-3 FIRKATEYN DAHA LİBYA'YA GİDİYOR ANKARA (A.A) - 24.02.2011 - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, tahliyeler için giden gemilerin güvenlik refakatini sağlamak amacıyla 3 firkateynin daha hazırlandığı ve Libya'ya sevk edileceği haberlerinin doğru olduğunu belirterek, "Her firkateyn zaten mevcut koşullarda nasıl açık denize çıkıyorsa o koşullarda çıkıyor. Bunun, yeni ya da özel bir şey olduğunu söylemek mümkün değil" dedi. Dışişleri Bakanlığında oluşturulan kriz merkezinin sözcüsü de olan Ünal, Dışişleri Bakanlığında yaptığı olağan basın toplantısında soruları yanıtladı. Libya'daki olaylar sonrası 19 Şubattan bu yana hava ve deniz yoluyla Libya'dan Türkiye'ye getirilen vatandaşların sayısının 7062 olduğunu açıklayan Ünal, 21 yabancı ülkenin, vatandaşlarının tahliyesi için Türkiye'den yardım istediğini, bu taleplere olumlu bakılmakla birlikte önceliği Türk vatandaşlarının tahliyesine verdiklerini kaydetti. Ünal, "Orhan Gazi-1" ve "Osman Gazi-1" feribotlarıyla Türkiye'ye getirilen yabancı ülke vatandaşlarının sayısının 59 olduğu bilgisini verdi. "İskenderun" adlı askeri personel gemisinin de öğle saatlerinde Bingazi limanına varacağını, dün yola çıkan feribotun da yine bugün Libya'ya varmasının beklendiğini belirten Ünal, bu gemilerde de Türk vatandaşlarına öncelik verileceğini, ancak diğer ülke vatandaşlarının da gemilere alınmaya çalışılacağını söyledi. Sözcü Ünal, Libya'da yetkili makamların Türkiye'ye ve Türk vatandaşlarına yaklaşımına yönelik bir soru üzerine, tahliye operasyonlarındaki en büyük sıkıntının Libya'da tam istikrarın bulunmaması ve her zaman her makama ulaşılamaması olduğunu belirterek, "Bunun bize yönelik bir tavır olduğunu düşünmüyoruz. Daha ziyade ülkedeki yerel durumla ilgili. Bizim şu aşamada gördüğümüz; vatandaşlarımıza herhangi bir özel kasıt, husumet ve başka bir düşmanca davranışın olmadığı yönündedir. Bunun bu yönde devam etmesi en samimi temennimizdir" diye konuştu. Türk vatandaşlarının ve dost ve kardeş Libya halkının can güvenliğinin Türkiye için önemli olduğunu vurgulayan Ünal, "Vatandaşlarımızın can güvenliği tabii ki Libya halkına ve Libya hükümetine emanettir. Yerel makamlarla veya Libya halkıyla çeşitli seviyelerde elimizden gelen işbirliği sürdürülmektedir" dedi. Ünal, vatandaşların kara yoluyla Tunus ve Mısır'a geçirilmesi ve oradan hava yoluyla Türkiye'ye getirilmesi konusunda yardımcı olan Mısır ve Tunus makamlarına da teşekkür etmek istediklerini ifade etti. Başka bir soru üzerine Ünal, Türkiye'nin uluslararası toplum nezdindeki girişimlerinin iki şekilde değerlendirilebileceğini belirterek, krizin başladığı andan itibaren gerek değerlendirmelerini almak, gerek vatandaşların durumunu görüşmek üzere Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu arayan çeşitli ülkelerin dışişleri bakanları olduğunu, bu görüşmelerde Türkiye'nin bölgeye ilişkin görüşlerinin de ele alındığını kaydetti. Ünal, ayrıca AB ve BM Güvenlik Konseyi'nde yapılan görüşmeleri de izlediklerini söyledi. -ÇELİK'İN CENAZESİ İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR- Libya'da hayatını kaybeden işçi Yunus Emre Çelik'in cenazesinin Türkiye'ye gelip gelmediğini sorulması üzerine, bu konudaki çalışmalarının sürdüğünü belirterek, "Biliyorsunuz herhangi bir cenazeyi herhangi bir ülkeden çıkarmak için o ülke makamları nezdinde yapılması gereken bazı işlemler ve alınması gereken izinler var. Şu anda Büyükelçiliğimiz bunun üzerine çalışıyor. Bu konuda netleşme olduğunda kriz merkezinden duyurumuz olacak. Ama tabii bunu öncelikle ailesiyle paylaşacağız" diye konuştu. Türkiye'nin 3 firkateyninin Akdeniz'de olduğu yönündeki haberlere ilişkin bir değerlendirme yapan Ünal, vatandaşların tahliyesi için Libya'ya giden feribotların güvenlik refakatini sağlamak amacıyla 2 firkateynin yola çıkarıldığını, bunlardan bir tanesinin dün gemilerle birlikte geri döndüğünü kaydetti. Ünal, "3 firkateynimizin daha hazırlandığı ve sevk edileceği doğrudur. Her firkateyn zaten mevcut koşullarda nasıl açık denize çıkıyorsa o koşullarda çıkıyor. Bunun için yeni ya da özel bir şey olduğunu söylemek mümkün değil" diye konuştu. Başka bir soru üzerine, bazı Türk vatandaşlarının çeşitli olaylara karıştığı, gözaltına alındığı veya tutuklandığına yönelik haberleri kendilerinin de izlediğini, Libya makamları nezdinde bu konuda Trablus'ta resmi girişimde bulunduklarını belirten Ünal, "Bize şu aşamada ulaşan resmi bir bilgi bulunmamaktadır" dedi. Selçuk Ünal, Libya'daki olaylarda Türkiye'nin tavrına ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı: "Bizim için Libya'da en öncelikli konu vatandaşlarımızın can güvenliği, biliyorsunuz 25 binden fazla vatandaşımız var. Üç gün içinde 7 binden fazla vatandaşımız geldi. Buradaki temel yaklaşımımız Libya'yı boşaltmak, Libya'yı terk etmek değil. Çünkü bu ülkede çok sayıda vatandaşımız yaşıyor, çalışıyor. Libya'yı terk ediyor değiliz, ancak tabii ki ayrılmak isteyen vatandaşlarımızın hepsini de buraya getireceğiz. Ama bu tüm vatandaşlarımızı tahliye etmek şeklinde algılanmamalıdır. Nitekim güvenli olan bölgeler bulunmaktadır. Buradaki vatandaşlarımız, kriz merkezimiz, büyükelçiliğimiz ve başkonsolosluğumuzla yaptığı temaslarda, hepsi gelmek gibi bir arzu beyan etmemiştir. İkinci olarak biz bölgedeki her halkın dile getirdiği meşru taleplerin dinlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunu her ülke için de söylüyoruz." Türkiye'ye son derece yakın olan Libya halkının bu son dönemden mağdur olmayarak geçmesini ve bu yönde adımlar atılmasını da beklediklerini kaydeden Ünal, artık üyesi olmamasına rağmen Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi üyeleri nezdinde temas, girişim ve çalışmalarının sürdüğünü söyledi. -176 YOLCU DAHA TÜRKİYE'YE DÖNDÜ- Trablus Havaalanı'ndan kalkan ve Rönesans şirketinin çalışanlarını taşıyan uçakla, 175'i Türk, biri Faslı 176 kişi Antalya'ya geldi. Mısır'a ait bir uçakla Antalya Havalimanı'na gelen, Libya'da faaliyet gösteren Rönesans inşaat şirketinin çalışanları, havalimanında şirket yetkililerince karşılandı. Kendileri için hazırlanan kumanyalardan yiyen yolcular, daha sonra otobüslere alındı ve memleketlerine gönderilmek üzere otogara götürüldü. Türkiye'ye geldikleri için çok mutlu olduklarını belirten işçiler, Libya'da yaşananları gazetecilere anlattılar. Şirketin Yönetici Asistanı Faslı Jihane Abeyire, kendilerini Libya'dan kurtaran Türk hükümetine ve kendisine yardım eden Türklere teşekkür etti. Abeyire, uçakla İstanbul'a, oradan da ülkesine gideceğini söyledi. Şirketin finansman bölümünde çalışan Çağatay Yılmaz, şirketin şantiyesinin çok güvenli olduğuna işaret ederek, yiyecek ve içecek sorunu da yaşamadıklarını bildirdi. Trablus'ta çok fazla olay olmadığını anlatan Yılmaz, ''Ancak televizyonlar