Dünya

3 Nisan dünya basını

03 Nisan 2009 03:00
İNGİLİZ BASINI

Gazetelerin ortak konusu Londra'daki G20 zirvesi...

Zirvenin sonunda çıkan uzlaşmayı manşetden veren gazeteler, genelde olumlu değerlendirmeler yapıyor. Farklı manşet ve birinci sayfa fotoğrafları da gazetelerin konuya ilişkin kendi vurgu ve tercihlerini ortaya koyuyor...

Independent "Obama yeni dünya düzenini selamlıyor" başlığı altında, ABD Başkanı Barack Obama'nın zirveye katılan ülkelerin bayrakları önünde bir fotoğrafına yer veriyor. Gazete, ABD Başkanı'nın G20 zirvesinde, resesyona son verecek tarihi bir anlaşmanın ortaya çıkmasını sağladığını belirtiyor ve anlaşma ardından piyasaların yükselişe geçtiğini kaydediyor.

Gazetenin ekonomi yazarlarından Hamish McRae anlaşmaya rağmen ekonomik gerilemenin süreceğini ancak zirve sonucunun piyasalara güven vermesi gerektiğini belirtiyor. Yazara göre bu zirve, zaman içinde kendi kendine iyileşecek bir yaranın üzerine sarılan bir bandaj niteliğinde.

Gazetinin diğer bir yazarı Mary Dejevsky de zirveden, yeni ittifakların kurulup, eski ideolojilerin öldüğünü ve dünyanın değişmekte olduğu sonucunun çıktığını belirtiyor.

Guardian benzer bir başlık ve fotoğrafı İngiltere Başbakanı Gordon Brown için kullanıyor. "Brown'un yeni dünya düzeni" başlığını atan gazete, İngiltere başbakanının zirveye katılan ülkelerin bayrakları önündeki fotoğrafına birinci sayfasında yer veriyor.

Liderlerin küresel ekonomik canlanma için 1 trilyon doları aşkın bir teşvik programı üzerinde anlaşmaya vardıklarını belirten gazete, bankacılık sektörüne yönelik yeni kuralların hayata geçirileceğini ve vergi cennetlerinin üzerine gidileceğini yazıyor.

Guardian yazarlarından Jonathan Freedland İngiltere başbakanının, çok başarılı bulunduğu eski görevi olan, maliye bakanlığına gönderme ile "Başbakan 36 saatliğine en iyi rolünü oynadı: dünyanın maliye bakanlığını yaptı" diyor.

Daily Telegraph birinci sayfa fotoğrafı olarak zirveden bir görüntü yerine, ABD Başkanı Obama'nın eşi Michelle'in kızlarına sarılırken fotoğrafını tercih etmiş.

"Karşı saldırı burada başlıyor" başlığını atan gazetenin ekonomi editörü Edmund Conway, "bu gösterişli plan işsizlerin sayısını azaltmayacak" diyor. Yazara göre, zirvede alınan kararların işsizlik üzerinde yakın dönemde önemli bir etkisi olmayacak, bunun nedeni ise finans kurumlarına yönelik sıkı denetimin bu kurumları daha temkinli hale getirecek olması. Daily Telegraph'ın ekonomi editörü bu yüzden bankaların daha az kredi vereceğini, bunun da ekonominin canlanmasını yavaştacağı kanısında.

Financial Times birinci sayfasında İtalya lideri Berlusconi, Rusya lideri Medvedev ve ABD lideri Obama'nın eller omuzlarda neşe içinde kameralara verdiği hiç de resmi olmayan poza yer veriyor. Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan da hemen Obama'nın yanında üç lideri gülümseyerek izliyor.

Gazete üzerinde anlaşmaya varılan teşvik paketinin büyük kısmının gelişmiş ekonomilere gideceğini ancak görece fakir ülkelerin de bilindik IMF koşulları olmadan bazı kaynakları kullanabileceğini kaydediyor. Dünya liderlerinin bankacılık sektöründe gizliliğin üzerine gideceğini belirten gazete, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin bu konuda sağlanan anlaşmadan kendine önemli bir pay çıkardığını belirtiyor.

Times finans piyasasına yönelik kuralların sıkılaştırılmasında önemli rolü olduğunu ileri süren Fransa liderinin, geçmişte zenginlerin paralarının vergi cenneti İsviçre'de saklanmasına yardımcı olduğu iddialarına yer veriyor. Gazeteye göre, Sarkozy'nin avukatlık yaptığı dönemde, zengin müşterilerinin İsviçre'de kendilerine vergi avantajı sağlayacak hesaplar açmasında rol oynadığının ileri sürülüyor. Gazete, bir süredir "ahlaklı bir kapitalizm" çağrısı yapan Sarkozy için bu iddiaların biraz can sıkıcı olacağını belirtiyor

Times'a göre, zirveden çıkan birlik görüntüsüne rağmen NATO bünyesinde Afganistan konusunda anlaşmazlık var. Gazete İngiltere Başbakanı Brown'un "bu gün dünyanın küresel resesyonla mücadele için bir araya geldiği gündür" dediğini aktarıyor ancak bugün Strazburg'da yapılacak NATO zirvesinden benzer bir birlik görüntüsü çıkmayacağını yazıyor.

Gazeteye göre, özellikle Afganistan'a gönderilecek asker sayısı konusunda anlaşmazlıklar var. Gazete, ABD'nin Afganistan'daki en yakın müttefiki olan İngiltere'nin halen bu ülkede görev yapan sekiz bin askerine iki bin ekleme yapmaya gönülsüz olduğunu aktarıyor. Gazeteye göre, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, zirvede "müttefiklerinin kaynaklarını ihtiyaçlara nasıl uyarlayacağını" duymak istediğini söylüyor.

Independent da NATO'nun yeni genel sekreterinin kim olacağı konusunda da sorunlar yaşandığını belirtiyor. Gazeteye göre sorunun kaynağı da Türkiye.

NATO'nun yeni genel sekreterliğine en güçlü aday Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen; gazete geçmişte Danimarka'yla yaşanan "karikatür krizi" nedeniyle Türkiye'nin Rasmussen'in genel sekreter olmasını kabul etmediğini belirtiyor. 2006 yılında bir Danimarka gazetesi müslümanlar arasında bir kesimin tepkisini çeken bir Hz. Muhammed karikatürü yayınlamış, Rasmussen de bu konuda özür dilemeyi reddetmişti.

Guardian uluslararası haberler sayfasında, Taliban tarafından falakaya yatırılan genç kıza ilişkin bir habere yer veriyor. Haberin kaynağı Taliban'ı yüz üstü yere yatırılmış bir kadını falakaya çekerken görüntüleyen vidyo kaydı. Gazeteye göre bu kişinin 17 yaşında olduğu söyleniyor, falakaya yatırılma nedeni ise evli bir erkekle ilişkisi olduğu iddiaları.

Bu olayın Pakistan sınırları içindeki islamcı militanların etkin olduğu Swat vadisinde olduğunu belirten gazete, aynı sayfadaki diğer bir haberinde de, bölgede şeriat uygulamasının başlaması nedeniyle halkın korku içinde olduğunu bildiriyor. (BBC Türkçe)

ABD BASINI (2 Nisan)

Obama-Medvedev görüşmesini değerlendiren Washington Post Amerika-Rusya ilişkilerinde yeni bir dönem başladığını belirtiyor. Gazete, Obama’nın Bush’tan farklı olarak Rus liderlerle kişisel ilişki kurmak yerine somut çıkarları öne çıkarttığını vurguluyor:

"Obama nükleer silahların denetimi için yeni bir anlaşma imzalanması konusunu gündeme getirdi, İran ve terörle mücadele konularında Moskova’dan işbirliği istedi. Ancak Obama’nın, bu konularda işbirliğinin, Rus otokrasisine ya da Rusya’nın yeni emperyalizmine göz yummak anlamına gelmeyeceğini de açıkça vurgulaması gerekir. Kremlin bu politikalarında ısrar ettiği sürece, küresel sorunlarda Amerika’nın ortağı olma düşüncesi, bir fantezi olmaktan ileri gitmeyecektir."

Christian Science Monitor Obama’nın serbest ticareti savunurken korumacı politikalar uygulamasını eleştiriyor. Gazete, Amerika gümrük duvarlarını yükseltirken, Obama’nın G-20 zirvesinde serbest ticaret çağrısı yapmasının inandırıcı olmayacağına işaret ediyor:

"Geçen Kasım ayında yapılan G-20 zirvesinde korumacı anlayışla mücadele kararı alınmıştı. Ancak Dünya Bankası’na göre, o günden bu yana 20 ülkeden 17’si ticareti kısıtlayan kurallar getirdi. Yine Dünya Bankası verilerine göre, bu yıl küresel ticaret hacmi % 6,1 oranında azalacak. Bunun dünya ekonomisinde % 1’lik bir daralmaya neden olacağı tahmin ediliyor. Eski bir sendika lideri olan Brezilya devlet başkanı, küresel krizin çözümünün, ticaretin daha da serbestleşmesi olduğunu söyledi. Aslında bu açıklama, dünyanın en büyük pazarı olan Amerika’nın, diğer ülkelerin mallarına kapılarını kapatmaması umudunu yansıtıyor. Umudun başkanı olarak seçilen Obama, hayal kırıklığı yaratmamalıdır."

USA Today bankaların ellerindeki batık kredileri, değerinin çok üstünde satmaya çalıştığını yazıyor. Gazete bankaları, ellerindeki değersiz kağıtları altına dönüştürmeye çalışmakla suçluyor:

"Aylardır süren lobi faaliyetlerinin sonunda bankacılık sektörü, elindeki çoğu batık olan kredileri, şu anki piyasa değerinin çok üstünde rakamlarla muhasebe kayıtlarına geçirme savaşını kazanmak üzere. Belki muhasebe standartlarının böylesine yumuşatılması, bankaların kağıt üzerinde değer kazanmasına yol açabilir. Ancak yatırımcılar ve bu uygulamaya göz yuman kurumlar bundan zarar görecektir. Eğer bankalar ellerindeki kredilerin değerinin altında olduğunu düşünüyorlarsa, bunu kamuoyuna açıkça ifade etsinler ve ellerindeki kredilerin gerçek değerine yatırımcılar karar versin."

Boston Globe Amerika’nın Meksika’da uyuşturucu çetelerine karşı yürütülen mücadeleye yeterince destek vermediği görüşünde. Gazete, Amerikalı yetkilileri özellikle silah kaçakçılığı ve kara para aklanmasına karşı daha etkili önlemler almaya çağırıyor:

"Silah ve uyuşturucu kaçakçılığı birbirinden ayrı düşünülemez. Ve bu kaçakçılık türleri hem Amerika hem de Meksika için bir tehdit oluşturuyor. Amerika, istihbarat paylaşımına daha fazla ağırlık vermelidir. Uyuşturucu çetelerine karşı yürütülen mücadele sadece sınırdaki önlemlerle kazanılamaz. Amerika’nın uyuşturucu talebini azaltması, Meksika’nın istikrarı açısından hayati bir önem taşıyor. Obama yönetimi, elindeki bütün olanakları devreye sokmalıdır. Böylesine zor bir dönemde güney komşusunu yalnız bırakmamalıdır." (Voice of America)
(Saat farkından ötürü ABD basını özetleri gecikmeli olarak verilebilmektedir)