Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç hakkında 'bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek'ten 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı ve bu dosya ile birleştirildi. Dava açıldığında 46 olan sanık sayısı da 51'e yükseldi.


Davanın tutuklu sanıkları


Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan 5 kişi şöyle:

"Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik ve maden mühendisi Ertan Ersoy."

Tutuksuz yargılanan 46 sanığın isimleri ise şöyle:

"Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin patronu Alp Gürkan, yönetim kurulu üyeleri Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç ile mühendisler Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Mehmet Ali Günay Çelik, Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal."