Frankfurter Allgemeinne Zeitung, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin barındırıldığı kampta yaptığı konuşmayı konu alan değerlendirmesinde şu satırlara yer veriyor:
“Cumhurbaşkanı Gauck mülteci kampında yaptığı konuşmada, ‘Çocuk yaştayken, günün birinde hür bir ülkede yaşayacağım hiç aklıma gelmezdi', dedi. Bundan, Suriyeli çocuk mültecilerin hür bir ülkeye geldikleri anlamı mı çıkıyor? Joachim Gauck'un bu konuyu Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşmesi gerekir. Çünkü Erdoğan'ın öncelikle internet hürriyeti ile ilgili düşünceleri, sadece Avrupa Birliği değil ama aynı zamanda NATO üyelerini de birleştirmesi gereken ortak değerlerle bağdaştırılamaz. Alman askerleri bu değerleri savunmak için Türkiye'ye gönderildiler. Mutlak iktidar hayalleri ve hürriyetlerin kısıtlanması bu değerlerle uyuşmamaktadır. Bu husus açıkça dile getirilmelidir.”
Karlsruhe'de yayımlanan Badische Neueste Nachrichten gazetesi Almanya Cumhurbaşkanı'nın Türkiye ziyaretine ayırdığı yorumda, Gauck'tan, Erdoğan muhaliflerine cesaret vermesinin beklendiğini vurguluyor:
“Özgürlüğü cumhurbaşkanlığının ana teması yapan Joachim Gauck'tan haklı olarak bazı yorumlarda bulunması beklenebilir. Üniversite öğrencilerine hitaben yapacağı konuşma bunun için iyi bir fırsat olacak. Bunu yaparken de mümkün mertebe basmakalıp ifadelerden kaçınıp somut konulara değinmeli. Sarf edeceği açık sözler, Erdoğan'ın iktidarı tekeline alma çabalarına direnenleri cesaretlendirecektir.”
Stuttgarter Zeitung Doğu Ukrayna'daki AGİT gözlemcilerinin Rusya yanlısı militanlar tarafından rehin alınmasının son derece tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine işaret ediyor:
“Rusya yanlısı unsurlar kendine çok güveniyor. Elebaşlarından biri ilk kez televizyon kameraları karşısında maskesini çıkardı. Ukrayna makamları bu şahsın Rus askeri istihbaratında görevli bir subay olduğunu teşhis etti. Şayet bu doğruysa, Rusya, artık Doğu Ukrayna'da olup bitenlerle ilgisi olmadığı iddiasının arkasına saklanamaz. Bir Rus subayının Slavyansk'ta ne işi olduğu en az, Alman ve diğer Avrupalı subayların neden oraya gönderildikleri kadar öğrenilmeye değer bir husustur.”
Frankfurter Rundschau gazetesi Ukrayna krizini sona erdirme çarelerinin tükenmediğini yazıyor:
“Vladimir Putin'i suçlayan kendini de suçluyor, demektir. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, Rusya ve Rusların da güvenlik garantisinin olduğu bir Avrupa yaratılması arzulanmaktaydı. Batı'nın bu ilkeye tam olarak uyduğu söylenemez. Aksine sorumlular Kuzey Atlantik Paktı'nı, Baltık Denizi'nin en doğusuna kadar genişlettiler. Batının bu hatalı davranışı katiyen Rusya'nın devletler hukukunu ihlal etmesini temize çıkarmaz. Ancak Batı'nın hatasını dikkate alan, ideolojik anlamda kendini silahsızlandırmış ve iyi-kötü şemasının dışına çıkmış olur. Diğer taraftan krizin aşılması için başka alternatifler de bulunmaktadır. Avrupa'nın dışişleri bakanları çözüm pazarlığında, çaresizliklerinden öfkelerini bastırmak zorunda kalacaklardır.”