öyle yayın yapıyorlar ki biz bile korktuk. Aileler rahat olsun, herhangi bir sorun yok'' diye konuştu. İnşaat Teknikeri Şadi Aktekin, yaşadıkları bölgede şu ana kadar fazla sorun olmadığını ancak yarın büyük olaylar beklendiğini ifade etti. Herkes tedirgin olduğunu, Trablus Havaalanı'nda 12 saat kadar beklediklerini anlatan Aktekin, ''Orada bazı sorunlarla karşılaştık ama şantiyede bulunduğumuz sürede sorun yoktu'' dedi. Şirkette kaynakçı olarak çalışan Niğdeli Orhan Başekin, kendilerinin sorun yaşamadığını ancak sorun yaşayanlar olduğunu belirterek, Türkiye'ye döndükleri için çok mutlu olduklarını söyledi. Gaziantepli Ali Haydar Yavuz da, Libya'da 30 bine yakın Türk bulunduğunu ifade etti. Bazı siyasi parti temsilcilerinin onları düşünmeden açıklama yaptığını öne süren Yavuz, bunlara tepki gösterdi. Rönesans şirketi yetkilileri, bugün beklenen ikinci uçakla 184 kişinin daha Antalya'ya geleceğini bildirdiler. -GECEYİ MARMARİS'TEKİ OTELLERDE GEÇİRDİLER- Libya'nın Bingazi Limanı'ndan ''Orhan Gazi-1'' ve ''Osman Gazi-1'' feribotlarıyla tahliye edilen 59'u yabancı uyruklu bin 780 yolcu, geceyi Marmaris'te kendilerine tahsis edilen otellerde geçirdi. Marmaris Limanı'na girişinde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından karşılanan yolcular, dün gece konakladıkları otellerde, yaşadıklarını Anadolu Ajansı ekibine anlattı. Yolcular, Libya'da yaklaşık 1 hafta süren sıkıntılı bir süreç geçirdiklerini ve 22 saat süren zorlu bir yolculuğun ardından Türkiye ulaştıklarını belirterek, temiz bir yatakta uyumanın mutluluğunu yaşadıklarını söylediler. Tahsis edilen otellerde kurulan masalarda kendilerine 100'er lira dağıtıldığını ifade eden yolucular, ''Öğrendiğimiz kadarıyla yol harçlıklarını, Libya'da faaliyet gösteren şirketler dağıtıyor. Bugün öğle saatlerinden itibaren otobüslerle memleketlerimize döneceğiz'' dedi. -SOPALARLA NÖBET- ''Osman Gazi-1'' feribotuyla Türkiye'ye gelen yolculardan Ömer Cinoğlu, yaklaşık 6.5 ay önce çalışmak için Libya'ya gittiğini ve yaşadıklarını cep telefonu ile görüntülediğini anlattı. Libya'da yaşanan olaylardan dolayı büyük sıkıntı yaşadıklarını anlatan Cinoğlu, ''Olaylardan sonra çalıştığımız şantiyeye yağmacılar geldi. Onları ellerimizde soplar ve su borularıyla bekledik. Yaklaşık 100 kişi vardık. Ertesi gün gelen yağmacıları püskürtmeyi başardık'' dedi. Daha sonra Türk yetkililerin girişimleriyle tahliye işlemlerinin başladığını belirten Cinoğlu, şöyle konuştu: ''Girişimlerin ardından havaalanına gittik. Burada ilk gün fazla sıkıntı yoktu. Sadece dar yerde yattık. Ardından bir grup havaalanına geldi. Bize iyi davrandılar. Battaniye ve yiyecek içecek verdiler bize. Bu sırada havaalanının çevresinde çatışmalar vardı. Havalimanının kontrol altında tutanlar bizi önce bir hangara, bir gece sonra ise stadyuma götürdüler. Ardından feribotla ülkemize geldik.'' -SURİYELİ'LER TÜRKİYE'YE MİNNETTAR- Libya'nın farklı kentlerinde çalışan ve tahliye operasyonu kapsamında feribotlarla Marmaris'e gelen 33 Suriyeli ise ''Suriyeliler olarak başta Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile tahliye operasyonda görev alan herkese teşekkür ediyoruz'' dediler. Birisi 3 aylık olan 3 çocuğu ve eşi ile Bingazi'den Türkiye'ye geldiğini anlatan Suriyeli Mustafa Raşit, yaşanan olaylar esnasında Bingazi halkının Türkiye'ye olan sempatisini gördüğü için Türk konsolosluğundan yardım