Gündem

29.01.2014 - Alman basınından özetler

Bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorumlar, Brüksel’deki AB-Rusya Zirvesi ile yine Ukrayna’daki son gelişmelere odaklı.

29 Ocak 2014 12:19


Düsseldorf’ta yayımlanan Handelsblatt gazetesi, Brüksel'de dün düzenlenen 32. Rusya-AB Zirvesi kapsamında ikili ilişkileri mercek altına alıyor:

“AB, gönülsüz başlattığı ‘Doğu Ortaklığı’ projesi ile Avrupa’nın doğusundaki ülkelerin Moskova’ya bağımlılığı karşısında bir denge unsuru yaratamadı. Gerçekte AB bunu istemiyor da. Zira aslında kendisi de kriz içinde bulanan AB'nin böyle bir durumda bu ülkelere üyelik perspektifi ve bunu uygulamaya geçirmek için çok miktarda para sunması gerekecek. Bundan dolayıdır ki Avrupa’nın ikinci büyük yüzölçümüne sahip Ukrayna’da istikrarın sağlanması, akan kanın durdurulması ve ülkenin bölünmesinin önüne geçilmesi için Brüksel’in -istese de istemese de- Rusya ile müzakerelerde bulunması şart. Ancak elbette Moskova’yı eski Sovyetler Birliği topraklarının hamisi olarak onurlandırmanın yaratacağı etik çekinceler de yok değil.”

Saarbrücker Zeitung’un aynı konudaki yorumu da şöyle:

“Rusya ile AB yeniden diyalog kurma zorunda. Bunun için de Avrupa’nın yeni doğu politikaları geliştirmesi lâzım. Zira Moskova'nın bölgenin istikrarı konusundaki hassasiyetlerini dikkate almadan bir ortaklık kurulması mümkün değil. Rusya ise hâlâ yayılmacı hedefleri olduğuna inandığı AB hakkındaki düşman imajını bir yana bırakmalı. Ayrıca Kremlin’in temel demokratik ilkeler konusunda anlayış eksikliği var. AB’nin insan haklarını ayaklar altına alan hiçbir rejim ile yakınlaşmayacağını artık Putin’in de kavraması zamanı gelmiştir.”

Süddeutsche Zeitung, Ukrayna’daki son gelişmeleri yorum sütunlarına taşımış:

“Ukrayna Başbakanı istifasını verdi ama Devlet Başkanı koltuğunu koruyor. Barışçıl göstericiler için genel af masada bekliyor, ama on binlerce protestocunun meydanları terk edip evlerine dönmeyi kabul etmesi şartıyla. Bunu yapmadıkları takdirde olağanüstü hal tehdidi geçerliliğini koruyor. Ülkenin çeşitli bölgelerindeki, devlet başkanlığı dairesindeki, polis ve ordudaki şahinler, ‘aşırılara’ ve ‘suç şebekelerine’ karşı boyun eğme politikalarına artık bir son verilmesi zamanının geldiği görüşünde. Ama her şeyden önce ülkede oluşturulacak yeni bir hükümet yine Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’e bağımlı olacak; Yanukoviç de Vladimir Putin’e! Bu gerçeklerden dolayıdır ki Ukrayna medyasının tonu da eski heyecanını kaybetti. Oradaki atmosfer, ülkeyi kasıp kavuran güvensizlik ortamının aynası konumunda. Hem objektif olma arzusu, hem çekinceler, hem de depresyon hali ağır basıyor.”

Frankfurter Neue Presse'nin yorumu da Ukrayna'daki muhalefet ve devlet başkanı Yanukoviç'e ilişkin:

“(Dünya eski ağır sıklet boks şampiyonu) Vitali Kliçko, muhalefetin önderlerinden biri olarak protesto hareketinin devam edeceğini açıkça belirtti. Bu doğru bir strateji. Parlamentonun çoğunluğunu kuklalar gibi dans ettiren bir devlet başkanından ne beklenebilir ki? Dün kendine bağlı milletvekilleri aracılığıyla toplantı özgürlüklerini sertleştirirken, bugün bunu da ortadan kaldırmaya yelteniyor. Yanukoviç'e güven duyulması mümkün değil. Ama devlet başkanı olarak Yanukoviç devlet içindeki önemli yerleri kendi yandaşları ile doldurdu. Yanukoviç dizginleri belki yeniden eline almaya çalışacaktır.”