Başbuğ'un verdiği 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonu, Hakkâri'de 4 askerin şehit olduğu haberinin burukluğuyla geçti.
Resepsiyona, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bazı bakanlar, kuvvet komutanları,yüksek yargı organlarının başkan ile temsilcileri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DSP Genel Başkanı Masum Türker ile siyasi parti temsilcileri, üst düzey bürokratlar, üst düzey askeri personel, eski bakanlar, şehit ve gazi yakınları, iş adamları, sanatçılar, yazarlar, yabancı misyon şefleri, uluslararası örgütlerin temsilcileri, emekli generaller ile bazı basın kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Cumhurbaşkanı Gül, resepsiyona gelişinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ tarafından kapıda karşılandı.
Foto muhabirleri ve kameramanların resepsiyonun bazı anlarından görüntü almalarına izin verildi.
Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Şahin ve Başbakan Erdoğan, resepsiyonda yaklaşık 1,5 saat kaldıktan sonra ayrıldı. Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Şahin ile Başbakan Erdoğan'ı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ uğurladı.
Resepsiyon bu yıl daha geniş katılımla yapıldı. Resepsiyona Ankara Valiliği tarafından belirlenen ve değişik ilçelerden temsilci olarak seçilen 100 vatandaşın da aralarında bulunduğu toplumun her kesiminden yaklaşık 4 bin kişi davet edildi.
Merkez Orduevindeki resepsiyonda büyük bir ''Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye'' yazısı yer alırken, aynı tema eşliğinde barkovizyon gösterimi yapıldı. Toplumun değişik kesimlerinden temsilcilerin Zafer Bayramı'na ilişkin duygu ve düşünceleri konuklara yansıtıldı.
Resepsiyonda gazetecilerle sohbet eden Orgeneral Başbuğ, ''Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye'' sloganının nasıl oluşturulduğu konusundaki soru üzerine, bunun güzel bir slogan olduğunu belirterek, ''Güçsüz ordu olsa Türkiye güçlü olur mu? Güçsüz Türkiye olsa, güçlü ordu olur mu? Bu ikisi birbirine bağımlı. Gerçekten güçlü Türkiye, güçlü ordu demek. Ordu Türkiye'nin güçlü olmasına katkı sağlayan en büyük etmenlerden biri'' dedi.
Orgeneral İlker Başbuğ, bir soru üzerine de 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerinde geçiş yapan sancak sayısının 50 civarında olduğunu, Türkiye genelinde ise 160 sancak bulunduğunu söyledi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlke Başbuğ, basın mensuplarıyla sohbeti sırasında Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve 30 Ağustos'a ilişkin tarihi bilgiler de aktardı.
Resepsiyonda geçmiş yıllardakinden farklı olarak, Atatürk'ün giydiği kıyafetlerden oluşan, Faruk Saraç'ın hazırladığı ''Sarı Zeybek Defilesi'' sunuldu. Sanatçı Cihan Ünal'ın sunduğu defilede Atatürk'ün yaşamından kesitler ve Cumhuriyet tarihindeki dönüm noktaları barkovizyon eşliğinde aktarıldı. Cihan Ünal, sunumunda Türk şairlerinde alıntılar da yaptı.
Türk müziğinin değişik sesleri eşliğinde sunulan defilenin sonunda sahneye çıkan mankenler hep bir ağızdan 10. Yıl Marşı'nı seslendirdi ve davetliler de kendilerine eşlik etti.
Yaklaşık bir saat süren defilenin sonunda görev alanlara plaket ve çiçek verildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, resepsiyonun son bölümünde mankenlerle anı fotoğrafı çektirdi.
Orgeneral Başbuğ, defileyi değerlendirirken, ''Bu gece için çok anlamlı oldu'' ifadesini kullandı. Orgeneral Başbuğ, defilede sunulan Atatürk giysilerini hazırlayan Faruk Saraç'a teşekkür ederek, ''Atatürk halkla iç içe bir liderdi. Onun kadar halkın içinde olan bir lider yoktur'' dedi.
-93 YAŞINDAKİ KORE GAZİSİ-
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Şahin ve Başbakan Erdoğan'ı uğurladıktan sonra tek tek masaları dolaştı.
Orgeneral Başbuğ, resepsiyona Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesinden gelen 93 yaşındaki Kore Gazisi Hasan Gökçen ile yakından ilgilendi. Gazi Gökçen'in elini öpen Orgeneral Başbuğ, ''Sizin eliniz öpülür, başka kimsenin değil'' diye konuştu. Hasan Gökçen, 1937 yılındaki bir tatbikat sırasında Atatürk'ün madalya ile ödüllendirdiğini, üç oğlundan birinin albay, diğerlerinin de astsubay olarak TSK bünyesinde görev yaptığını söyledi.
Orgeneral İlker Başbuğ'un ilgilendiği davetliler arasında ''İç Güvenlik Harekatı''nda yaralanan gaziler de vardı. Şırnak'ta terörle mücadelede yaralanan Piyade Üsteğmen Özgür Belen ile bir süre sohbet eden Orgeneral Başbuğ, Belen'i yanaklarından öptü.
Ankara'nın değişik ilçelerinde davet edilen vatandaşlarla da bir süre sohbet eden Orgeneral Başbuğ'a, bu bölümde Ankara Valisi Kemal Önal da eşlik etti. Bu gruptaki davetlilerden bir kişi Orgeneral İlker Başbuğ'a Türk bayrağı desenli bir kravat armağan etti. Orgeneral Başbuğ ise ''günün en anlamlı hediyesi bu oldu'' diyerek, kendisine teşekkür etti.
Orgeneral Başbuğ, bir şehit yakını ile konuşurken, şehit haberlerine değinerek, ''Üzülüyoruz, yüreğimiz yanıyor ama yüreğimize taş basıyoruz, mücadeleye devam ediyoruz. Bütün hedefimiz, en azından acıları azaltmaya çalışmak'' dedi.
Orgeneral İlker Başbuğ, masalara dolaşırken, bir ara TRT kameramanında mikrofonu alarak sanatçı Rüştü Asyalı ile röportaj yaptı. Asyalı'dan resepsiyonu değerlendirmesini isteyen Orgeneral Başbuğ, ''Böylece ben sorulardan kurtuldum'' diye espiri yaptı.
Resepsiyonda, halk müziğinin ustalarından Neşet Ertaş ile de bir süre sohbet eden Orgeneral Başbuğ, bu sırada bir gazetecinin sanatçıyı dinleyip dinlemediğini sorması üzerine, ''Nasıl dinlemeyeyim... Tabi ki, seve seve'' karşılığını verdi. Neşet Ertaş'a resepsiyona katıldığı için teşekkür eden Orgeneral Başbuğ, sanatçı olmanın yetenek ve duygu istediğini söyledi. Ertaş da ''Aşkı duymayan müziği anlamaz, müzik aşkın icadıdır'' diye konuştu.
Orgeneral İlker Başbuğ, resepsiyona katılan sanatçılardan Metin Akpınar ve Ayten Gökçer, televizyon ekranlarından tanınan Ayşe Özgün ile de bir süre sohbet etti.