istediğini söyledi. Yardım talebine olumyu yanıt aldığını belirten Raşit, ''Bu tahliye operasyonu ile Türkiye sadece kendi vatandaşlarının değil, Suriye, Mısır, Almanya, İngiltere ve Rusya'dan da insanların hayatını kurtardı. Marmaris'te gördüğümüz misafirperverlik ise bizi çok mutlu etti'' diye konuştu. Ahmet Haswa ise üniversite eğitimini İstanbul'da gördüğü için Türkçe konuştuğunu belirterek, ''Bingazi halkı Türkleri ve Türkiye'yi çok seviyor. Özellikle Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, Arap dünyasında yaşayan tüm halkların sevgisini kazanmış durumda. Suriye vatandaşlarını tahliye eden Türkiye'ye minnettarız'' dedi. -ALMAN KRAFT: ''TÜRK HÜKÜMETİNE MÜTEŞEKKİRİZ''- Bingazi'deki Garyounis Üniversitesi'nde görev yapan Alman vatandaşı Franz Kraft da, şunları söyledi: ''Türk hükümetine müteşekkir olduğumuz belirtmek istiyorum. Biz orada çok mutluyduk Türk inşaatçılar ve onların aileleriyle birlikte çalışmaktan. Libyalı insanlar, yeni ve huzurlu bir ülke inşa etmeye çalışıyorlar. Üniversitede çalışıyorum. Ayrıca, Libya'da bir Türk şirketiyle birlikte çalışıyorum. Biz Bingazi'den çıktık ve çok mutluyuz. Ama orada bekleyen ve oradan çıkmak isteyen bir çok arkadaşımız var. Umarım onlar da bizim yakalamış olduğumuz şansı yakalar. Umarım Libyalı insanlar da yeni hükümetlerini barış ve huzur içinde kurarlar.'' -TAHLİYE İÇİN HAYATLARINI TEHLİKEYE ATIYORLAR- Bu arada, Bingazi'deki Türk konsolosluğu çalışanlarının, tahliyeleleri sağlamak için zaman zaman hayatlarını bile tehlikeye attıkları belirtildi. Konsolosluk çalışanlarının bazıları, eş ve çocuklarını feribotlarla Türkiye'ye gönderirken, kendilerini Bingazi'de kalarak, tahliyelere yardımcı oluyor. Eşinin konsoloslukta görevli olduğunu ve 11 aylık bebeği Aslı ile kendisinin tahliye operasyonu kapsamında Türkiye'ye geldiğini anlatan Ayşegül Birinci, ''Eşim orada kaldı ve biz sorun yaşamadan Marmaris'e geldik. Eşim orada kaldığı için buruk bir sevinç yaşıyorum'' dedi. Bingazi'den 2.5 yaşındaki kızı Yaren Zeynep ile birlikte ayrıldığını anlatan Serpil Ürküt ise ''Eşim orada kaldığı için merak içindeyim. Eşim Bingazi'deki konsoloslukta çalışıyor. Zor günler geçirdik'' diye konuştu. -İDO'NUN KAHRAMANLARI- Bingazi'den tahliyelerde, İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş'ye (İDO( ait Orhan Gazi-1 ve Osman Gazi-1 feribotlarının personeli de önemli rol oynadı. İlk kez uluslararası sularda yardım amaçlı görev yapan peronel Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük tahliye operasyonunda olumsuz doğa şartları ve saatlerce süren yolculuğa rağmen kahramanca görev yaptı. Feribot personeli, Türk Kızılayı tarafından getirilen kumanyaların dağıtılmasında da yardımcı oldu. Öte yandan İstanbul Sağlık il Müdürlüğü Ulusal Medikal Kurtarma ekibi de de, gemide rahatsızlanan, baygınlık geçiren yolculara müdahale etti. Gemide bulunan ağır yaralı bir hastayı 22 saat süren yolculuk boyunca gözetim altında tutan sağlık ekibi, yolculara da ilaç yardımında bulundu. -59'U YABANCI- Libya'nın Bingazi şehrinden 2 feribotla tahliye edilen bin 780 kişiden 59'unun, yabancı uyruklu olduğu belirtildi. Tahliye edilen yanacı uyruklu kişiler arasında, 33 Suriyeli, 6 Alman, 3 Fas, 4 Rus, 2 Kanada, 2 İngiliz, 1 Ürdü, 1 Libya, 1 Yunanistan, 1 Çek, 1 Arnavut, 1 İngiliz ve 1 Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşının yer aldığı belirtildi.