Gündem

28.03.2014 - Avrupa basınından özetler

Türkiye’deki yerel seçimler, Ukrayna ekonomisi, NATO’nun geleceği ve Almanya’nın sosyal göçü önleme gayretleri öne çıkan yorum konuları.

28 Mart 2014 14:46


Liberal İsveç gazetesi Dagens Nyheter Türkiye'deki mahalli idareler seçimlerinin en az bir genel seçim kadar önemli olduğunu belirttiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Pazar günü yapılacak olan yerel seçimlerde sadece belediye başkanları seçilmeyecek. Ilımlı İslamcı iktidar partisi AKP'nin bir önceki yerel seçimlere kıyasla nasıl bir netice elde edeceği ve Ankara ile İstanbul gibi büyük şehirleri kaybedip etmeyeceği büyük önem taşıyor. Oylama aynı zamanda Erdoğan'ın otoriter ve dengesiz liderlik tarzının da referandumu olacak. AKP seçimden galip çıkarsa, Erdoğan oylama neticesinden halkın, yolsuzluk iddialarının asılsız olduğuna inandığı, twitter'i yasaklatmasını doğru bulduğu ve siyasetle hukuk devleti arasındaki sorumluluk paylaşımını kaldırmakta haklı olduğu sonucunu çıkaracak.”

İsviçre'nin Neue Zürcher Zeitung gazetesi, Ukrayna'nın ekonomik durumuna yer verdiği yorumunda, yardımın ağır şartlara bağlanmasının hayra vesile olabileceğini yazıyor:

“Uluslararası Para Fonu, Avrupa Birliği ve diğer devletlerin Ukrayna'ya attığı can simidi köklü yapısal reform yapma şartına bağlandı. Gerekli reformlar durmadan ertelenmekteydi. Şimdiye kadar devlet tarafından sübvanse edilen doğalgaz fiyatının yüzde 50 oranında artacak olması hem maliyet gerçekliğine ayak uydurma hem de devlet maliyesini istikrara kavuşturma yolunda atılmış bir adımdır. Aynı zamanda idari yapının daha verimli kılınması ve yolsuzlukla mücadele edilmesi de gereklidir. Bütün bunlar kolay olmayacaktır. Ancak Polonya gibi diğer eski Doğu Bloku ülkeleri, zorla yaptırılan reformların Ukrayna'ya da çok daha iyi bir gelecek yaratabileceğine emsaldir.”

De Telegraaf adlı Hollanda gazetesi Batı'nın, Ukrayna krizinden dolayı Rusya'ya olan tutumunu değiştirmesinin Kuzey Atlantik İttifakı NATO'nun önemini arttırdığını vurguluyor:

“Putin, Batı'nın kendilerine başka alternatif bırakmadığını, NATO ve Avrupa Birliği'nin eski Varşova Paktı topraklarında ilerlemekte ısrar ettiğini söylüyor. Lakin bunları söylerken Batı'nın kendisini kazanmak için çok çaba harcadığını unutmuşa benziyor. Ticaret anlaşmaları ve NATO-Rusya Konseyi'nin kurulması Putin'e yetmedi.

NATO yıllardır kendini ihmal edip, insansız hava araçlarının tanklardan daha önemli olduğu ‘terörizmle yumuşak savaş' stratejisini benimseyince, Putin bunu fırsat bildi. Ama şimdi NATO'nun geleceği garantilenmiş bulunuyor. Şimdiye kadar tarafsızlığı ilke edinen İsveç ve Finlandiya bile NATO'ya üye olmayı düşünmeye başladı.”

Madrid'de yayımlanan El Mundo adlı sağ liberal İspanyol gazetesi Almanya Hükümeti'nin sosyal yardımların göçmenler tarafından istismar edilmesini önlemek için aldığı kararları şöyle yorumluyor:

“Almanya'da tasarlanmakta olan düzenlemeler Avrupa Birliği açısından bir paradigma değişikliği anlamına gelmektedir. Önerilen tedbirler Avrupa'nın göbeğinde göçün ne kadar büyük bir tehlike olarak algılandığını gözler önüne seriyor. Bunun ardında seçim kampanyasıyla ilgili düşüncelerin yattığı söylenebilir. Almanya işsizliğin nispeten düşük ve sosyal güvenlik mekanizmasının da daha fazla yükü taşıyabileceği bir ülkedir.

Planlanan kısıtlamalar, öncelikle Bulgaristan ve Romanya'dan gelen göçü sınırlamayı hedef alıyor. Devletten sosyal yardım almak için sahtecilik yapıldığı tabii ki inkâr edilemez. Ama bu tartışma demagojik ve popülist mesajlar yaymak için bahane olarak kullanılmamalıdır.”